“Doğu Türkistan’da Tam Bir Soykırım Uygulanıyor”
- DünyaMANŞET
- 3 Kasım 2020
Dünya Uygur Kurultayı Genel Başkanı Dolkun İsa, Camia Tv’de yaptığı açıklamada, Çin yönetiminin Doğu Türkistan’da tam bir soykırım uyguladığını söyledi.
Selçuk Çiçek’in sunduğu “Asıl Mesele” isimli programda konuşan Dolkun İsa, 2014 yılında şimdiki Cumhurbaşkanı Şi Cinping’in iktidara gelmesi ile Doğu Türkistan’da uygulanan asimilasyon politikasının tam bir soykırıma dönüştürüldüğünü anlattı.
Doğu Türkistan’ın Sincan Uygur Özerk Bölgesi olarak anayasal özerkliğe sahip olduğunu ancak bu özerkliğin hiç bir zaman uygulanmadığını dile getiren Dünya Uygur Kurultayı Başkanı Dolkun İsa, “Doğu Türkistan, Yalta Konferansı sonrasında Çin’e terkedildi. Çin de 1949 yılında sadece 5 yıl süre ile orada kalacağını söyledi. Ama daha sonra ilhak etti.” diyerek, tarihi olarak Doğu Türkistan’ın Çin’den ayrı olduğunu söyledi.
ASİMİLASYON SOYKIRIMA DÖNÜŞTÜ
Ülkede soykırım yaşandığını çeşitli örneklerle ortaya koyan Dolkun İsa, Çin yönetiminin asimilasyondan soykırıma bide bire geçmediğini, aksine tüm dünyanın tepkisini ölçerek bu noktaya geldiğini anlattı. İsa şunları söyledi:
“Çin bu politikaya birden bire geçmedi. Önce, İslam dünyasını test etti. Sonra, Batı dünyasını test etti. Hatta insan hakları örgütlerini test etti, ne yapacaklar diye. Medyayı test etti. Dünyadan bir tepki almayacağını anladıktan sonra asimilasyon politikasını soykırım politikasına dönüştürdü. Ve bunu da çekinmeden uyguluyor.”
DOĞU TÜRKİSTAN AÇIK HAPİSHANE
Toplama kampları ile de bilgi veren Dolkun İsa, kamplarda tutulan Doğu Türkistanlıların sayısının 2-3 ya da 5-6 milyon olduğu söylense de asıl meselenin Türkistan’ın tamamının bir açık hapishane olduğunu söyledi. Sözlerine “Dışarıdaki insanlar da mahkumlar gibi yaşıyor. Mesela benim 20 km uzaklıkta yaşayan bir kardeşimi ziyaret etmem için polisten izin almam gerekiyor. Kardeşime gideceğim, otobüse sadece kimliklerinizle giremezsiniz, size verilen özel izin ve kimlikle gidebilirsiniz. Sonra kardeşinizin olduğu yerde de tekrar polise gidip, bakin ben geldim, burada kalabilir miyim diye ikinci bir izin daha almanız lazım.” şeklinde devam eden Dolkun İsa, özellikle dinî yasama müdahale edildiğini de anlattı. Buna, Ramazan orucu ile tesettürün yasaklanmasını ve lokantalarda içki mecburiyetini örnek gösterdi. İsa şunları anlattı:
ORUÇ YASAKLANDI: ÖĞLEYİN YEMEK YEMEK MECBURİ OLDU
“2013-2015’dan itibaren ramazan aylarında oruç yasaklandı. Oruç yasağının, önce 2013 ve 2014’de denemesini yaptılar. Gizli oruç tutanlar da takip edildi. Sahur vakti bütün evler kontrol altına alındı. Fakat, işe, daireye çalışmaya gittiğinizde oruç testi yaptılar. Özellikle okul ve işyerlerine öğle yemeği getirip, zorla yemek de yedirdiler. Yemeyenleri cezalandırdılar. Ramazan aylarına has içki içme yarışmaları yapıldı. Buna hanımların da katılmasını şart koştular.”
HANIMLARIN ELBİSELERİNİ KISALTIYORLAR
Erkeklerin sakallı, hanımların tesettürlü olmasının terörist muamelesi görmek için yeterli olduğuna da işaret eden Dolkun İsa, Bu konuda şunları söyledi:
“Doğu Türkistan’da hanımların başörtülü olması yasaktır. Hatta, o kadar ileri gidiyorlar ki, sokaklarda polisler, uzun elbise giyen hanımların elbiselerinin eteklerini kesiyorlar, kısaltıyorlar. Öte yandan başörtüsü bizde, hem dindarlığı gösterdiği gibi aynı zamanda gelenek. Dindar olmayanlar dahi bu geleneğe uyuyorlar.”
HELÂL ET YASAK, DOMUZ ETİ YEMEK MECBUR
Helal et yemenin de yasaklandığına dikkat çeken Dolkun İsa, 2017 yılında anti-Helalizm diye bir kampanya başlatıldığını, hatta Müslüman restoranlarında içki satmanın zorunlu hâle getirildiğini bildirdi: “İçki ve sigarayı insanların görebileceği yere koyacaksınız. Bu arada, mesela bir Çinli bir arkadaşınızla bir lokantaya gittiniz ve arkadaşınız size domuz eti ikram etti. O domuz etini yemem diyemezsiniz. Eğer yemezseniz. Radikal diye suçlanır, terörist damgası yer, ve hapse atılırsınız.”