Diyabet Ayağı
- SAĞLIK
- 31 Ocak 2022
Şeker hastalığı ve yaraları bacak kaybının (amputasyon) en önemli sebeplerindendir. Ayağında yara gelişen şeker hastalarının ¼’inde ayak ve bacak kaybı yaşanmaktadır. Diyabet hastalarının yaklaşık yüzde 20’sinde ayakta yaralar açılır. Ayakta yara olan hastaların yüzde 6’sı ise yaranın iltihaplanması yada yaraya ait diğer sorunlar nedeni ile hastaneye yatırılır. Bu nedenle şeker hastalarındaki ayak yaralarının önlenmesi ve tedavisi büyük önem taşımaktadır.
KİMLERDE AYAK YARASI GELİŞİR?
Diyabeti olan her kişide ayakta yara oluşabilir. Özellikle uzun süredir şeker hastalığı olan yaşlılarda, insülin kullanan hastalarda ve şeker hastalığına bağlı olarak böbrek, göz ve kalp hastalığı olan kişilerde ayakta yara oluşma riski daha fazladır.
ŞEKER HASTALARINDA AYAK YARASI NASIL OLUŞUR?
Şeker hastalarında ayak yarası birçok faktörün bir araya gelmesi ile oluşur. Bu faktörlerden en önemlileri şeker hastalığının sinirleri tahrip etmesi (nöropati) sonucu ayakta duyunun azalması, atardamar tıkanıklığı, yine nöropatiye bağlı ayakta şekil bozuklukları (atropati), tekrarlayan tahrişler ve yaralanmalardır.
Şeker hastalarında yıllar içinde sinirlerin yüksek kan şekerinden zarar görmesi sonucunda nöropati gelişir ve ayağın dokunma hissi ortadan kalkar. Öte yandan yine nöropatinin etkisi ile derinin yağ ve ter bezleri çalışmadığı için deri kurur ve esnekliğini, canlılığını yitirdiği için kolay yaralanabilir hâle gelir.
Bazı diyabetik hastalarda yine nöropatinin ayak kaslarını etkilemesi ile ayağın şekli ve yürüme dinamiği değiştiği için, yük taşımaya alışmamış ayak bölümlerine ağırlık kaymaya ve bu bölgelere baskı olmaya başlar. Böyle bir ayağa sahip olan hasta farkında olmadan ayağını bir yere vurduğunda, bir cisim battığında oluşan yarayı, nöropati nedeni ile ağrı hissetmediği için, fark etmez.
Öte yandan hastaların önemli bir bölümünde ayağa giden damarlarda tıkanıklıklar vardır. Oluşan bir yaranın iyileşebilmesi için normalden on kat fazla kan gerekir. Gerek damardaki tıkanıklık ve sonucunda ayağa gelen yetersiz kan akımı, gerekse şeker hastalığının olumsuz etkileri nedeni ile oluşan yara çoğu kez kendiliğinden iyileşmez ve ilerler.
Genelde hastalar, yara oldukça sorunlu hâle geldikten sonra doktora başvururlar. Oluşan yaralar belirli bir süre fark edilmeden genişlemeye devam eder ve kemiklere ve eklemlere nüfuz eder. Uzun süredir devam eden yaralar ve enfeksiyonlar beslenemediklerinde uç bölümlerinde kangren gelişir. Bu şekilde diyabetik yara ve enfeksiyonlar bir taraftan yayılırken bir taraftan da kangrene dönüşür. Her iki durumda bacağın kaybı ile sonuçlanabilir.
NİÇİN YARA TEDAVİ EDİLMELİDİR?
Yara oluştuktan sonra yaranın hekimlerce bakımı gereklidir. Enfeksiyonun ve amputasyonun engellenmesi, ayağın fonksiyonunun ve yaşam kalitesinin düzeltilmesi için ayak yaralarının tedavisi elzemdir.
ŞEKER HASTALARINDA AYAK YARASI NASIL TEDAVİ EDİLİR?
Diyabetik hastada ayakta ilk amaç iyileşmenin hemen sağlanmasıdır. İyileşme süresi ne kadar kısa olursa, yaranın enfeksiyon ve kangren gibi sorunlara dönüşme riski o kadar azdır. Tedavinin sağlanabilmesi için aşağıdaki faktörler gereklidir.
- Enfeksiyonun engellenmesi
- Yara olan bölgelere baskı ve ağırlığın ortadan kaldırılması
- Ölü dokuların temizlenmesi (debridman)
- Uygun pansuman ve bakım yapılması
- Kan şekerinin düzenlenmesi
- Dolaşım sorunlarının ve damar tıkanıklığının tedavisi
Bütün yaralar enfekte değildir. Ancak enfekte olup olmadığının dikkatli bir muayene veya gerekirse tahlillerle belirlenmesi ve uygun antibiyotiklerle tedavisi uygulanmalıdır.
Yara iyileşmesinin sağlanabilmesi için yara olan alana yönelik baskı ve yük ortadan kaldırılmalıdır. Örneğin yara yürürken yere temas eden bir noktada ise yürünmemeli ya da o bölgeye basmayı engelleyecek özel ayakkabılar giyilmelidir. Mesela topukta bir yara varsa yatarken yara yatağa temas edeceği ve bacağın ağırlığı o bölgede olacağı için uygun malzemelerle yaranın yere teması engellenmelidir.
KAN ŞEKERİNİN KONTROLÜ
Şeker hastalarının yaralarının tedavisinde en önemli basamaklardan birisi kan şekerinin kontrol altında tutulmasıdır. Bu açıdan bir endokrinoloji uzmanının denetiminde kan şekeri düzenlenmelidir.
CERRAHİ TEDAVİ SEÇENEKLERİ
Enfekte olmayan çoğu yara cerrahi bir girişim gerekmeden tedavi edilebilir. Eğer tüm ameliyat dışı yöntemlere rağmen yara iyileşmiyor ise cerrahi tedavi gerekir. Cerrahi tedavi enfekte olan ya da yara iyileşmesinde başarısızlığa neden olan kemik bölümlerinin çıkartılması, deformitelerin düzeltilmesi, yaraların deri parçaları kullanılarak kapatılmasını ve gerekiyorsa damar ameliyatlarını içerir.
İYİLEŞMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
Yaranın iyileşmesi çok değişik faktörlere bağlıdır. Örneğin yaranın büyüklüğü, derinliği, yeri, şişlik ve damar tıkanıklığı olup olmadığı, üzerine baskı olup olmadığı, kan şekerinin durumu ve yara bakımının kalitesi yaranın iyileşme hızını etkileyen faktörlerdir. Yaranın iyileşmesi haftalar ya da aylarca sürebilir.
DAMAR HASTALIĞINDA YARA İYİLEŞMESİ
Şeker hastalarındaki ayak yaralarının yarısında değişik derecelerde damar tıkanıklığı vardır. Genelde damar tıkanıklığı düzeltilmeden yaranın iyileşmesi sağlanamaz. Bu nedenle bir şeker hastasında ayakta yara ya da enfeksiyon olduğunda ilk yapılması gereken damarların açık ve akışkan olup olmadığının değerlendirilmesidir.
Eğer damarlarda bir sorun saptanmamış ise yara ve enfeksiyon tedavisine devam edilir. Eğer bu değerlendirmeler sonucu damar hastalığı lehine bir bulgu saptanmış ise, damar hastalığının yerini, seviyesini ve derecesini daha iyi değerlendirmek için çeşitli teknik muayeneler eklenir.
Damar hastalığı ya da ayağa giden kan akımı düzeltilmeden yaranın iyileşmesi mümkün değildir. Buna karşın hastaların önemli bir bölümü yaranın pansumanı, küçük cerrahi girişimler, çeşitli ilaç tedavileri veya hiperbarik oksijen tedavisi gibi yöntemlerle vakit kaybederler. Bu yöntemlerin hiçbirinin ayağa kan akımını artırıcı bypass ya da anjiyo altında yapılan endovasküler tedavilere üstün olduğu kanıtlanamamıştır. Bu nedenle damar hastalığı olan diyabetik hastaların öncelikle damar hastalığını tedavisi gereklidir.
Genel olarak siyah renge dönmüş ve canlılığını yitirmiş olan parmakların geri döndürülmesi ya da kurtulması mümkün değildir. İster balon ister bypass ameliyatı olsun bir şekilde tıkalı damarlar açılıp, yaranın olduğu ayağa kan götürüldükten birkaç gün sonra kangrenli parmaklar alınır. Tüm mesele bu kangrenli parmaklar alındıktan sonra yaranın iyileştirilmesidir. İşte balon ve bypass kalan dokunun beslenmesini artırarak, yaranın iyileşmesini ve sonuçlarda bacağın korunmasını sağlar. Damar açıcı tedaviyi takiben alınan parmakların olduğu zeminde ya da yaranın olduğu dokuda yara bakımına ve pansumanlara devam edilir. Şeker hastalarında yara iyileşmesi zaman alır ve aylarca sürebilir.