Deprem Ayeti

Deprem Ayeti

Kahramanmaraş’ta art arda meydana gelen 7,7 ve 7,6 şiddetindeki (etkisi itibariyle 11 şiddetindeki) depremler, on bir ilimizde büyük yıkıma yol açtı. Bu illerde binlerce bina yerle bir oldu; tarihî ve kültürel doku kayboldu. Depremin ölümcül ve travmatik etkileri yanında bu büyük maddi hasar, basit kalıyor. Kırk dört bini aşkın kardeşimiz, can verdi (Rahmet diliyorum). Binlerce yaralımız var (acil şifa diliyorum). Binlerce çocuğumuz, yetimler, öksüzler arasına katıldı. Binlerce kadın ve erkeğimiz, eşini, çocuklarını ahirete uğurladı (sabır diliyorum). Ülke ve millet olarak müthiş sarsıldık. Sadece yerimiz değil ruhlarımız da sarsıldı, milletçe yastayız.

Olan oldu. Şimdi görevimiz, öncelikle millet olarak her şeyimizle depremzede kardeşlerimizin yanında olmak, onların acılarını dindirmektir. Bu arada bireyler ve millet olarak olanları iyi anlam(landırm)ak, özeleştiri yapmak, bugün ve daha sonra yapmamız gerekenleri belirleyip işe koyulmaktır. Deprem olgusunu doğru anladığımız nispette ona uygun tepkide bulunabilir, bundan sonrasını iyi yönetebiliriz.

“Kur’an’a Göre Varlık Dünyasındaki Her Yaratık Ayettir”

Kur’an, kendi cümlelerine ayet dediği gibi varlık dünyasını bir kitap ve onun içindeki her bir varlığı, olay ve olguyu da bu kitabın ayetleri olarak sunar. Varlık dünyasındaki her yaratık, su, ekinler, yiyecekler, gece, gündüz, güneş, gezegenler, tufan gibi musibetler, Kur’an’a göre ayettir (bkz. A’raf suresi, 7:73; Hud suresi, 11:64; Nahl suresi, 16:11-13; Furkan suresi, 25:37; Yasin suresi, 36:41; A’raf suresi, 7:26). Kur’an ayetleriyle bu kevnî ayetleri birlikte dikkatle okumamız, derin derin düşünüp anlam(landırm)amız, analiz etmemiz istenmektedir (Mesela bk. Âl-i imran suresi, 3:137.; Gaşiye suresi, 88:17-20). Kur’an’ın ve kâinat kitabının doğru anlaşılması, ikisinin birlikte okunmasına bağlıdır.

Bugün karşılaştığımız deprem ayetini okumamız, bütün boyutlarıyla ve çok yönlü analiz etmemiz, ne olduğunu, ilettiği mesajı vahyin ışığında akılla, bilimsel yaklaşımla, farklı bilgi alanlarına dair bilimsel ve düşünsel bilgileri kullanarak anlamamız gerekiyor. Onun jeo-fizyolojik boyutunu iyi analiz etmek şarttır, ama yetmez; öteki boyutları, metafizik boyutu da işe katarak küllî bir üst bakışla bütüncül anlamını yakalamalıyız. Bunu yapabilmek için farklı alanlara ait sahih gerçeklik bilgilerini bütünleştirerek yorumlamak gerekmektedir. Depremi doğru anla(mlandır)dığımız oranda, ona dair isabetli kararlar alabilir, doğru tutum takınabiliriz. Depremin kısa ve uzun vadede önümüze çıkardığı/çıkaracağı ürkütücü ekonomik, demografik, kültürel, siyasi, ahlaki sorunlarını çözebilmemizin ön şartı budur.

Maruz kaldığımız sonuçlar, deprem ayetini Kur’an’ın öngördüğü nitelikte anlamadığımızı gösteriyor.