Çocuklar İle İletişim Kurarken Nelere Dikkat Etmeliyiz?

Çocuklar İle İletişim Kurarken Nelere Dikkat Etmeliyiz?

İletişim en az iki bireyin bir araya geldiğinde vuku bulan ilişkinin şeklidir. Bireyler birbiri ile konuşmasa bile verdikleri bir mesaj vardır. Bunun için de bazen istemli bazen istemsiz olarak vücut dilimizi kullanırız.

Örneğin doktorda bekleme odasında ilgilendiğimiz telefon veya okuduğumuz kitap, o odada olan diğer insanlar konuşmak istemediğimizi belirtir. Veya uçakta yanımıza oturan daha önce tanımadığımız kişiye verdiğimiz selam ve onu alış şekli, bu yolculuk sohbet ile mi geçecek yoksa herkes kendi hâlinde susarak mı, bunun sinyalini verir.

İletişim, konuşmaktan öte duyduklarımız, gördüklerimiz ve en önemlisi hissettiklerimizdir. Peki yabancı insanlar ile olduğunda bu kadar kolay anlaşılan iletişim, söz konusu aile olduğunda hatta çocuklar olduğunda neden bu kadar zorlaşabiliyor?

Aile her duyguyu en yoğun yaşadığımız yerdir. Buda kimi zaman bir yabancıdan aşılmayacak sınırların aşılmasına ve akabinde kırgınlıkların yaşanmasına sebep olabiliyor. Çocuklar ile olan iletişimimizde biz yetişkinlerin sıkça düştüğü bir durumdan bahsetmek istiyorum. Yetişkincilik!

Biz yetişkinler yaşımız ve hayat tecrübemizden yola çıkarak söylediklerimizin ve fiillerimizin çocuk veya genç karşısında kabul görmesini bekleyebiliyoruz. “Benim yaşıma gelince anlarsın”, “Sen daha kaç yaşındasın”, “o sana göre değil bırak abin yapsın”, veya üzerine basılarak söylenen “sen artık 13 yaşındasın, bunları anlaman lazım”, gibi cümleler yetişkincilik için birkaç örnek. Bunlar kötü niyetle söylenen şeyler değil Tuba hanım, dediğinizi duyar gibiyim. Fakat bu tür cümlelerin çocuk ve gençler tarafından nasıl tercüme edildiğine bakalım: “Anlamakta sıkıntı yaşıyorum”, “henüz hiç bir hayat tecrübem yok”, “ben beceremiyorum ve abimin bana yardım etmesine ihtiyacım var”, “13 yaşında bir insan nasıl olur bilmiyorum ve sorumluluklarından korkuyorum”. Yetişkinciliğin çocuklar üzerindeki etkileri şunlardır:

  • Yetersizlik hissi
  • Güvensizlik hissi/ belirsizlik
  • Öfke
  • Özgüven eksikliği

Ne profesyoneller ne de ebeveynler bu hataya düşmemenin sözünü veremeyiz. Burada esas olan bu konu ile ilgili bir duruş ve tutum edinmektir. Bunun için çocuğu ihtiyaç ve endişelerini ciddiye almak, çocuğun dünyasını anlamak istememiz gerekir. Her şeye rağmen yetişkincilik içeren bir cümle kullandığımızda kendimize şu soruları soralım:

1. Bir yetişkin ile böyle konuşur muydum?
2. Benimle böyle konuşulmasını ister miyim?

Bu iki sorudan en az birine cevabınız “hayır” olduğunda, bunun telafisinin yolunu bulmamız, iletişim adına attığımız sağlıklı bir adım olacaktır.