Çocuk Neden Yalan Söyler?

Bir sözün doğru veya yanlış olduğunu ayırt edebilmeleri için çocukların belirli bir yaşa gelmeleri gerekir. Üç ila beş yaş arasındakı çocukların zihinsel gelişimi henüz tamamlanmadığı için söylediği “yalanlar” bir anlam taşımaz. Bu sözler hayal dünyasını süslemek için kullandığı sözlerdir. Örneğin yemeği döktügü zaman “ben değil, kurt döktü” diyebilir. Bu, onun kasıtlı yalan söylediğini ifade etmez, bilhassa hayal gücünün kuvvetli olduğu manasını taşır.

Beş ila sekiz yaş arasındaki çocuklar anne-babalarını memnun etme çabası içindedirler. Bu yüzden onları hoşnut etmek için doğruluk içermeyen sözler söyleyebilirler. Zira bu yaştaki çocuklar henüz doğruyu ve yanlışı birbirinden ayıramazlar. Sekiz ile on yaşlarından itibaren artık doğruyu ve yanlışı ayırt edebilecek yaştadır. Buna rağmen çocuk hâlâ yalan söylüyorsa bunun sebeplerini araştırmak gerekir.

Çocuklar korku ve endişe anında yalana başvururlar. Anne-baba sevgisini kaybetmekten korkan çocuk yalan söylemeye başlar. Bir hata işlediğinde veya bir işte başarısız olduğunu düşündüğünde, gerçeği anne ve babasından gizlemek ister. Zira başarısızlığı yüzünden sevilmeyeceğine inanır. Ebeveynler öz güveni düşük bir çocuğa sahip iseler mutlaka eleştiriden uzak durmalıdırlar.

Kıyaslamayın!

Çocuğu kardeşi veya arkadaşıyla kıyaslamak son derece yanlış bir tutum olur. Bu türlü bir davranış, yukarıda da bahsedildiği gibi, çocuğun kendisini başarısız hissetmesine yol açar ve anne-baba sevgisinden mahrum kalmamak için onu yalana sürükleyebilir.

Bu gibi durumlarda yapılabilecek en doğru davranış, çocuğa güven duygusu aşılamak ve onu koşulsuz sevdiğinizi ifade etmeniz olacaktır. “Her ne olursa olsun seni sevmekten vazgeçmeyeceğiz.” demeniz, onu rahatlatacaktır.

Doğru yaklaşım gösterin

Öte yandan anne-baba sevgisini yeterince alamayan çocuklar, bütün ilgi ve alakanın odağı olmak adına, sırf dikkat çekmek için yalana başvurabilirler. “Herkes benimle ilgilensin.” düşüncesi, kasıtlı yalanı beraberinde getirir. Ebeveynlere düşen, bu tür durumlarda öfkelerine hâkim olmaktır. Kızmak veya cezalandırmak çare olmadığı gibi, çocuğu daha çok yalana sevk edecektir. Çocuğa yaklaşım şekli son derece önemlidir.

Ona doğru davranış biçimini öğretmek isterken, yalanın kötü bir şey olduğunu anlatabilmeliyiz. Bu noktada seçtiğimiz kelimeler dahi önem arz eder. Örneğin “yalan söyleme” demek yerine, “yanlış hatırlıyorsun galiba” ya da “istersen bir kez daha düşünelim” şeklinde yaklaşmak, çocuğu dürüst davranmaya davet eden daha olumlu bir yaklaşım olacaktır.

Yalan söylemenin, bazen çocuğun ruh hâli ile alakası olsa da, aslında kimi zaman sadece bir taklit ten ibaret olduğunu unutmamalıyız. Çocuk evde gördüklerini sadece kendi dünyasında pratikleştirmişti. Ebeveynler, çocukların duyduklarından ziyade gördüklerini uyguladıklarını ne yazık ki unutmaktadırlar. Öyle ki bazen “Yalan söylemek kötü bir huydur, bu huyundan vazgeçmelisin.” derken, öte yandan bizzat kendileri çocuklarını yalana sevk eden anne-babaların sayısı hiç de az değildir. Örneğin, kapıya gelen komşusunu, “Annem uyuyor, de” veya  “Babanı soran olursa bugün çalışıyor, de”  gibi tembihlerle gönderen anne-babalar çocukların içinde filizlenen doğruluk erdemini bizzat nasıl baltaladıklarını bilselerdi keşke. Ahlakı üstün çocuklar yetiştirmek istiyorsak onlara bir şeyler anlatmaktan evvel güzel örnek olmakla işe başlayabiliriz. İşte asıl bu tür  davranışlarımız çocuğumuzun ömrü boyunca asla unutamayacağı, en kıymetli  nasihatlerdir.

Örneğin “yalan söyleme” demek yerine, “yanlış hatırlıyorsun galiba” ya da “istersen bir kez daha düşünelim” şeklinde yaklaşmak, çocuğu dürüst davranmaya davet eden daha olumlu bir yaklaşım olacaktır.