Câhiliye ve Dâhilik Böyle Bir Şey mi Acaba?
- YAZARLAR
- 10 Ocak 2020
Arapça ve Türkçede kullanılan birbirine zıt iki kelime var. Bunlardan birisi cahillik diğeri de dâhilik. Birbirine zıt gibi görünen bu kelimeler dil bilimine göre incelendiğinde bazen bir diğerinin manasında da kullanılır. Buna göre cahil, bir şeyi bilmeyen manasına gelmemektedir. Dâhi de her şeyi akıllıca bilen demek değildir. Cahil, “bildiği hâlde bilmiyor”, dâhi de “bilmediği hâlde biliyor” numarasına yatan kişidir. Bu yüzdendir ki câhiliye dönemi denildiğinde, sadece cehaletin hüküm sürdüğü bir dönemden değil, bildiği hâlde, bilgisizliğin gereğine göre amel eden toplumdan bahsedilir.
Peygamber Efendimiz’in sözlerinde yerini bulan bir câhiliye çağrısı vardır. O da hakikati bildikleri hâlde, hâlâ hakikat öncesi (İslam öncesi) zamana göre amel edenleri tanımlar. Malumdur ki, câhiliye çağrısı, kendisi haksız olduğu hâlde “Yetişin Eeey filan oğulları” diyerek yanına kabilesini çeken ve savaştıran davet ve çığlıktır.
Aralık ayı sonunda İstanbul Araştırma ve Eğitim Vakfı İSAR’a bağlı Tıp ve Ahlak Çalışma Grubu “Tıbbi Konularda Fetva Verme Metodolojisi ve Zorluklar” sempozyumu diye bir sempozyum düzenledi. Konu başlıklarından birisi ise “Genetik Mühendislik ve Teknolojinin Sorgulanması” başlığını taşıyor. İşte bunun üzerine Türk Tabipleri Birliği, “Aklın özgür ve bağımsız düşünebilmesinin, sorgulamasının önüne ket vuran inanca dayalı bilgi üretme süreçleri toplumların gericileşmesinin en temel göstergelerindendir… Türk Tabipleri Birliği olarak toplumun sağlık hakkını ve demokratik hukuk sistemini yok sayan, gericileşmeyi körükleyen yaklaşımlar ve uygulamalara karşı uyarma sorumluluğumuzu yerine getiriyoruz…” diyerek sempozyumun tıbba karşı yapıldığını iddia edecek kadar ileri gidiyor.
Sempozyumun bu şekilde karalanmasının izahını yaptığımız dâhilik ve câhiliye ile alakasını siz kurmaya çalışın. Aynı mantık ve aynı fikrî çürümenin dinî hassasiyeti üst düzeyde olan Müslümanlara da yansıması karşısında susmak, aslında onları buna teşvik etmek anlamına gelecektir. Burada dikkatleri, IGMG Genel Başkanı Kemal Ergün’ün “Noel tebriği”ne çekmek istiyorum. “Tüm Hristiyanların Noel’ini tebrik ediyor, herkese sağlıklı ve başarılı bir yeni yıl diliyoruz.” diyen Ergün’ün bu minval üzere giden tebriğine ağza ve dile gelmeyecek hezeyanlar sergileyen Müslümanların içine düştükleri durumu düşünüyorum da… “Tıbbi Konularda Fetva Verme Metodolojisi ve Zorluklar” sempozyumuna tepki veren tabipler arasında bir fark bulamıyorum.
Câhiliye ve dâhilik böyle bir şey mi acaba?