Ben Böyleyim

Ben Böyleyim

Günlük hayatta sıkça söylenen, fakat anlamı ve doğruluğu hakkında pek de düşünülmeyen sözler vardır. Her ne kadar dosdoğru olma ilkesine uygun düşmese de çoğumuz nezaket ve görgü kurallarına uygun olması ya da öyle alışıla geldiği için nice sözler sarf ederiz. Tam düşünülmeden verilmiş buluşma sözleri ya da öyle hissedilmeden söylenen özlem yüklü cümleler bunlara en güzel örnek.

“Beni böyle sev seveceksen”

Fakat bir de kendi çizgilerimizi çizmek ve konfor alanımızı belirtmek adına yine aynı çapta kullanılan nice ifade vardır. Örneğin “Ben böyleyim!” ya da ünlü şarkıcı Gencebay’ın sözleri ile “Beni böyle sev seveceksen” cümleleri her ne kadar dudağımıza tebessüm kondursa da aynı şekilde tam da aynı şekilde düşünülmeden söylenenler arasındadır.

Unuttuğumuz en acı gerçek ise “Ben böyleyim” gibi ifadelerle çizdiğimiz sıkı sınırlar sadece etrafımızda olan insanları değil, bizleri de bağlar ve çoğu zaman konfor alanımızı terk edemeyiz ve içimizdeki potansiyelin dışarı çıkmasını engeller. Kısacası hayatta olabileceklerimizi/başarabileceklerimizi “Ben oldum” tavırları ile tamamen kendimiz baltalamış oluruz. Ve bu duruş ne dinî ne de bilimsel bakış açısı ile örtüşmeyen bir tavırdır.

YAZARLAR | 12 Ekim 2021 Konfor; Ruhun Bataklığı.. Konformizm; Aklın Celladı.. 12 Ekim 2021

DEĞİŞİM AYNI ZAMANDA GELİŞİMDİR

İslam dininin çizdiği çerçeve içerisinde hayatını idame ettirmeye çalışan müminlerin “İki günü bir olan ziyandadır” düsturu ile hareket etmeye çalışmaları aşikâr ve beklenilesi bir durumdur. Daha iyi, güzel, dünya ve ukba için hayırlı işler meydana getirmek için uğraşan bir insanın ise akan zaman içinde değişmemesi, aynı kalması mümkün değildir. Gözlemlenenler, öğrenilenler, tecrübe edilen bilgiler ile dün ile bugün arasında fark oluşur, gelişen düşünce dünyası ile insan da gelişir ve değişir.

Şöyle dönüp bir hayatımıza baktığımızda, 10-15 yıl önceki kişi olmadığımızı hatta bir yıl önceki kişi bile olmadığımızı görebiliriz. Bu da hepimizin sürekli bir değişim içerisinde olduğumuzu gösteriyor. Eğer olumlu değişimleri koruma becerisine sahipsek bu değişim aynı zamanda gelişim oluyor.

Buradan şu çıkarımı yapabiliriz: İnsanlar her yaşta değişebilir. Bu değişim olumlu da olabilir, olumsuz da. İnsanın olumlu yönde değişimini etkileyen iki temel faktör vardır. Bunlardan ilki, kişinin kendi karakterinden kaynaklanan iç sebepler, diğeri de dışarıdan gelen bir motivasyon sonucu gerçekleşen dış sebepler.

İSLAM VE DEĞİŞİM

Kendini geliştirmeye adanmış bir ömür İslam dünyasına hiç de yabancı değildir, kıyametin başladığını gördüğünde dikilen fidan vazgeçmeyişe, son nefese kadar arzu edilen iman ise insanın an be an olan değişkenliğine en güzel vurgudur aslında. Bilim dünyasına “Ömür boyu öğrenme” adı altıda giren ve beşikten mezara kadar insanı azmeden bir öğrenci pozisyonunda gören bu hayat duruşu İslam dünyasına hiç de yabancı değildir.  Özellikle, hidayet ile ilerleyen yaşlarında tanışan Müslümanlar insanın değişme kapasitesine en güzel örnektirler.

İnsan her dönemde içinde yaşadığı dönemi önemser ve sonunda “olacağını düşündüğü kişi olduğunu” düşünür. Oysa insan beyninin en önemli özelliği, ilerleyen yıllarda azalsa da esnekliği ve yeniden şekillenebilmesidir.

Mevlânâ’nın “Biz pergel gibiyiz. Bir ayağımız din üzerinde sağlamca durur, öteki ayağımız yetmiş iki milleti dolaşır.” sözünden hareketle, kesin çizgiler çizerek kendimizi “Ben buyum” çemberine hapsetmek yerine, pergelin bir ucunu İslam hakikatlerine sabitleyerek diğer ucu ile çemberimizi genişletebileceğimizi ve büyüyebileceğimizi, bugün dünden daha iyi bir “ben” ortaya çıkarabileceğimizi asla unutmamamız duasıyla.