Belarus-Polonya Sınırında Kalbimiz Yanarken, Bolu-Ankara Hattı…

Belarus-Polonya Sınırında Kalbimiz Yanarken, Bolu-Ankara Hattı…

Çoğunluğu Iraklı göçmenler olmak üzere binlerce göçmen Polonya-Belarus sınırında Avrupa Birliği’ne geçme mücadelesi içinde iken, açlık, susuzluk, yağmur ve soğukla mücadele ediyor. Küçücük küçücük çocukların Polonya Müslümanları tarafından defnedilişini kalbimiz dağlanarak izliyoruz. Ah vah ediyor, bu kadar mülteciyi kabul etmeyen Avrupa Birliği’ne kızıyor, “insanlık” hatırlatmasında bulunuyoruz. Bulunacağız da.

Lakin şu Bolu’da, Ankara’da olanlara ne demeli? Hukukçu ve solcu bir belediye başkanının ırkçı ve göçmen düşmanı kararları hiç çekinmeden alarak uygulamaya koyması ve bir de “Bana ırkçı-faşist diyebilirsiniz, hiç umurumda değil. Ben Atatürk’ün CHP’sinin neferiyim.” diye de caka satmasının Polonya-Belarus sınırındaki mültecilere görülen revadan ne farkı var.

Bu başkanın cumhuriyet kurmakla övünen bir partiye mensup olması ve 3 dönem milletvekilliği de yapması kendisine bu şekilde davranma ayrıcalığı vermemeli. Ama, veriyor işte. Zaten taaa 1921’lerde Türkiye Komünist Partisi Başkanı Mustafa Suphi’nin öldürülmesinden beri Türkiye’de sağı da, ırkçılığı da, yabancı düşmanlığını da sol temsil eder olmuştur. Öyle ki, zaman zaman faşizan kanun ve uygulamalar sol adına yapılmış, ama gel gör ki, sol bundan rahatsız olmamıştır. İstisnalar elbette ki kaideleri bozmaz.

Bolu’daki göçmenlere belediye hizmetlerini 10 katı daha pahalıya, hatta Dolar üzerinden satmaya kalkışan bir belediye başkanı hâlâ kendi partisinde bile doğru dürüst sorgulanamamıştır. Evet sorgulanamamıştır da, şu “muz yeme” meselesine ne demeli?

Hatırlarsınız, elinde muz yiyen bir Suriye asıllı hanımefendiye sokaktaki “Türk” vatandaşı, yanındaki diğer “erkek Türk” vatandaşları ile birlikte saldırıyor: “Nasıl muz yersin, biz yiyemiyoruz.” diyerek. Ve bu saldırının videosu “Türk” sosyal medyasında zirveye çıkıyor. Suriyeliler bunun üzerine sosyal medyadan “muz yeme” videoları yayımlıyorlar.

Türkiye İçişleri Bakanlığı ne yapıyor dersiniz? Normalde, muz satın almış olan Suriyeli hanımefendiye sataşanlar hakkında yapılması gereken soruşturma, bir bakıyorsunuz sınır dışı olayına dönüşüyor. Sosyal medyadan “muz yeme” paylaşımı yapan Suriyeliler hakkında soruşturma başlatılıyor. Sonuçta, Türkiye, Göç İdaresi Başkanlığı tarafından “Sosyal medyada provokatif muz görüntüsü paylaşımı yapan 45 yabancı uyruklu şahıs tespit edilmiş, bu şahıslar adli işlemlerin ardından sınır dışı edilmek üzere geri gönderme merkezlerine sevk edilmiştir.” denilerek “provokatif muz görüntüsü” belasından kurtarılıyor.

İyi mi, buna da kimse karşı çıkmıyor.