Beddua Hakkında
- YAZARLAR
- 9 Kasım 2022
Beddua edersem, o kişinin başına kötü bir şey gelir mi?
Beddua, bir kimsenin ölmesi, başarısız ve bedbaht olması için yapılan kötü dua demektir. Beddua bir başkasının zarara uğramasını arzulamaktır diye de tarif edilmiştir. Dinî kaynaklarımızda hayra dua gibi beddua da yer almıştır. Örneğin Kur’ân-ı Kerîm’de Allah (c.c.) Peygamber Efendimiz (a.s.)’a yapmış olduğu eziyetler sebebiyle amcası Ebu Leheb’e “Kurusun Ebu Leheb’in elleri ve kurudu da”[1] buyurarak beddua etmiştir.
HAYAT Dil Kalbin Meyvesi, Cennetin AnahtarıdırSünnet-i seniyye’de de bilhassa zulme uğramış olan birisinin bedduasından sakınılması konusunda şu uyarıyı görmekteyiz. “Mazlumun bedduasını almaktan kork. Zira Allah’la bu beddua arasında perde mevcut değildir.”[2]
Duanın kabul olma şartları olduğu gibi, bedduanın da şartları vardır. Herkesin duası kabul olmadığı gibi her beddua edenin de duası kabul olmaz. Zulme uğrayan birisinin beddua etmesi hakkı ise de dinimiz her zaman beddua etmek veya intikam alma yerine af yolunu seçmeyi tavsiye etmiştir. Resul-i Ekrem Efendimiz (a.s.) şöyle buyurmaktadır: “Sana gelmeyene git, vermeyene ver, zulmedeni affet.”[3]
Söylediğim söze pişman olursam ne yapmam lazım?
Haklı ya da haksız yere yapılacak beddua veya söylenen kötü sözlere pişman olmak Allah’tan bağışlanmayı talep etmek demektir. Biz buna tövbe etmek diyoruz. Tövbe etmenin şartları vardır ve o şartlara uygun tövbe edilirse tövbe makbul olur. Bu şartlar şöylece özetlenebilir.
Önce samimi bir şekilde pişman olmak gerekir. “Ey îman edenler! Nasûh (tam bir sıdk ve ihlâs ile) tevbe ederek Allah’a dönün…”[4] ayeti bunu ifade buyurmakta ve yapılacak tövbenin samimi ve ihlaslı olmasını talep etmektedir. “Günahtan tövbe, nedâmet ve istiğfardan ibârettir.”[5] hadîs-i şerîfi de buna işaret etmektedir. İkinci olarak tövbe eden kişi günahlarından nefret etmeli, o günahlara geri dönmeyi ateşe girmek kadar feci görmelidir. Tövbeyi salih amellerle desteklemek de tövbenin kabulünün şartlarındandır. Ayrıca tövbe ertelenmemelidir. Kul hakkına taalluk eden bir günah ise ve imkân varsa hak sahibi ile helalleşmelidir. Elbette tövbenin kabulünün ancak Allah Teala tarafından olacağı unutulmamalıdır. Allah en iyisini bilir.
[1] Tebbet suresi, 111: 1.
[2] Buhari, Sahih, Zekât 1, 41, Sadaka 1, 63, Mezalim 9, Megâzî 60, Tevhîd 1; Müslim, İman 31, 19; Tirmizî, Zekât 6, 625; Ebu Davud, Zekât 4, 1584; Nesâî, Zekât 46, 5, 55.
[3] Müsned-i Ahmed b. Hanbel: 37/17915.
[4] Tahrîm suresi, 66: 8.
[5] Ahmed bin Hanbel, VI, 264.