Bayramı Bayram Yapmak

Bayramı Bayram Yapmak

Barış, huzur ve afiyet içinde yenilerine kavuşmak dileğiyle İslam âleminin Ramazan Bayramı’nı tebrik ediyorum. Bu bayramda da düşünülmesi gereken bazı hususlar vardır. Kısa kısa şöyle özetleyebiliriz:

Birincisi ramazan ayında kazanılan bir ibadet disiplini vardır, onu aynen devam ettirmek gerekir. “Ve sana ölüm gelinceye kadar Rabbine kulluğa devam et!” (Hicr suresi, 15:99) ayeti ibadet ve kullukta sürekliliğin önemine işaret eder. Bu sebeple ramazandan sonra da namaz, imkânı olanlar için nafile oruç, ihtiyaç sahiplerine infakta bulunmak gibi ibadetlere devam etmek mümine yakışan davranışlardandır.

İkincisi herhangi bir sebeple oruç tutabileceği hâlde ihmal etmiş kardeşlerimizin vakit geçirmeden kaza etmeleri önerilir. Çünkü yükümlülüklerin ihmali ya da yasakların çiğnenmesinin bir hesabı vardır ve ömürler sınırlıdır. O sebeple oruç vb. borcu olanlar hemen onu kaza etmeliler ve kendi kendilerine önümüzdeki yılın ramazanını bütünüyle oruçlu geçireceklerinin sözünü şimdiden vermeliler.

Üçüncüsü bayramlar küslerin barışması için bir fırsattır. Haklı bile olsa ayette belirtildiği üzere af yolunu tutup af edebilmek gerekir. İnsanların özellikle de karı-koca ya da akrabaların arasını açmak İblis’in en çok sevdiği eylemlerden birisidir. Kur’ân-ı Kerîm’de: “Kullarıma söyle: İnsanlara karşı sözün en güzelini seçerek konuşsun­lar. Sonra şeytan aralarını bozar. Çünkü şeytan, insanın apaçık düşmanıdır.” (İsra suresi, 17:53) buyurulur. O sebeple şeytana uyup aralarında küslük oluşmuş insanlar varsa bayramı fırsat bilerek barışmalılar. Hz. Peygamber (s.a.s.): “Oruçtan, namazdan, zekâttan kazanacağınız hayırdan ve sevaptan daha çoğunu alacağınız bir amel var ki o iki kişinin arasını düzeltmektir, iki kişinin arasını açmak dininizi kökünden kazıyıp atar.” buyur­muştur (Ebû Dâvûd, Edeb, 50).

Dördüncüsü bayram namazına gelmeden fitreleri vermek gerekir ki insanlar onunla bir ihtiyacını giderip bayram coşkusuna düşüncesiz şekilde katılabilsin. Bu konuda Hz. Peygamber: “Bu bayram gününde fakir fukarayı dilenmeye muhtaç etmeyin.” hadisiyle fakir insanların bayramda yoksulluklarını unutturacak ve onların da bayram coşkusuna katılmalarını sağlayacak bir ibadet olan fıtır sadakasını meşru kılmıştır.” (Dârekutnî, es-Sünen, Beyrut 1386/1966, II, 152).

Beşincisi ihtiyaç sahiplerini unutmamak ve hayır hasenata devam ederek gönüllere girmek böylece Allah’ın rızasına ulaşmak gerekir. Bir gönül yapmaktır asıl bayram. Şairin dediği gibi:

Kimseye bâki değildir, mülkü devlet, simü zer

Bir harap olmuş gönül tamirini etmektir hüner.

Bayramınız mübarek olsun. En iyisini Allah bilir.