Âyetü’l-Kürsî’de Verilen Mesajlar

Âyetü’l-Kürsî’de Verilen Mesajlar

Âyetü’l-kürsî’nin başında dinin özü olan Allah’ın varlığı ve birliği vurgulanır. Bu inancın bir gereği olarak kulluk edilmeye tek layık olanın O olduğuna işaret edilir. Buna göre insan, O’nun dışındaki varlıkları ilah gibi görüp tapınmamalı, O’nun rızasını bırakıp bir başkasını razı etme yoluna gitmemelidir. Bu bağlamda mesela arzularını tanrı edinmiş bir vaziyette hayat sürmemelidir.[1] Ayrıca kürsî, taht, egemenlik ve kudret gibi anlamlara gelir.

Âyetü’l-kürsî’de Allah’ın daima diri ve uyanık olduğu, uyku, uyuklama, dalgınlık, gaflet ve bıkkınlık gibi beşeri ihtiyaç ve zaaflardan uzak bulunduğu hatırlatırlar. Güç ve kuvvet sahibi olarak yüce zatının yerküre ve semaları kuşattığına değinilir ve dolayısıyla kainatın kendi tasarrufunda olduğu yani her şeyin yönetimini elinde tuttuğu, koruyup kollamanın kendisinin inisiyatifinde bulunduğu ama korunmaya ihtiyaç duymadığı (kayyûm) anlatılır.

Diğer bir konu da şefaatçilik meselesidir. Ayette O’nun izni olmadan hiç kimsenin şefaatçilik yapamayacağı vurgulanır. Bu konuda şunlar söylenebilir: Allah’ın izni olmadan hiç kimse şefaatte bulunamaz. Şefaat, âhiret yurdunda peygamberler ile kendilerine izin verilenlerin müminlerin bağışlanması için Allah nezdinde niyazda bulunmaları demektir. Bu konu sadece Allah’ın izin verdikleri ile sınırlıdır. Hadislerde anlatıldığı üzere peygamberlere, meleklere ve salih kullara büyük günah işleyen müminlere şefaat etmesi için bu izin verilecektir.[2] Allah’ın, özellikle bir duasını kabul edeceğine dair her peygambere tanıdığı ayrıcalığı Hz. Peygamber (s.a.v.) dünyada kullanmayarak günahkâr müminlere kullanmak üzere ahirete saklamıştır.[3]

Yine bu mübarek ayette belirtildiği üzere Allah’ın ilmi her şeyi kuşatmıştır, O’nun bilgisi dışında yaprak bile kıpırdamadığı gibi yapılan hiçbir şeyden de gafil değildir.

Hz. Peygamber tarafından âyetü’l-kürsî’nin kıymet bakımından Kur’an’ın en büyük âyeti olduğu,[4] yatağına girerken okunması hâlinde okuyanın Allah’ın koruması altında olacağı, şeytanın ona yaklaşamayacağı,[5] ve Kur’an âyetlerinin efendisi olduğu[6] haber verilmiştir. Bu sebeple bizim toplumumuzda namaz sonunda âyetü’l-kürsî okunmasına özen gösterilmiştir.

Doğrusunu en iyi Allah bilir.

 

[1] Furkan suresi, 25:43; Câsiye, 45/23.

[2] Buhârî, “Tevḥîd”, 24; Müslim, “Îmân”, 302.

[3] Buhârî, “Tevḥîd”, 31; Müslim, “Îmân”, 338-345.

[4] Müslim, “Müsâfirîn”, 258; Ebû Dâvûd, “Salât”, 352.

[5] Buhârî, “Vekâlet”, 10.

[6] Tirmizî, “Feżâʾilü’l-Ḳurʾân.