“Avrupa’da Müslüman Karşıtı Irkçılık Olayları Yeterince Kayda Geçirilmiyor”

“Avrupa’da Müslüman Karşıtı Irkçılık Olayları Yeterince Kayda Geçirilmiyor”

Avrupa Birliği’nin (AB) Müslüman Karşıtı Nefret ve Ayrımcılıkla Mücadele Temsilcisi Marion Lalisse, Avrupa’da Müslüman karşıtlığının arttığını, etkili mücadele için vakaların kayıt altına alınması ve farkındalığın yükseltilmesi gerektiğini söyledi.

Lalisse göreve gelmesinin 1. yıl dönümünde Avrupa’da yükselen Müslüman karşıtlığıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Marion Lalisse, karşılaştığı en büyük zorluğu şöyle aktardı:

“Avrupa’da Müslüman karşıtı nefret vakalarının yeterince rapor edilmemesi ve kayda geçirilmemesi sorunuyla karşı karşıyayız. Müslüman vatandaşlarımızın kolluk kuvvetlerine güvenini tahsis etmeliyiz. Veriler üzerinde çalışabilmek, Müslüman karşıtı nefretin boyutunu tam manasıyla anlayabilmek, hem benden önceki meslektaşlarım hem de benim için büyük bir sınama teşkil ediyor.”

Diğer bir zorluğun da AB üye ülkeleri arasında bir ağ kurmak olduğunu belirten Lalisse, böyle bir oluşumun vakalarla ilgili veri toplamak ve bunlarla mücadeleye ilişkin iyi örnekleri de paylaşmak açısından gerekli olduğunu anlattı.

Lalisse, görevdeki bir yılının sonunda Müslüman toplumun tümüne ulaşmak, maruz kaldıkları ayrımcılığa vakıf olmak ve AB ülkeleri arasında paylaşımları artırmak konusunda ilerleme kaydedildiğini vurguladı.

Müslüman karşıtı nefretin AB hukukundaki yeri

AB’nin ayrımcılık ve yabancı düşmanlığına dair 2008 tarihli çerçeve kararına atıfta bulunan Lalisse, kararın, bu tür mağduriyetlere ilişkin vakaların kovuşturulmasında yetkiyi üye ülkelere verdiğini belirtti.

Lalisse, 7 Ekim 2023’te İsrail-Filistin’de başlayan olayların Avrupa’da antisemitizm ve Müslüman karşıtı nefreti artırdığına işaret ederek, AB’nin iki tehdide eşit önem atfettiğini söyledi.

AB Temsilcisi, “Bizim için ırkçılık ve ayrımcılık türleri arasında hiyerarşi yok. Hem antisemitizm hem Müslüman karşıt nefret, şimdiye kadar AB Komisyonunun ırkçılığa karşı 2020-2025 eylem planında birlikte ele alındı.” diye konuştu.

Lalisse, AB Komisyonunun 7 Ekim 2023’te İsrail-Filistin’de başlayan olayların Avrupa’daki yansımalarıyla ilgili çalışmaları neticesinde, 6 Aralık 2023’te kabul edilen bildirinin geniş kapsamlı mücadeleye alan açtığına işaret etti.

Söz konusu bildiriyle “gurur duyduğunu” söyleyen Lalisse, “Bu bildirinin amacı, topluluklar arasındaki kutuplaşmayı önlemek ve inançlarının yanı sıra diğer farklılıkları ne olursa olsun tüm vatandaşları korumaktır. Geçmişten ders almalıyız.” değerlendirmesini yaptı.

Müslüman karşıtı nefrete maruz kalan kişinin başvurabileceği yollar

“Bir kişi, fiziksel ya da sözlü Müslüman karşıtı nefrete maruz kalırsa buna karşı bu üye ülkelerde dava açabilir.” diyen Lalisse, bu konuda başvurulacak ilk makamın AB’nin Temel Haklar Kurumu (EU Agency for Fundamentan Rights) olduğunu ifade etti.

Lalisse, bu kurumun internet sitesinde her ülkenin irtibata geçilerek, yardım istenebilecek kuruluşları, izlenecek yolları paylaştığını vurguladı.

Diğer bir yolun üye ülkelerdeki “eşitlik kurumları” olabileceğini belirten Lalisse, “Her üye ülkede bulunan eşitlik kurumları, ayrımcılık veya nefret suçuyla karşı karşıya kalan vatandaşları desteklemekle yükümlü.” dedi.

Kur’an-ı Kerim’e yönelik saldırılar

Lalisse, geçen sene bazı AB ülkelerinde Kur’an-ı Kerim’e yönelik düzenlenen saldırılara da değinerek, şunları kaydetti:

“Bunlar kabul edilemez. AB değerlerine aykırıdır. Bunlar kişisel eylemlerdir. Hiçbir üye ülke tarafından desteklenmeyen, şahsım ve AB Komisyonu tarafından kınanan eylemlerdir. Üye ülkelerin bu eylemleri teşvik ettiklerine yönelik dezenformasyon vardı. Ancak bizim açımızdan bu eylemlerin provokasyon olduğu, Müslüman vatandaşlarımıza ve bunun ötesinde dünyadaki Müslümanlara yönelik saldırgan ve saygısız eylemler olduğu çok açık.”

Camilere gönderilen tehdit mektupları

Almanya’da camilere gönderilen tehdit mektuplarıyla ilgili de Lalisse, “Camilere gönderilen tehdit mektuplarından haberdarım. Camilere ve binalara yazılan sloganlar da aynı şekilde. Bunlar kesinlikle kabul edilemez.” dedi.

AB’nin bu tür saldırılara uğrayan camiler ya da Müslüman kuruluşlara rehber hazırladığını belirten Lalisse, “Toplumumuzdaki radikalleşmenin farkındayız. Bunun üzerinde çalışıyoruz. Polis ve kolluk kuvvetleri bazı çeteleri çökertti.” diye konuştu.

Lalisse, “Müslümanların diğer vatandaşlarımız tarafından grup olarak hedef alınmasını engellemek için farkındalığı artırmalıyız. Nefret, toplumumuz ve demokrasimiz için büyük bir risk. Önerdiğimiz çözüm, farkındalığı artırmak.” ifadelerini kullandı.

AB Adalet Divanının başörtüsü kararı

AB Adalet Divanının Kasım 2023’te verdiği kamu idarelerinin başörtüsü yasağı uygulayabileceğine dair hükmünü değerlendiren Lalisse, “Bu kural genel ve ayrım gözetmeksizin tüm idari personele uygulanırsa, tarafsızlık politikası çerçevesinde meşru görülebilir. Yani bu yasak tüm dini sembollerle ilgilidir.” değerlendirmesinde bulundu.

Lalisse kendisinin de belediyelerle temasta olduğunu, iş yerlerinde hangi uygulamaların ayrımcılık hangilerinin meşru önlemler olduğunu konusunda görüşmeler yaptığını kaydetti. (c/aa)