Aşı Tartışmalarında Karşılıklı Sorumluluklar
- YAZARLAR
- 15 Aralık 2021
Korona pandemisi dünyanın her yerinde rutin yaşamı altüst etti. En basit sosyal aktiviteler zaman zaman olağanüstü imtiyazlar hâlini aldı. Kısa dönem çalışma uygulamaları, çok sayıda şirketin iflası, zorunlu işten çıkarmalar hemen hemen herkesi doğrudan veya dolaylı olarak etkiledi.
Salgın ile birlikte yeni bir tartışma da yerini aldı: Salgına karşı tedbirler, ki bunların en tartışmalısı aşılar ile ilgili olanlarıdır. Kimi aşı olmayı bireysel veya toplumsal bir sorumluluk olarak görüyor, kimi bir zorunluluk, kimi olası etkilerinden dolayı şüphe ile bakıyor aşıya. Kimi uzun vadede mutasyona uğrayacağından endişe ediyor, kimi ise aşı kampanyalarında bir komplo seziyor. Aşıları üreten şirketler ve sayısız araştırma enstitüsü ise aşıların yan tesirlerinin diğer hastalıklara karşı uygulanan aşılarla aynı veya benzer orantıda olduğunu gösteriyor. Ortada çok görüş, çok kaygı ve bir o kadar da bilgi kirliliği var maalesef. Kimileri bu bilgi kirliliğini nerdeyse ideolojik bir kutuplaşmaya kadar götürebiliyor.
Şunu peşinen söylemeli ki; devletler salgın ile mücadelede etkin olmaz ise, salgının doğuracağı sonuçların, ölümlerin, iflasların, finans krizlerinin ayrı bir toplumsal huzursuzluğu beraberinde getireceği kesin. Siyasi aktörler bu tehlikeyi de hesaba katarak adım atıyorlar elbette. Uygun bir aşının keşfi için yapılan seferberlik, şirketleri iflastan veya en azından işçi çıkarmaların önüne geçebilmek için uygulanan farklı adımlar son derece önemli ve yerinde adımlardı. Ve şunu da peşinen söylemeli ki, salgına karşı vereceğimiz mücadelede aşı başta olmak üzere atılacak her adım bireysel sağlığımız kadar toplumsal sağlığımız ve sorumluluğumuz için önemlidir.
Fakat bunun karşısında siyasetin uyguladığı bazı önlemlerin kendi içinde tezat oluşturduğu durumlar da var maalesef. Bazı şehirlerde insanlar işletmelerini zorunlu olarak kapalı tutmak zorunda kalırken sadece bir kaç kilometre ilerde haftasonunda bir futbol maçında binlerce insan stadyuma girebiliyorsa, bu durum doğal olarak eleştirileri de beraberinde getiriyor.
Siyaset kendisine yöneltilen eleştirileri peşinen reddetmek yerine sebeplerini daha anlaşılır bir biçimde izah edebilmeli, hangi kararı hangi verilere dayanarak aldığını daha şeffaf olarak açıklayabilmeli ve gerekirse alınan yanlış kararları da masaya yatırabilmelidir.
Aşı imkânlarını oluşturmak ne kadar önemli ve elzem ise, bilgi kirliliği ile mücadele de aynı şekilde önemli hâle geldi. Bu madalyonun bir yüzü. Diğeri ise, aşıların yarar ve muhtemel yan etkileri hakkında bilgilerin uzman kişilerden alınması. Bu da bilgiyi sunan kişi kadar, bilgiyi arayan kişiye de sorumluluk yüklüyor.