Anne Olmak Sadece Doğurmakla Olmuyor
- AİLE
- 15 Mart 2024
Karnında taşıdığı çocuğu dokuz ay sonra dünyaya getiren her kadın, dinî ve hukuki olarak o çocuğun annesi kabul edilir. Doğum gerçekleştikten sonra bir anne normal şartlarda hayatını doğurduğu evladının ihtiyaçlarına göre organize etmeye başlar. Uykusundan, rahatından, yemesinden, içmesinden ödün vererek türlü fedakârlıklarla evladını büyütür, yeri geldiğinde onu kendi gözünden dahi sakınır. Hatta yavrusu için canını ortaya koymaktan çekinmez.
Böyle zahmetli, meşakkatli ve fedakârlık isteyen bir görev olduğu için anneliğe özel bir değer biçilmiştir tarih boyunca. Hatta Hz. Peygamber “Cennet annelerin ayakları altındadır.” derken anneliği bambaşka bir boyuta taşımıştır.
Çünkü annelik şefkat, merhamet, fedakârlık, aidiyet gibi muhatabını iyileştiren ve geliştiren duyguların tek yürekte vücut bulduğu ve bir arada ahenk içinde olduğu bir kavramdır. Gel gelelim günümüz şartlarında bunun zıddı örneklerle de karşılaşmak mümkündür. Evladını doğurup sokağa atan, doğurduktan sonra üvey evlat muamelesi yapan, ona her türlü eziyeti reva gören anneler de vardır.
HANGİSİ ANNE?
Bir de sayıları az da olsa kendi doğurmamış olmasına rağmen sahiplendiği çocuğa tam manasıyla annelik yapan kadınları da görüyoruz bu hayatta. Bu durum akıllara şu soruyu getiriyor: “Peki o zaman hangisi anne? Ya da annelik deyince ne anlamalıyız?”
ANNELİK GÖNÜL İŞİDİR
Bir kere anne olmakla annelik yapmak arasında büyük fark vardır. Anne olmak için bir çocuğu doğurmak yeterli olabilir ama bir çocuğa annelik yapmak için onu karnında taşımak yetmez, gönlünde de taşıması gerekir. Rahminde büyüttüğü gibi gönlünde de büyütmesi ve doğurduktan sonra orada muhafaza etmesi gerekir. Ancak gönle yerleşmiş bir çocuk için bu kadar zahmete katlanabilir bir insan. Yani anlayacağınız mesele doğum işi değil, gönül işidir.
Annelik, içi doldurulması gereken bir kavramdır. Çocuğuna her koşulda sahip çıkmaktır. Onu büyütürken tüm ihtiyaçlarını gözetmek, duygusal ve ahlaki gelişimi için gerekeni yapmaktır.
Annelik, muhtevasında çocuğun her türlü fiziksel bakımının yanında ruhsal bakımı da büyük önem teşkil eder.
Ruh duyguyla beslenir. Çocuğa bakım uygularken annenin duygusu, takındığı tavır, ses tonundaki şefkat, dokunuşundaki merhamet çocuğun ruhunu besler. Sağlıklı bir insan olmanın en önemli ön koşulu da budur.
Herhangi bir sebepten dolayı bir anne duygusal yakınlığı evladına aktaramadığı durumlarda fiziksel, duygusal, sosyal ve ruhsal gelişimi yavaşlar. Öğrenme ve bellek bozuklukları ortaya çıkar. Dahası birçok psikolojik rahatsızlıkların temelinde yine anne çocuk ilişkisindeki aksaklıklar yatabilmektedir.
AİLE Anne Baba Örnek ModeliBir anne çocuğun fiziksel bakımını üstlenirken ruhsal bakımını ihmal ederse çocuğuna yalnızca “bakıcılık” yapmış olur ama anneliğin içini doldurmuş olmaz. Çocuğa bakıcılık yapan kişi çocuğun elindeki imkânı kullanırken, annelik yapan çocuğuna imkânlar oluşturur, kendi aleyhine olsa bile. Bu uğurda anneler kendinden büyük ödün verirler. Buna tarihten bir örnek Hz. Süleyman aleyhisselam zamanında yaşanmıştır. Bir gün Süleyman Peygamber’in huzuruna iki kadın gelir. İki anne ve bir de bebek. Aralarında ihtilaf vardır. İkisi de bebeğin kendilerinin olduğunu iddia ediyor. Bunun üzerine Hz. Süleyman, “Madem aranızda anlaşamıyorsunuz ve ikinizin de iddiasının aksini ispat etmek mümkün değil, bebeği tam ortadan ikiye böleceğiz, ikinize de birer yarısı verilecektir!” diye ifade ediyor. Gerçek anne bu karar üzerine evladının başına böyle bir felaket gelmemesi için tüm haklarından vazgeçmiş.
İşte annelik, evladının selameti için buna benzer fedakârlıkların çokça yaşandığı bir gönül yorgunluğudur. Annelik, yaşatmaya çalışmaktır. Kim olacağını bilmeden, kendisine İlahî bir nimet olarak gördüğü evladı için yorulmak, direnmek ve kendinden taviz vermektir. Karşılığı ancak ahirette alınabilecek bir gayrettir.
Bu yüzden anneliğin manevi bir boyutu vardır. Bu maneviyat gönülde yaşanır. O halde annenin evladının gönlüne yatırım yapması ve duygusal yakınlık inşa etmesi gerekmektedir. Bununla birlikte şefkat ve hoş görüsü hep ön planda olmalıdır. Çocuğuna annelik yapan fedakâr annelerin cennet bu yüzden ayakları altındadır.