Alternafi Olmayan Statü: Annelik-3
- YAZARLAR
- 10 Aralık 2020
“Kadınlarınız sizin çocuk yetiştiren tarlanızdır…” (Bakara suresi, 2:223).
Önceki iki yazımızda annenin çocuk üzerindeki etkisinden ve onun en önemli rolünün çocuğuna şefkat transferi olduğundan bahsetmiştik. Bu yazımızda da aynı konuya devam edeceğiz.
Kur’ân-ı Kerîm’in yukarıdaki ayetinde özellikle kadınları çocuk yetiştiren tarlalar olarak tavsif etmesi, kadın için annelik rolünün fıtrî olduğuna işaret eder ve şefkat de bu ilişkinin merkezindedir. Hatta çocuğun anne şefkatine olan ihtiyacı gözetilerek bazı fıkhi hükümler ortaya çıkmıştır.
Mesela karı-koca ayrıldığında çocuk yedi yaşına gelinceye kadar anneye verilir. Bu konuda İslam âlimleri arasında görüş birliği vardır. Çünkü çocuk açısından annenin yeri doldurulamaz. Hz. Peygamber’in uygulamaları bu yöndedir. Sonraki uygulamalar da bu yönde gelişmiştir.
Örnek vermek gerekirse ayrıldığı kocasıyla çocuk hakkında anlaşmazlığa düşen ve Hz. Peygamber’e gelerek: “Ey Allah’ın elçisi! Şu oğluma rahmim yuva, göğsüm pınar, kucağım kundak oldu. Şimdi ise babası beni boşadı ve çocuğu benden çekip almak istemektedir.” şeklinde müracaatta bulunan kadına Resûlullah, “Sen evlenmedikçe çocuğunda daha fazla hak sahibisin.” cevabını vermiş ve çocuğu anneye vermiştir. (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, II, 182; Ebû Dâvûd, “Talâk”, 35)
Buna benzer bir olay Hz. Ebû Bekir’in halifeliği döneminde meydana gelmiş, eşini boşayan koca ile eşi arasında çocuğun kimde kalacağı hususunda anlaşmazlık çıkmıştır. Olay Hz. Ebû Bekir’e intikal ettiğinde Hz. Peygamber’in uygulaması istikametinde çocuğun annesiyle birlikte kalmasına karar vermiş ve bu vesileyle kadının kocasına şunu söylemiştir: “Annenin kokusu, nefesi, okşaması ve şefkati çocuk için büyüyüp kendi tercihini kullanıncaya kadar senin yanındaki petekli baldan daha hayırlıdır.” (Abdürrezzâk, VII, 154, nr. 12601)
Bütün bunlar anlatmaktadır ki günümüz dünyasında ebeveynler özellikle anne modern dönemin yorucu iş trafiğine rağmen çocuklarını kazanmak için gerekli fedakârlığı göstermek, çocukla çocuk olmak, onunla çocukluğu paylaşmak, oyununu fark etmek, seyretmek, gerektiğinde onunla oynamak Hz. Peygamber’in ifadesiyle çocukla çocuklaşmak durumundadırlar. Aile içinde yalnızlık çeken özellikle anne şefkatinden ve baba güveninden mahrum şekilde yaşayan kısaca aile ilgisinden yoksun kalan çocuklar sadece ailesine değil içinde yaşadığı topluma da büyük sıkıntıdır.
Doğrusunu en iyi Allah bilir.