Almanya’da Seçim Sonuçları ve Düşündürdükleri

Almanya’da iki geleneksel halk partinin (Hristiyan Demokratlar -CDU/CSU ve Sosyal Demokratlar-SPD) %30 bandının açık ara altına düşmesiyle ortaya alışılagelmişin dışında bir durum ortaya çıktı: Geçmişte koalisyon hükûmetinin hangi partilerden oluşabileceğini seçimleri kazanan parti belirliyordu. Almanya’da seçim sonuçları ilginç bir tablo ortaya koydu. Buna göre seçimi kazanan partinin yanında muhtemel koalisyon ortaklarına da koalisyon hükûmetinin oluşumunda kazanan parti kadar söz sahibi yapar nitelik ve nicelikte bir durum oluştu. Zira seçimleri kazanan parti SPD’nin elinde koalisyon ortağı seçimi konusunda fazla alternatif yok. Bu durum ise muhtemel koalisyon ortakları Yeşiller ve Hür Demokratların koalisyon pazarlıkları için elini güçlendiriyor. İhtimali düşük görünüyor olsa da her iki partinin elinde, SPD yerine CDU ile koalisyon kurma imkânı var.

Seçim sonuçları yeni bir hükûmet siyasetinin de başlangıcı anlamına geliyor. Zira CDU ve SPD’nin koalisyon ortaklığının sonlanması ve her iki partinin de bu ortaklığın tazelenmesine sıcak bakmamasından dolayı, uzun bir zaman sonra Almanya’da 3’lü bir koalisyonu tek çözüm olarak ortaya koyuyor. Bu durum her 3 muhtemel ortakla azami derecede uzlaşıcı olmaya zorluyor. Bunun ne kadar mümkün olabileceğini gelecek yıllar gösterecek.

Almanya’da seçim sonuçları bir diğer tartışmanın ivme kazanmasına da yol açtı. %8 oy kaybederek % 24’lük bir oy oranı ile tarihinin en başarısız sonucunu elde etti CDU. Bu durum zaten birkaç yıldan beri parti içinde yürüyen liderlik ve yön tartışmalarının daha da kızışmasına yol açtı. Zira CDU Genel Başkanı ve Başbakan adayı Armin Laschet kötü seçim sonucundan sorumlu tutuluyor. Bu da önceden Merkel’in öncülüğünü yaptığı ve sonrasında Laschet’in üstlenmesi beklenen kapsayıcı liberal kanadın pozisyonlarını ve parti içindeki kısmen belirleyici rolünü zayıflatacak gibi duruyor. Bunun karşısında ise parti içindeki “milliyetçi-muhafazakar” kanadın gelecek aylarda parti içinde ve yönünde kapsayıcı değişikliklerini daha sesli bir şekilde dile getirmesi bekleniyor. Bunun işaretleri son günlerde verildi. Partinin üst düzey yöneticileri son günlerde aşırı sağ eğilimlere sahip AfD’ye kaptırılan “CDU’nun çekirdek seçmenlerini geri kazanmak” hedefinin yanında‚ göç ve iltica konularının tekrar masaya yatırılması talebini dile getirdiler. Bu durum gelecek aylarda CDU’da kutuplaştırıcı kimlikçi politikalarının tekrar gündem oluşturacağı beklentisine yol açıyor.

Seçim sonrası hem yeni tarz 3’lü koalisyon denemesi hem de CDU içindeki yön tartışmaları Almanya’da yaygın olan “Seçim sonrası seçim öncesidir” deyimine ayrı bir anlam katıyor. Bir sonraki seçimlere nasıl bir atmosferde gireceğimiz konusunda bu iki hususun büyük etken olacağı kesin.