Alay Etmek (İstihzâ)
- YAZARLAR
- 31 Ocak 2024
“Ey müminler! Bir topluluk diğer bir toplulukla alay etmesin. Belki de onlar, kendilerinden daha hayırlıdır. Kadınlar da kadınlarla alay etmesinler. Belki onlar kendilerinden daha hayırlıdır. Kendi kendinizi ayıplamayın, birbirinizi kötü lakaplarla çağırmayın. İmandan sonra fasıklık ne kötü bir isimdir! Kim de tövbe etmezse işte onlar zalimlerdir.” (Hucurât suresi, 49:11)
Alay etmek, kişinin bir başkasıyla, kendisiyle, inanç değerleriyle olmak üzere farklı boyutları olan bir eylemdir. Kur’ân-ı Kerîm’de ve Hz. Peygamber’in hadislerinde insanları alaya almak, onlarla dalga geçmek yasaklanmıştır. Alaya almak, şiddetin farklı bir türüdür. Çünkü onda bir zorbalık ve dışlayıcılık söz konusudur. Alay edenin eyleminde kendisini merkeze alarak muhatabını şekillendirmeye dönük bir despotizm de vardır. Bu yönüyle alaya alma eylemi, kul hakkı ihlalidir ve büyük günahlardandır.
Alaycı bir şekilde gülmek, kaş-göz, el-kol hareketi yapmak, laf sokuşturmak, imalı sözler ve iğneleyici espriler ile rencide etmek, toplum içinde gülünç duruma düşürecek şakalarla ve muhatabı işaret eden fıkralarla aşağılamak, yüzünü buruşturmak, karikatürleştirmek, ayıplamak, bir kusurunu öne çıkararak çerçevelemek, hoşlanmadığı özellikleri üzerinden taklidini yapmak, tercihlerini küçümseyici tavır takınmak gibi tutum ve davranışlar alaya almanın biçimlerindendir.
Hz. Peygamber (s.a.v.), “Kardeşini alaycı bir tutumla küçümsemesi/ aşağılaması (tahkîr) kişiye bela olarak yeter.” buyurmuştur. (Müslim, “Birr”, 32)
Herhangi bir konuda yapılan tartışmalarda alaya almak, dalga geçmek muhatabı küçük düşürmeye dönük psikolojik bir sindirme hareketidir ve gücünü kendinden alması gereken fikrine güvensizliğin göstergesidir.
Mekkeli müşrikler İslam’ın geldiği ilk yıllarda Müslümanları sindirmek için alaycı bir tutum almışlar, değerleriyle dalga geçmişlerdir. Ancak İslam, fıtrat nizamı oluşunun getirdiği güç ile bu bariyerleri yıkıp geçmiştir. (Bakara suresi, 2:212; Mâide suresi, 5:57-58)
Ahiret yurdunda müminler, dünyada iken kendilerine gülerek alaya alanlara aynı şekilde karşılık vereceklerdir. Dolayısıyla asıl gülünç duruma düşmek de budur. (Mutaffifîn suresi, 83:29-36) Kendini bilmez bu tür cahilleri muhatap almaksızın “selam” deyip geçmek en isabetli çıkış yoludur. (Furkân suresi, 25:63)
Müminlerin, dinî değerleri alaya alan inkârcıları dost edinmeleri yasaklanmış (Mâide suresi, 5:57) ve bu tür ortamları terk etmeleri (Nisâ suresi, 4:140) emredilmiştir. Kişinin kendisini alay konusu yapması maskaralık olarak ifade edilebilir. Bu ise insanın kendisini değersizleştirmesi anlamına geleceğinden hoş karşılanmamalıdır.
İnanç (itikadî hususlar) değerlerini alaya almak insanı dinden çıkaran bir sonuç doğurur ki bundan kaçınmak gerekir.
En doğrusunu Allah bilir.