Âdetten Geleneğe, Örften Göreneğe Törelerimiz!
- HAYATSürmanşet 2
- 30 Mayıs 2020
Doğrusunu isterseniz, “Âdetten Geleneğe, Örften Göreneğe Törelerimiz!” gibi bir başlık sosyoloji açısından olduğu kadar dil bilgisi açısından ne kadar doğru veya ne kadar yanlış ben de bilemiyorum.
Ama, bildiğim bir şey varsa, bu terimlerin her birinin biraz farklı manaları da olsa hemen hemen her birinin bir diğeri yerine kullanılmasıdır. Yani sen, ben, o; biz, siz ve onlar âdeti gelenek, örfü âdet, göreneği töre, töreyi gelenek yerine kullanıyoruz. Hem de hiç çekinmeden.
Biraz araştırma zahmetine girdiğimizde, âdeti, örfü, töreyi veya gelenek ile göreneği yerli yerinde kullanmamız daha doğru olur.
İsterseniz töreden başlayalım. Hani şimdilerde adını duyduğumuzda tüylerimizi diken diken eden o meşhur töreden.
Yok korkmayın; töre öylesine korkulacak veya terkedilecek bir şey de değildir. Ama, toplumsal olarak pek çok yanlışımızın töreleştiğini de unutmayalım. Her hâlde ne demek istediğimi anlamışsınızdır. “Bu yaptığın töre dışı!” denildiğinde kişinin ahlaksızca bir davranışta bulunduğunu ifade ettiğimizi, ya da, büyüklerimizin böyle anladığını hatırlamaya çalışın.
Töre Kanundan Da Üstündür
Töre, Türk-Moğol halklarının bazen kanunların da üstünde olan, aynı zamanda hem ceza hem de ödülü gerektiren ahlak ve davranışlar bütünlüğüdür. Bugün bize ters gelen bir sürü töre olsa da, töreler aslında içinde kötülük barındırmazlar. Töreler, ıslah (düzeltme, doğruyu öğretme), tedip (uslandırma, edepli olmaya alıştırma) ve ihtiram (saygı gösterme yeteneğini geliştirme) gibi üç önemli ahlaki hasletin yerleşmesine yardımcı olur.
[box type=”bio”] Bugün bize ters gelen bir sürü töre olsa da, töreler aslında içinde kötülük barındırmazlar. Töreler, ıslah (düzeltme, doğruyu öğretme), tedip (uslandırma edepli olmaya alıştırma) ve ihtiram (saygı gösterme yeteneğini geliştirme) gibi üç önemli ahlaki hasletin yerleşmesine yardımcı olur.[/box]
Örf Şer’î Delildir
Örf de bir anlamda töre gibidir. Ama değildir. Zira, örf İslamiyetin gelişinden sonra toplum içinde gelişen iyi ve ahlaki davranışlardır. Bu davranışların İslam öncesine ait olmasının bir zararı yoktur. Yeter ki İslam’ın reddetmediği bir davranış olsun. Örf, bazen hukuk kadar yaptırım gücüne de sahiptir ki, bu anlamda töre gibidir. Örf, İslam fıkhında da, şer’î deliller arasındadır.
Töre ve örfü izahat biraz kolay olmakla birlikte, âdet ve geleneği ve hemen yanında göreneği anlatmak ise oldukça zor.
Sebebi mi? Âdet Arapça, gelenek ise onun Türkçe tam karşılığı. Hem kelime manası hem de kavramsal manası aynı. Fakat Türkçedeki kullanımında fark edilemeyecek farklılıklar da yok değil. Görenek de aynı manaya gelmekle birlikte aralarında yine farklı bir farklılık var!
Nesilden nesile aktarıldığı için toplumsal olarak uyulması gereken davranışlardır âdet ve gelenekler. Düğün ve evlilik süreci, Bayram ziyaretleri, büyük ve küçüklerin birbirine karşı hürmet ve muhabbeti, ailede veya mahallede yaşça büyük olan herkese saygı gösterilmesi, hoca, öğretmen ve ustaların el üstünde tutulması takdir edilesi âdetlerimizden bir kaçıdır.
[box type=”bio”] Gelenekler, bir toplumun kuşaktan kuşağa geçen sanat ve zanaat becerileri ile, diğer toplumsal davranışları geleneği oluşturur. Yasalar gibi mecbur olmasa da, yapılmaları, takip edilmeleri yasal zorunlulukmuş gibi gönüllü kabullenilen davranış ve işleyişlerdir.[/box]
Bunlar aynı zamanda geleneklerimizdir de. Fakat gelenek daha çok maddî olmayan kültürü yansıtır. Bir toplumun kuşaktan kuşağa geçen sanat ve zanaat becerileri ile, diğer toplumsal davranışları geleneği oluşturur. Yasalar gibi mecbur olmasa da, yapılmaları, takip edilmeleri yasal zorunlulukmuş gibi gönüllü kabullenilen davranış ve işleyişlerdir.
Görenek Göre Göre Oluşur
Göreneğe gelince. Belki kelimenin kendisinden de anlaşılacaktır. Görenek, görüle görüle bir önceki neslin yaptığı davranışların töre, örf, âdet ve geleneklerinin tekrar edilmesidir.
Ama şu inceliği unutmamak lazım. Göreneklerin bir iki nesil sonra ortadan kalkması ya da değişmesi mümkündür. Lakin, töre, örf, âdet ve gelenek çok uzun nesiller boyu devam eder. Göreneğe dayanan kısımlarında ise değişme olur.
Şöyle bir özetleme yapmak her birisi arasındaki farkı daha iyi izah edecektir.
Töre ve örfe herkes uymak zorundadır. Burada tercih ya da uymama gibi bir davranış söz konusu değildir. Yani töre ve örf bir nevi yazılmamış yasadır. Örfler daha çok dinî özellikler taşır.
Âdet ve gelenek o şeylerin yapılmasını zorunlu tutmasa da yapılmasını gerekli kılar. Çünkü âdet ve gelenek budur ve böylece gelecek nesillere taşınacaktır.
Amma, görenek, görünüşle ilgili olduğu için uyulursa, makbul olur. Mutlaka da uyulması gerekmez. Hatta, değiştirilebilir de. Ve böylece yeni bir görenek oluşturulabilir.
Bununla birlikte, yeni bir töre, yeni bir örf, yeni bir âdet ya da gelenek oluşturabilmek için bir sürü nesil yani uzun yıllar geçmesi gerekir.