AB Ülkelerinde Siyahilere Karşı Irkçılık Artıyor: Almanya İlk Sırada
- GündemMANŞET
- 22 Mart 2024
Avrupa Birliği ülkelerinde ayrımcılığın önlenmesine yönelik arayışlara rağmen kurumsal ve bireysel ırkçılık artmaya devam ediyor. Irkçılığa en fazla maruz kalan grupların başında siyahiler geliyor.
Son yıllarda ekonomik ve toplumsal alanda görülen hızlı değişimler yabancılara karşı ayrımcılığı tetiklerken, farklı etnik gruptaki bireyler, vatandaşı olmalarına rağmen ülkelerinde ayrımcılığa maruz kaldığını söylüyor.
69 kişi ölmüştü
21 Mart 1960’ta Güney Afrika’da apartheid yasalarını protesto etmek isteyen göstericilere polis tarafından açılan ateşte 69 kişinin yaşamını yitirmesinden ötürü 21 Mart, 1966’dan bu yana “Uluslararası Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılması Günü” olarak anılıyor.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun 1965’te kabul ettiği “Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Uluslararası Sözleşme” şimdiye dek 88 ülke tarafından imzalanırken, BM çatısı altındaki Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılması Komitesi, sözleşme yükümlülüklerinin yerine getirilmesi için çalışıyor.
Almanya ilk sırada
Avrupa Birliğinin son olarak 13 üye ülkede 6 bin 700’den fazla Afrika kökenliyle gerçekleştirdiği araştırmaya göre, siyahiler en çok Almanya ve Avusturya’da ayrımcılık görüyor.
Avusturya, Belçika, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Almanya, İrlanda, İtalya, Lüksemburg, Polonya, Portekiz, İspanya ve İsveç’te yaşayan Afrika kökenlilerin yüzde 47’si son 5 yılda en az bir kez ayrımcılığa maruz kaldıklarını aktardı.
Ayrımcılık son yıllarda iyice arttı
Almanya’dan katılımcıların yüzde 77’si, son 5 yılda ayrımcılığa uğradığını, Avusturya’da ise katılımcıların yüzde 76’sı, geride kalan 5 yılda en az 1 kez ayrımcılık gördüğünü bildirdi. Siyahi Dernekleri Temsilci Konseyinin (CRAN) yaptığı araştırmaya göre, Fransa’da siyahilerin yüzde 91’i sık sık ya da zaman zaman ırk ayrımcılığıyla karşılaştığını söylerken, yüzde 85’i ten renginden ötürü ayrımcılık yaşadığını belirtiyor.
Fransa’daki siyahiler, ayrımcılığın yüzde 41 oranında kamusal alanda, yüzde 31 oranında ise iş yerinde gerçekleştiğini ifade ediyor. (aa,c)