Almanya Bu Değilse, “Bu Ne?” Demiyorum da!
- YAZARLAR
- 4 Haziran 2024
Bu yazımda aslında biraz da bizim buraların gündeminden uzaklaşıp, Şili Devlet Başkanı Gabriel Boric’ten, El Salvador Devlet Başkanı Nayıb Bükele ve Arjantin Devlet Başkanı Javier Gerardo Milei’den bahsedecektim.
Ne var ki, Mannheim’da Afganistan asıllı Süleiman A.’nın aşırı sağcı bir politikacının veya aktivistin propaganda standını basarak ilgili aşırı sağcı kişiyi bıçakla yaralaması yetmiyormuş gibi bir de olaya müdahale eden polisi yaralaması…. Ve sonrasında polisin hayatını kaybetmesi yeniden buraların gündemine gelmemizi gerektirdi.
Hemen şunu ilave ve aşikâr edeyim ki, Müslümanlar arasında da bu Afganistan asıllı şahıs gibi böyle saçma sapan, işi teröre kadar vardıran “kaçgınlar” vardır. Olacaktır da.
Nasıl ki, Almanların yüzde 99.9’u ırkçı, faşist görüş ve hareketlere karşı çıksa da yine aralarından bir veya bir kaçının ırkçı ve faşist olmasının, Mölln, Solingen, NSU ve Hanau örneklerinde olduğu gibi cinayetlerin işlenmesini engelleyemedi ise, aynen öyle.
Fakat unutmayalım ki, işte bu gerçek, Afganistan asıllı Süleiman A.’nın eylemini, hem de ta başından itibaren haklı çıkarmaya hiç yetmez. Çünkü katilliğin mazereti olmaz.
Ama bu olayla birlikte, iki de bir “örgütlü Müslümanlar”ı (ki, cami cemaati etrafında toplanan Müslümanlar kastediliyor) suçlayan, kendileri “ikibuçuk”luk bir cemaat etmedikleri hâlde hayatlarını, İslami cemaatlere saldırarak kazananlara yeniden gün doğdu.
Faşistlerin, göçmen ve İslam düşmanlarının düşmanlıklarına ve kafalarındaki İslam ve Müslüman nefretine değinmek bile istemiyorum. Zira onlar zaten her fırsatta, İslam ve Müslümanlara karşı ön yargılarını pervasızca küsüyorlar.
Şimdi de öyle oldu. Bu adamlara gün doğdu, bayram edebiliyor, zil çalıp oynayabiliyorlar.
Mannheim saldırısından daha bir iki gün önce Sylt adasındaki “ırkçı” hadisenin değerlendirildiği günlerde tv’de “İslamcılıkçılık ve aşırılıkçılık uzmanı” Ahmad Mansour’un mealen “Almanya bu değil, bunu yapanlar ise ırkçılar sadece.” mealinde bir sözü geçti. Aynı kişinin, Süleiman A.’nın şahsından hareketle, bu katil herifin suçunu Müslümanlara yükleme çabası yok mu?
Hadi onu geçtik, yolu bir zamanlar nasıl olduysa “örgütlü Müslümanlar”a uğramış bazı kişiler daha var ki, şimdi ellerini ovuşturyorlar. İkibuçukluk olmayacak kadar bir cemaat olsalar da mensupları yüz binleri bulan o örgütlü cemaatleri ancak kendilerinin temsil edebilecekleri havasına girmeleri yok mu?
Ha bir de hakikaten bu kimseler kendilerinde böylesi bir kabiliyet olduğuna aynen “Abderyalılar” gibi inanmasınlar mı?
Ne diyeceğim vallahi bilemiyorum.