Sırt Ve Omuz Ameliyatları

Sırt Ve Omuz Ameliyatları

Caner bey, sırt ve omuz ameliyatlarının yüzde 90’ının gereksiz yapılması hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?

Yıllık faaliyet ve değerlendirme raporları sağlık sigortaları tarafından her yıl kamuoyuna sunulmaktadır. Nitekim hastalar ve hekimler tarafından sıkça uygulanan tedavi yöntemleri bu şekilde değerlendirilmeye çalışılır. Bu değerlendirme sonucunda da hastaların ondan sonraki tedavi yöntemi, şekli ve iyileşme süreci de takip edilmeye çalışılır. Bu şekilde bir değerlendirme yapılmaya çalışılıyor elbette fakat böyle bir sonucun ortaya çıkması ayrıca kamuoyuna da bu şekilde yansıtılması çok endişe verici bir durum.

Kategori Yok | 8 Mayıs 2024 IMG-20200219-WA0017 8 Mayıs 2024

Techniker Krankenkasse bunu bu şekilde medyaya servis etmesi de çok doğru ve akıllıca bir hamle olduğunu düşünmüyorum. Nihayetinde bu hamleyle hasta ile hekim arasındaki ilişkiye bir soru işareti, bir tereddüt koyma gibi bir durum olarakta sayılabilir.

Fakat diğer taraftan değerlendirildiğinde de tabii ki özellikle girişimsel müdahalelerde bulunan hekimler, hastaları daha çok ameliyata daha çok girişimsel tedaviye yönlendirme durumlarının da söz konusu olduğunu da red edemeyiz. Ne yazık ki özellikle Almanya’da bu büyük bir problem hâlinde. Çünkü Almanya’da kardiyoloji bölümünde mesela dünya çapında neredeyse en çok anjiyo uygulanan bir bölümden bahsediyoruz. Ortopedi uzmanları Avrupa çapında en çok girişimsel cerrahi müdahaleleri Almanya’da uyguluyorlar.

Dolayısıyla burada elbette maddi durumları düşünerek hastaları daha hızlı böyle bir yönteme yönlendirme durumu söz konusu olabilir. Ama tabii ki şimdi her ortopedist de bu şekilde düşünüyor diye bir kaide oluşturamayız. Hastanın da bilinçli bir şekilde tedavi yöntemlerini sorup hekimle görüşüp aile hekimiyle ve uzman hekimle konuşup ondan sonra karar vermesi gerekiyor.

Bir hekimin hassasiyeti ne veya neler olmalı?

CEVAP: Hekimin hassasiyetinin ne olduğunu ve/veya ne olması gerektiğini bilmemiz gerekmektedir. Öncelikle bir hekim Müslüman kimliği ile hareket etmesi gerekir. Bilinçli bir Müslüman hastanın doğru tedavi edilmesi gerektiğini bir görev olarak kabul eder. Bunun hesabı illaki sorulacak. İkinci hassasiyet ise hekim olarak toplum üzerinde belli bir sorumluluk taşımaktayız. Bir hipokrat yemini söz konusu. Dolayısıyla etik bir hareketle insanların faydalanacağı bir durumu göz önünde bulundurarak maddi durumu da burada ilk plana sürmeyerek hastanın en uygun tedavi görmesini sağlamamız gerekiyor. Bu Almanya’daki sağlık sistemi içerisinde ne yazık ki her zaman mümkün olmuyor. Özellikle ortopedik bölümlerde bu sıkıntı daha büyük. Çünkü fizik tedavi, ergoterapi ve bunların yanı sıra diğer konservatif tedavi yöntemleri her zaman sağlık sigortaları tarafından ödenmediğinden hasta tarafından (privat) karşılanıyor. Sırt ve omuz ağrılarına yönelik maalesef Avrupa’da hâla “alternatif tıp” kabul görmüyor. Kabul görmediğinden ötürü bazı radikal kesimler de sadece ve sadece alternatif tıbbı kullanma adı altında farklı girişimlerde bulunuyor. Bunun orta yolu henüz bulunamadı.

Sizce sırt ve omuz ağrılarına yönelik çözüm nasıl olabilir?

CEVAP: Sırt ve omuz ağrıları bizim bu dönemde yaşadığımız en sık rahatsızlıklardan bir tanesidir. Nitekim insanoğlu bu dönemde daha çok masa başında, ofiste, bilgisayar önünde, tablet önünde veya ekran önünde hareketsiz ve monoton gününü geçiriyor. Oysa bedenin harekete ihtiyacı var. Bu hareketleri de yeterince yerine getirmiyoruz. Sadece oturarak veyahut da ayakta çok monoton bir hareketlendirme ile günümüzü geçirdiğimiz için sırt ve omuz ağrıları belli bir yaştan sonra çok sık görülen bir rahatsızlık olarak önümüze çıkıyor. İyi bir şekilde tedavi etmek için ilk başta kendi güncel hayatımızda değişiklikleri ele almamız lazım. Bunun en basiti iş hayatımızda belli aralıklarla bedenimizi hareket ettirmek. Bu hareketleri sürekli egzersiz hâlinde sürdürmek. Haftada en az 2 kere 2 saat olmak üzere bedenimizi tamamen spor aktivitelerine ve egzersizlere yönlendirmek en doğrusu olacaktır. Sırt ve omuz ağrılarını genç yaşta yaşayan kardeşlerimize en büyük tavsiyemiz, varsa fazla kilodan kurtulmak. İkincisi ise kasları gevşetmek için ve bedeni daha iyi hareket ettirebilmek için yüzme sporuna başlamak. Onun haricinde kendi ev ortamınızda profesyonel bir eğitim alarak egzersiz veya jimnastik yapılabilir. Bunlar Uzak Doğu sporları da olabilir.

Bugün moda hâline gelmiş farklı yöntemler olabilir. Maksat burada bedeni, kasları, tendonları ve eklemleri yumuşatarak hareket ettirerek bedenin omuzlar ve sırtın üzerine yüklenmiş olduğu bu büyük yükü birazcık azaltabilmek. Boş vaktinizde spor dallarına yönelmek en doğrusu olacaktır.

İleri yaşlarda spor yapamayacak hâlde olan hastaların bir kaç tedavi usulü vardır. Bunların bir ayağı: ilaç tedavisi. İkinci ayağı: Sürekli olarak fizik tedavi uygulamak. Üçüncüsü: Alternatif tıp tedavisi. Dördüncüsü ise: İlaç ve diğer tedavilerin hiçbir faydası görülmemiş ise cerrahi bir yöntem ile tedavi olabilir.

Siz damar cerrahı olarak bu gibi durumlarla karşılaşıyormusunuz? Gereksiz ameliyat yapılan bir ameliyat çeşidi sizin alanda da var mı?

Kendi alanımda boyun ve sırt ağrıları ile bana başvuran hastaların sayısı çok fazla sayılmaz. Fakat özel bir hastalık olan “Torasik Outlet Sendromu” bazı hastalarımızda karşılaştığım oluyor. Şiddetli bir omuz, kol ve boyun ağrısı ortaya çıkarabiliyor. Genellikle bu hastalarımız uzun bir süre farklı uzman hekimlere başvurarak bu ağrılarından şikâyetçi olurlar. Fakat bir çözüm bulamazlar. Sonunda kaburga kemik ile anahtarcık kemiğinin arasına sinir damarları, atardamar ve toplar damarlar sıkışırlar. Bu tür sıkıntıların ortaya çıkardığını farkettiğimizde “Torasik Outlet Sendromu” teşhisini koyarız. Bu tür rahatsızlığı olan hastalarımız dünyanın dört bir yanından bize başvururlar. Omuz ve sırt ağrıları genellikle benim damar cerrahi bölümünde bu yöndedir.

Peki Caner bey, maalesef bazı doktorların maddiyat sebebiyle ameliyata teşvik ettiği görülüyor. Hastalar bu durumda ameliyat olmaları gerektiğini birkaç doktora danışarak mı emin olmalı yoksa nasıl bir yol izlemeli?

Tabii ki en başta hastalarımızın aile hekimleriyle ve kendi uzman hekimleriyle daha iyi bir ilişki hâlinde olmaları gerekiyor. Aile hekimlerinin vakitleri çok dar, uzman hekimlerinin vakitleri çok çok daha dar ve muayeneler teşhisler hızlı bir şekilde konulmak zorunda. Bu yüzden sistem hatalarını düzeltebilirsek mesela sağlık sigortalarının bu kadar pahalı olduğu bir ülkede belki sağlık sigortalarının ücretlerini ve sağlık şirketlerinin sayısını düşürebilirsek o zaman hekimlerin hastalarına daha çok ayırabilecek zamanları ve paraları olacaktır. Hekimlerin dolayısıyla çok yönlü bir konsept oluşturulması gerekiyor. Hastaların gereksiz ameliyatlara sürüklenmesi, gereksiz girişimsel tedavilere yönlendirilmesi asla etik değildir. Dinimizce de çok yanlıştır. Bu durumdan kendimizi arındırmak için elimizden geleni yapmamız lazım.

* Damar Cerrahı