Nefsi Tanrı Edinmek

Nefsi Tanrı Edinmek

“Nefsini kendine tanrı edineni ve hakkı bildiği hâlde Allah’ın saptırdığı, kulağını ve kalbini mühürlediği, gözüne perde çektiği kimseyi görmüyor musun?” (Câsiye suresi, 45:23).

İnsanın yaradılışının gayesi Allah’a kulluktur (Zâriyât suresi, 51:56). Kulluk ise insan-Allah ve insan-âlem ilişkisini bütün yön¬leriyle kapsayan geniş bir kavramdır. Allah’a kulluğu engellemek isteyen nefis (A’râf suresi, 7:176; Kehf suresi, 18:28; Tâhâ, suresi, 20:16) ile şeytan (En’âm suresi, 6:112) insan için ciddi problemdir. Ayet, Allah’ın ve nefsin talepleri karşısında nefsin arzularını tercih etmeyi, “hevayı / arzuları tanrı edinmek” olarak vasıflandırır. Çünkü bunda kasıt olmasa da fiili olarak Allah’ı bir kenara bırakıp nefsi dinleme söz konusudur. Hz. Peygamber’in “Zina eden zina ettiğinde mümin olarak zina etmez, çaldığında mümin olarak çalmaz, içki içtiğinde mümin olarak içmez.” hadisini (Buhârî, Mezâlim, 30; Müslim, Îmân, 100, 104) de bu bağlamda anlamak isabetli olur. Mesela Allah, zina etme dediğinde nefsi yap der ve onu dinlerse bu nefsi tanrı edinmek gibi bir sonuç doğurur. İşte Allah Teâlâ Kur’ân-ı Kerîm’inde bu tutumu “Gördün mü süflî arzularını (hevasını, hazlarını) kendisine tanrı edineni?” ayetiyle kendi buyruklarını bir kenara bırakarak hazlarının peşine takılanları, meşru yollar varken yasaklanmış olanlara gidenleri, arzularının (nefsinin) kulu (tutsağı) olarak değerlendirerek kınar!

Müslüman düşünürler açısından konunun özgürlüğün hakikati ile de ilgisi vardır. Gerçek anlamda hürriyet Allah ile yaptığı sözleşmeye uygun davrandığında ortaya çıkar, nefsinin prangasından kurtulur. Nefsine uyduğu nispette de onun esiridir, görünüşte hür olsa da gerçekte tutsaktır. Kuşeyrî’nin (ö.465/1072) “özgürlüğün hakikati kulluğun kemalindedir” sözü ile ünlü mutasavvıf Mevlânâ’nın: “Yâ Rabbi! Her köle âzâd edildiği gün sevinir. Ben ise sana gerçekten kul-köle olduğum zaman sevineceğim.” sözü tam da bunu anlatır.

İnsanın konumunu belirleyen hayatının merkezine bunlardan hangisini koyduğudur. İradesi elindedir ve tercih kendisine aittir (Kehf, 18/29; İnsan, 76/3). Özgürlüğün gerçeğini tercih edip helaller üzerinden Allah’a mı kulluk yapacaktır yoksa sahtesini alıp haramlar üzerinden nefsine mi tutsak olacaktır? Ebedi hayatı bu tercihe göre şekillenecektir.

Doğrusunu en iyi Allah bilir