Özel Sektörde Başörtüsü

Özel Sektörde Başörtüsü

Çeşitli kurumlarda başörtüsü ile ilgili durumu konu edindikten sonra, şimdi de özel sektörü ele alacağız.

Özel sektördeki kurallar genellikle kamu kurumlarındakinden farklıdır. İşveren özgürlüğü ilkelerine göre,  her işveren kendi işyerinde kimi çalıştıracağı ya da çalıştırmayacağına kendisi karar verme hakkına sahiptir.

Tabii ki, burada da işvereni bağlayan bazı kısıtlamalar mevcuttur. Farklı din, ten rengi, köken, kadın ve yaşlıları ayrımcılığa karşı koruyan ve hatta ayrımcılık durumunda özel şahıslara ve şirketlere karşı belirli hakları beraberinde getiren eşit muamele kanunu iş dünyası için de geçerlidir.

Avrupa Birliği Adalet Divanı (ABAD) başörtüsü ile ilgili iki önemli karara vardı. 2017 yılındaki ilk davada, özel şirketlerde başörtüsünün yasaklanabileceği karara bağlandı ve ayrıca diğer tüm siyasi ve dinî sembollerin de yasaklanabileceğine hükmedildi. Ancak ikinci davada başörtülü çalışan haklı bulundu. Bu ikinci davada, bir müşteri iş yaptığı bir şirkette IT uzmanı olarak çalışan hanımın başörtüsünü çıkartmasını istedi. Başörtülü hanım itiraz edince işine son verildi. Ancak ABAD, söz konusu davada, bir müşterinin isteğinin başka bir kişinin dinî özgürlüğünden daha ağır basamayacağı kararına vararak başörtülü lehine karar vererek, başörtüsü yasağının, diğer tüm çalışanlar için de dinî veya siyasi sembol yasağı getirildiğinde uygulanabileceğini söyledi.

Görüldüğü gibi ABAD, IT uzmanının bireysel davasında ona hak verse de, genel olarak şirketlerin özgürlük ilkesinin lehine karar vermiş oldu.

Ama burada ABAD’ın Almanya anayasasını dikkate almak zorunda olmayıp sadece AB yasalarına göre hükmettiğine dikkat edilmelidir.

İşte bu nedenle, Alman mahkemeleri farklı kararlar verdiler. Örneğin, Bavyera’da bir kişisel bakım market çalışanı başörtüsü takmaya karar verdiği için işine son verildi. Hem iş mahkemesi hem de Nürnberg’deki Eyalet İş Mahkemesi, anayasal din ve vicdan özgürlüğü dikkate alındığında, çalışanlara başörtüsü yasağı uygulamanın işveren özgürlüğü ilkesiyle mümkün olmadığına hükmetti.

Dinî özgürlüğe vurgu yapan Federal İş Mahkemesi de, bu farklı kararlar sebebiyle işveren lehine karar veren ABAD’dan görüş istedi. Ama, henüz bir görüş alamadı.