Mültecilerin Ahı!

Mültecilerin Ahı!

Şubat ayı ortalarında Münih’te yapılan Güvenlik Konferansı’nda konuşan Almanya Cumhurbaşkanı Frank Walter Steinmeier açılış konuşmasında, İkinci dünya savaşı sonrası dünya sisteminin temelleri olan Birleşmiş Milletler, Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu gibi kuruluşların oluşturulma ruhuna geri dönüşü önermişti.

Almanya Cumhurbaşkanı her geçen gün barıştan daha da uzaklaşıldığına dikkat çektiği o konuşmasında, Rusya’yı da, ABD’yi de Çin’i de eleştiriyordu. Ama, Steinmeier için Orta Doğu denildiğinde sadece İran’ın saldırganlığı ve İsrail’in güvenliği diye bir problem vardı. Hakkını vermek gerekir, mevcut sistemin İran’ı ötekileştirdiğini de söylemekten çekinmedi. Fakat barışın gerekliliğinden bahseden, bunun için de ikinci dünya savaşı sonrası “barış”ını kuran ruha dönülmesini isteyen Steienmeier’in Suriye, Yemen, Afganistan çatışmalarından hiç bahsetmemesi, Myanmar’da Arakanlılara hiç bir şey yapılmıyormuş gibi 45 dakikalık konuşmasında yer vermemesi, bu problemlerin gelişip oluşmasında “Batı”nın bir rolü olmadığını göstermiyor. İşte Münih’te sanki yokmuş gibi değerlendirilmeye alınmayan Suriye meselesi, şimdi mülteci sorunu ile Almanya’nın da eteklerini tutuşturmuş durumdadır. Şahsen mülteciler hususunda Türkiye’ye eleştirilerim var.

Böyle olsa da, Mülteciler konusunda Türkiye övgüyü ve desteği hakkediyor. Fakat buna karşılık, Avrupa’da, maalesef, mülteciler konusunda tüm suç Türkiye’ye yüklenmek isteniyor. Suçlama yerine başta AB’nin çekici gücü olarak Almanya’nın hem mülteciler hem de Suriye’deki savaş konusunda Türkiye’ye destek vermesi gerekmektedir. Bu destek sadece mülteciler konusunda değil, aynı zamanda askerî ve siyasî destek şeklinde de olmalıdır. Bu gerçekleştiğinde Almanya’nın barışa ve istikrara katkısı hiç de az olmayacaktır. Çünkü, Suriye’de ne kadar insan ölürse ölsün, mülteciler Avrupa’ya yönelene kadar, mülteciliğin bir problem olduğunu kabullenmezseniz, ölen ve kaçmak zorunda kalan insanların ahı sizi bulur. Bununla birlikte, Almanya, dolayısıyla Avrupa, dünyadaki her savaşın, her ekonomik ve sosyal adaletsizliğin bütün dünya için ortak bir problem olduğunu kabullenmek zorundadır. Bu yüzden de, hemen şimdi, Suriye, Yemen ve Libya’daki savaşın durdurulması gerekmektedir. Yoksa mültecilere daha çook ağıtlar yakılacaktır.