Barış Kollektif Bir Çaba İle Mümkün Olur

Barış Kollektif Bir Çaba İle Mümkün Olur

7 Ekim’den beri Gazze’de yaşananlar hiçbir vicdan sahibinin kabul edebileceği bir tablo değildir. Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin ardından BM İnsan Hakları Komisyonunda da acil ateşkes kararı oy çokluğuyla alındı.

Karara karşı çıkan altı ülkeden ikis de Amerika ve Almanya oldu. Maalesef BM konseylerinde alınan bu kararlar sadece karar olmanın ötesine geçemedi. Ancak bununla birlikte safların nasıl oluştuğunu, kimlerin nasıl adımlar attığını göstermesi bakımından önem taşıyor. Öte yandan yine bu süreçte Filistin’in BM üyeliği oylandı ve veto edildi. Gerek Filistin’in Birleşmiş Millletler’e üyeliğinin ABD tarafından veto edilmesi, gerekse bölgeye devam eden silah sevkiyatı bu tablonun değişmesine yönelik umutlara darbe vurmaktadır. Bir yandan özgür bir Filistin’in kurulmasına gidecek yolları tıkamak, bir yandan bölgeye silah göndermek, bir yandan da “insani yardım” göndermek de trajik bir tablodur. En ufak bir gerilimde silah gönderen ve sürekli askerî yardım kararları alan ülkeler bugün değilse de bir gün mutlaka hesap verecektir. Nitekim Almanya Uluslararası Adalet Divanı’nda, Nikaragua’nın açtığı davada bölgeye silah göndererek “soykırıma ortak olma” iddiasıyla hâkim karşısına çıktı. Ülkede birçok kesimden insan silah satışının ve desteğinin durdurulması yönünde çağrılarını artırmaktadır. Almanya “İsrail devletine karşı sorumlulukları gereği” iddiasıyla yaptığı yardımları durdurmak zorundadır. Gerçek bir barış tek taraflı değil ancak ve ancak tüm tarafların ortak çaba ve gayretiyle mümkün olacaktır.

Cinsiyet Değişikliği Konusunda Yaş Sınırı Olmalıdır

Avrupa’da son yıllarda sık sık gündeme gelen hususlardan biri de “cinsiyet seçimi” oldu. Son olarak Almanya 14 yaş üstü herkesin resmî kayıtlarda isim ve cinsiyetlerini değiştirmelerini kolaylaştıran bir yasayı parlamentoda kabul etti. Cinsiyet konusu bireyin tüm hayatını etkileyen bir adımdır ve çok itinalı davranılması gerekmektedir. Nitekim son olarak Hollanda’da geçtiğimiz haftalarda kamuoyuyla paylaşılan bir araştırmada 15 yıl boyunca çocuklar takip edilmiş ve ergenlik dönemlerinde “cinsiyetlerinden memnun olmayan” çocukların genellikle büyüdüklerinde bu düşüncelerinden vazgeçtiklerini ortaya koymuştur. İngiltere, yapılan incelemeler sonunda mart ayında “konunun tıbbî kanıtlara dayanması” gerektiğini belirterek çocukların ergenliklerini durduracak, cinsiyet değiştirme ilaçları almaları uygulamasını durdurmuştur. İskoçya’da da 18 Nisan itibarıyla bu ilaçların satışı ve kullanımı durduruldu. Amerika da ise cinsiyet değişikliği konusunun neden olduğu sıkıntılar her geçen gün artmakta her yıl daha fazla kişi bu nedenle kliniklere başvurmaktadır. Hollanda’da olduğu gibi yapılan birçok bilimsel araştırma ve uzmanlar “cinsiyet memnuniyetsizliği”nin kişinin bilhassa çocukluk yaşındaki alacağı kararlara teslim edilemeyeceğini kanıtlamaktadır. Bu bakımdan toplumun temel yapılarına âdeta dinamit koyacak bu uygulama ve kararlar konusunda siyasiler çok dikkat etmeli, siyasi çıkarlar uğruna toplumlar kurban edilmemelidir.

Hafızlık Yarışması, Buyrun Ben Müslüman’ım Aksiyonu…

Öte yandan, 2. Avrupa Hafızlık Yarışmamızı 27 Nisan’da Köln’de Genel Merkezimizde gerçekleştireceğiz. Hafızlarımızın hepsini şimdiden tebrik ediyor, sizleri de saat 14:30’da Camia TV’ye bu heyecanı paylaşmaya bekliyoruz.
Bu arada, kamuoyundaki olanca olumsuz havaya rağmen teşkilatımızın “Buyrun, Ben Müslüman’ım’ aksiyonunu başarıyla gerçekleştirdiğini, sokakta insanların da Müslümanlarla doğrudan karşılaşmaktan memnun olduklarını gördük. Yani bizler, kendimizi topluma doğrudan anlatmamızın yollarını aramalıyız.

Gençlik Teşkilatımızın 13-15 yaş aralığındaki ortaöğretim gençliğine yönelik mescid kamplarını da dikkatinize sunmak istiyorum. Ramazan ayında olması münasebetiyle, iftar programlarıyla başlayıp teravih, sohbet, eğitim ve itikâf şeklinde hem maneviyat hem de eğitim uygulandığı gençlik kamplarımızı başarıyla organize ettiği için gençlerimizi tebrik ediyorum.

Bu vesileyle hepinizi Allah’a emanet ediyorum.