Benim Eşim Tam Bir İşkolik!
- AİLESürmanşet 1
- 13 Şubat 2024
Çoğu zaman aile hayatını, evlilikleri çıkmaza sokan, felce uğratan problemlerden birisi de işkolikliktir. Aile danışmanlığında çalıştığımız her üç vakadan birisi işkoliklik nedeniyle aile hayatına yeterli zamanı ve özeni göstermeyen eşlerden oluşmakta. Peki nedir işkolik olmak? İşkolik olmak çalışkan olmak, ara ara çok çalışmak ya da işini çok sevmek, severek yapmak demek değildir aslında. Çalışkan kişinin motivasyonu üretmek iken işkolik kişinin motivasyonu başarmak ve işi tamamlamaktır. Çalışkan kişi ve işkolik arasındaki ortak özellik ise uzun saatler çalışıyor olmaları olabilir. Bir kişi işini çok sevdiği için işkolik olarak adlandırılamaz. İşkolik diyebilmek için bazı kriterlerin kişide bulunması gerekir. Nedir bu kriterler?
“HER ŞEYİN FAZLASI BAĞIMLILIKTIR”
Hayatınızda neyi kontrolsüz bir şekilde artırıyor iseniz o sizin bağımlılığınızdır. İşkoliklik bireyin fiziksel ve özellikle de ruhsal sağlığını, iç huzurunu, aile ilişkilerini, sosyal hayatını, diğer insanlarla ilişkilerini bozacak seviyede kontrol edilemeyen bir ihtiyaç, işine aşırı derecede düşkünlük hatta bağımlılık olarak tanımlanabilir. Arkasında yatan neden ise çoğu zaman kişinin işini çok sevmesi ve üretmek istemesinden ziyade onun kişilik özellikleriyle, henüz teşhis edilmemiş kaygılı anksiyöz yapısıyla, kontrol edemediği mükemmelliyetçilik arzusunun tatminiyle ve kontrol etme arzusuyla açıklanabilir.
“EVLİLİĞİM TÜKENİYOR! SESİM DUYULMUYOR!”
İşkolik bireyin özelliklerine baktığımızda onlar neredeyse işleriyle evlidir ve aşırı çalıştıkları için ailelerine hakettikleri zamanı ayırmazlar. Aşırı çalıştıkları için aile ile yapabilecekleri aktivitelerden, aile zamanlarından, özel zamanlardan, sosyal hayattan, iş dışında yapılabilecek etkinliklerden uzak kalırlar.
Evde bekleyen ya da daha az çalışan eşin hem duygusal hem de fiziksel ihtiyaçları, beklentileri karşılanmadığından gün geçtikçe daha da yalnızlaşır ve mutsuzluğu artar.
Ailede çocuklar varsa ebeveynlerinden dengeli bir şekilde almaları gereken ilgiyi alamazlar ve bu ilgiyi vermek sadece evde olan ya da az çalışan ebeveyne yüklenebilir. Bu ortamda mutsuz, kendini değersiz hissedecek bireylerin temeli de atılmış olur.
İşkolik eş/ebeveyn aileleriyle kısıtlı zaman geçirdikleri için birlikte geçirdikleri zamanın çoğunda problemleri konuşmak ya da çatışmakla geçer. İşkolik eş çoğu zaman evde eşinin şikâyetlerini “dırdır” etmek olarak değerlendirir ve kendisini: “Ben onlar için çalışıyorum! Onlara daha iyi bir hayat yaşatabilmek için çalışıyorum!” şeklinde yorumlar ve hatta ailesini nankör olarak niteleyebilir. Birçok şeyden yakınıp, şikâyetçi olsa bile , zamanının büyük çoğunluğunu işinde geçirmekten yakınıp, şikâyetçi olmaz.
Eşinin işinden kalan zaman kırıntılarıyla yetinmeye çalışan eş, çoğu zaman mutsuzdur ve sıkça mutsuzluğunu dile getirir. Buda evde çözümlenemediği için sonu gelmeyen kavgalara, bitmek bilmeyen çatışmalara dönüşebilir. Bu çatışmalar evde bekleyen eş susana kadar devam eder. Susmak dediysem ihmal edilen eş ümitleri tükendikten sonra, beklenti ve ihtiyaçlarının eşi tarafından karşılanamayacağını kabul ettikten sonra, evlilikten vazgeçtiği andan itibaren susar ve çoğunlukla takip eden bir ayrılık kararı açıklanır. İşte bu noktada işkolik eş içinde bulunduğu durumu sorun olarak kabul edip, yardım almayı talep edebilir. Son dönemde ilişkiye ara verme ya da boşanma nedenlerinin en üst sıralarında eşlerden birinin işkolikliği gelmektedir.
YAZARLAR “Hayır Konuşmayacaksan Sus”İŞKOLİK EŞ VE KAYGILARI
İşkolik bir eşiniz varsa zihnini meşgul eden felaket senaryoları vardır. Çünkü kaygılı bir yapılarının olduğunu yukarıda söylemiştik. Bilişsel yapıları uçlarda “ya hep, ya hiç” mantığıyla düşünmeye alışkın olduğundan hep en kötüsünün olabileceğini düşünebilir ve eşlerine hayatı zorlaştırabilirler.
Katı kuralları olan ve esnekliğin başarısızlığı getireceğine olan inançlarından dolayı evde de katı kurallar koymaya ve bu kuralları uygulamaya meyilli olabilirler. Başarı odaklı, mükemmeliyetçi yapılarına inatçılık eşlik eder çoğu zaman. Diretmeye ve istediklerini elde etmeye çalışabilirler. Bu da eş ve çocukların aile hayatının zorlaşmasına neden olabilir. Maddi konularda hassas davranarak aşırı tutumlu hatta cimrilik seviyesinde tavırlar sergileyebilirler. Yukarıda “sizin için çalışıyorum” diyen kişi bir anda bu gereksiz harcama, buna ne gerek var, bu israf diyerek temel ihtiyaçları bile engelleme seviyesine ulaşabilir. Bu da evliliğin sıhhatini negatif anlamda etkileyecek ve mutsuzluğu artıracak etkenlerdendir.
İŞKOLİK EŞ İLE NASIL YAŞANIR?
Böyle bir eşim var, ben ne yapmalıyım? İşkolik eşimle evliliğimizi nasıl devam ettirebilirim?
Yukarıda bahsettiğimiz zorluklarla, durumlarla başa çıkabilmek için öncelikle eşinizi iyi tanımanız, ona dair neleri kabul edip neleri kabul edemeyeceğinizi belirlemeniz gerekir.
Eşinizin işkolik olduğunu anlaması için ona refleksiyon yani aynalama yapabilirsiniz. Nasıl mı? Direk eşinizi kastetmeden bir hikâye üzerinden, bir tanıdığınız üzerinden eşinizin kendisine dair farkındalık kazanmasını sağlayabilirsiniz.
Kabul ederse onunla birlikte bir uzmandan yardım almasını sağlayabilirsiniz. Sürece sizde eşlik ederek onun birşeyleri değiştirebileceğine olan inancını destekleyebilirsiniz.
Kaygılarını dile getirdiğinde onu eleştirmek yerine anlaşıldığını hissettirebilirsiniz.
En önemlisi onunla inatlaşmamalısınız çünkü bu onu daha da hırslandırabilir.
İşkolik eşiniz eleştirilere, kritiklere, hatalarının yüzüne vurulmasına, hata yapmaya, eksikliklere, düzensizliklere, yetersizliklere katlanmayan bir yapıya sahip olabilir. Bunları bilmek sizin elinizi güçlendirir ve ona nasıl yaklaşmanız, onunla nasıl iletişim kurmanız gerektiği konusunda yardımcı olabilir. “Bilmek en güçlü savunma aracıdır.”
KIRICI BİR TAVIR, YIKICI BİR TAVIRDIR
Başarılı olmak ve başarısızlık işkolik eşin önemli en büyük korkuları, kendilerini ölçmede değer kriterleri olduğundan bu konulara kırıcı bir tavırla yaklaşmak yapıcı değil yıkıcı olur.
Zihninde katı düşünce kalıpları olabilir, bunlar ona; “düzenli olmalısın, kurduğun sistemi korumalısın, performansın düşmemeli, aksi takdirde hedeflerine ulaşamazsın…” gibi negatif mesajlar iletebilir.
Çoğu zaman işini bitirmek odaklı olduğundan uzun saatler işyerinde çalışabileceği gibi zaman zaman işi eve getirebilir ve bir an önce o işi bitirme arzusunda olabilir. İşi bitirememe ihtimali onlar için çok büyük bir stres faktörüdür. Stresli dönemlerinde siz sakin kalmaya çalışmalı ve onun işini tamamlamasına müsaade etmelisiniz. Sonrasında bu durumun sizin ve ailenizin üzerinde ne gibi etkiler oluşturduğunu “Ben dili” ile açıklamayı deneyebilirsiniz.
ÇOCUKLUK DÖNEMİNDEKİ TRAVMALAR İŞKOLİKLİĞE SEBEP
İçinde bulunduğu durumun arka planında çoğu zaman çocukluk dönemi yaşantılanmış zor hayat hikâyeleri, başarısızlıklar, aşağılanma, değersizleştirilme, takdir edilme ihtiyacı gibi küçük yaşlarda başa çıkamadıkları nedenler olabilir. Onu sevginizle sarıp sarmalayarak değişim sürecine pozitif katkıda bulunabilirsiniz.
Hem kendi ihtiyaçlarınızı hem de onun ihtiyaçları keşfetmeye ve bu ihtiyaçları aile içerisinde birlikte gidermeye çalışabilirsiniz. Unutmayın sevgi en yırtıcı hayvanı bile minik bir kedi yavrusuna dönüştürebilir.
Bunları yapabilmek için eşinizi çok iyi tanımalı ve olduğu hâliyle kabul edebilmeyi denemelisiniz. “Ben bunları kabul edemiyorum, etmek istemiyorum” diyorsanız evliliğinizin gidişatı hakkında eşinizi haberdar ediniz. En önemlisi ise eşler olarak problemi çözme konusunda birlikte uzman yardımına başvurunuz. Aile kutsalı değer verilmeyi hakeden bir kurumdur ve hastalandı diye ölüme terkedilmemeli, şifası aranmalıdır. Eşiniz bu davranış kalıplarıyla doğmadı, yaşam deneyimleriyle öğrendi bunları. Öğrenilmiş herşey unutulabilir, işlenerek yeniden şekillendirilebilir.
*Psikolojik Danışman, Sistemik Aile Danışmanı