Annelikte Yetersizlik Duygusunu Yenmenin Yolları

Annelikte Yetersizlik Duygusunu Yenmenin Yolları

Annelik çok özel ve paha biçilemez duyguların yaşandığı harika bir yolculuk. Böyle kıymetli, aynı zamanda ucu ahirete dayanan bir yolculuğun meşakkat ve sıkıntıları da o ölçüde oluyor şüphesiz.

Annelik çoğunlukla yürekle yapılan bir iş olduğu için ortaya çıkan sıkıntıların sancısı da hâliyle yürekte hissediliyor. Çocuğumuzla yaşadığımız her olumlu veya olumsuz durum önce yüreğimize dokunuyor.  Oluşan en ufak olumsuzlukta ise kendimizi suçluyoruz. Bu durum yalnızca çağımız annelerinin yaşadığı bir sıkıntı olmasa gerek. Eminim hangi çağ, zaman ve koşul olursa olsun anne olmak bu tür karmaşık duyguların hâkim olduğu mesuliyetleri de beraberinde getirir.

Gel gelelim yaşadığımız çağın topluma empoze ettiği yeni alışkanlıklar anneliği de farklı bir boyuta taşıyor. Artık her kadın birden fazla görevi aynı anda yürütmek zorunda kaldığı için yetişemediği veya “yeterince iyi yapamadığı” işlerden dolayı yetersizlik ve buna eşlik eden mutsuzluk ve bıkkınlık duygularıyla baş etmek zorunda kalıyor. Bu da annelik kalitesinin daha da düşmesine yol açıyor. Kalite düştükçe yetersizlik duygusu da artıyor, böylece bir kısır döngünün içinde buluyor anneler kendilerini.

YETERSİZLİK DUYGUSU YÖNETİLMESİ GEREKİYOR

Bu döngünün içine düşmeden önce, oluşan yetersizlik duygusunu yönetmemiz gerekiyor. Bunun için en önemli husus: Hayata doğru bir bakış açısıyla bakmaya çalışmak. Yani insan olduğumuza göre; mükemmel olamayacağımızı, hayatı yaşarken kontrolün bizde değil bizi yaratan ve yöneten Allah’a ait olduğunu unutmamamız gerekiyor.

“MÜKEMMEL” ANNE DEĞİL “İYİ” ANNE OLMAK

Hiç ulaşamayacağımız “mükemmel annelik” hedefine koşmak yerine “iyi” bir anne olma gayreti gütmemiz bize daha iyi gelecektir. Bunu yapabilmek için sosyal medyada bize kendini “mükemmel anne” diye tanıtan kişilerden ve oluşturdukları yapay kusursuzluk tablolarından uzak durmamız gerekiyor. Sosyal medyada bize yansıyan o hayatlarla baş etmemiz mümkün değil. Çünkü gerçek değiller. Hele ki bizim gerçeğimiz hiç değiller. Hayatlarımız bize sunulan imkân ve imtihanlarla yalnızca bize özeldir. Bu yüzden bize verilenlerle bir kalite oluşturmak zorundayız: Başkalarıyla bir kıyas içine girmeden, kendi kapasitemizi zorlamadan, bize ve çocuklarımıza iyi gelecek şekilde.

VAKTİMİZİ KALİTELİ KULLANMALIYIZ

“İşimiz vaktimizden çok” olsa da, zamanı iyi yöneterek çocuklarımızla daha verimli zaman geçirebiliriz. İşe ekran karşısında geçirdiğimiz faydasız işleri azaltarak başlayabiliriz. Burdan kazandığımız her kıymetli saati daha iyi, hayırlı ve üretken işlerle doldurursak hem daha mutlu hisseder hem de çocuklarımıza daha güzel örnek oluruz.

Her saniyesi için ayrı hesaba çekileceğimiz vaktimizi Rahmanın hoşnut olacağı işlerle doldurmak, işlerimizin kolaylık ve bereketini arttırır.

KENDİMİZE ZAMAN AYIRMALIYIZ

Diğer bir önemli mesele ise dinlenme ihtiyacını geciktirmemek. Yeterince dinlenemezsek olumsuz duyguların etkisi altında bir annelik yapmak zorunda kalırız. Yorgunluk içimizde, öfke, stres ve nefret gibi birçok yıkıcı duyguların oluşmasına zemin hazırlar. Bu yüzden muhakkak kendimize zaman ayırmalıyız. Dinlenmek için topladığımız zaman aralıklarında ekrandan ciddi bir şekilde uzak durmalıyız. Bunun yerine   beden ve ruh sağlığımıza iyi gelecek işlerle meşgul olmalıyız.

Yetişemediğimiz veya yetemediğiniz yerlerde eşlerimizden, aile veya arkadaşlarımızdan destek almaktan çekinmemeliyiz. Özellikle eşlerin bu konuda daha bilinçli davranmaları, babalık ve eşlik sorumluluklarına yaraşır şekilde davranarak yükümüzü hafifletmeleri hem önemli hem de gereklidir.