Yeni Bir Başlangıç

Yeni Bir Başlangıç

Bir yılı daha geride bıraktık. 2020 Camia için de birtakım yenilikleri beraberinde getirecek. 7 yıldır iki haftada bir camilerimizde sizlerle buluşan Camia, 2020 itibarıyla  Avrupa’daki Müslümanlar açısından gündemi daha yakından takip eden, zenginleşen konu ve uzman yazar kadrosu ile daha kaliteli bir yayın mahiyetinde yayın hayatına devam edecek.

Geçen zaman, her geçen yıl siyasi, ekonomik, sosyal ve toplumsal pek çok olayı barındırırken tüm bu yaşananlar bizlere birer “tecrübe” olarak geri dönüyor. Geçen yıllar bu anlamda bizler için aslında bir muhasebe fırsatı da oluşturuyor. Yaşanan pek çok olay karşısında “Benim duruşum ne oldu?” sorusunu kendimize sormamız gerekiyor. 2019’a bir de bu açıdan bakmamız gerekiyor.

Yeni Zelanda’da 15 Mart’ta yaşanan elim cami saldırısı hepimizi derinden üzdü, ancak yaşananların akabinde başta ülkenin Başbakanı Jacinda Ardern olmak üzere ülkede Müslümanlarla gösterilen dayanışma bizleri bir o kadar da umutlandırdı. Yaramıza merhem oldu. İnanca tahammülsüzlüğü gösteren sadece bu olay değildi, Sri Lanka’da kiliselere yapılan saldırı, Almanya’nın Halle şehrindeki sinagog saldırısi da “kendi gibi olmayana yaşama hakkını bile tanımayan” bir hastalıklı zihniyetin ürünü olarak zihinlerimize kazındı.

Yeni Zelanda’da nasıl ki Müslümanlarla dayanışma gösterildi ise bizler de diğer din mensuplarına karşı yapılan saldırılarin karşısında durduk, dayanışma gösterdik. Bunu yaparken de amacımız, zulme sessiz kalmamak, kimden gelirse gelsin haksızlıkların karşısında durmaktı. Hakeza Yemen’deki çatışma atmosferinin mağdur ettiği masum sivil halk kadar Myanmar’da evlerinden yurtlarından edilen binlerce insan, Doğu Türkistan’da hâlâ “eğitim kampı” adı altında yaşanan zulüm her daim gündemimizde oldu, olmaya da devam edecek.

Avrupa’ya baktığımızda ise başörtüsü tartışmaları öyle ciddi boyutlara taşındı ki, bazı eyalet ve ülkelerde yasak olarak karşımıza çıktı. Almanya’da Müslümanlar için en temel meselelerden biri olan imamların eğitimi mevzusu da son dönemlerin en çok tartışılan konularından biri oldu. Bulunduğu ülkelerin diline, kültürüne hâkim imamlarımızın hizmet sunması herkesten çok biz Müslümanları memnun eder ancak bu konuda imamların nasıl yetişeceği, hangi eğitimden geçeceği konusu da yine İslami cemaatlerin mutlaka dâhil edilmesi gereken bir husustur. İslam toplumunun beklenti ve ihtiyaçlarına cevap olmayacak hiçbir girişim toplumsal düzlemde kabul görmeyecektir.