Avrupa’da Müslümanlar Endişeli:  Aşırı Sağ Tehditler Artıyor

Avrupa’da Müslümanlar Endişeli: Aşırı Sağ Tehditler Artıyor

Avrupa’da aşırı sağ suçlardaki artış her geçen gün artıyor.  Avrupa’da yaşanan gelişmeleri değerlendiren İslami kuruluşların temsilcileri aşırı sağ suçlardaki artıştan endişe duyduklarını söyledi.

Almanya

Avrupa’da aşırı sağ suçlardaki artışın dikkat çektiği ülkeler arasında yer alan Almanya’da İslam Konseyi (Islamrat) Başkanı Burhan Kesici, 2019 yılında İslamofobik eylemlerin ülkede çok yoğun hissedildiğini vurguladı. Bunun yanı sıra merkezdeki partilerin söylemlerinin giderek aşırı sağ Almanya için Alternatif (AfD) partisine benzemesinin de endişeleri artırdığını aktardı. Almanya’da 2019’un en çok kazanan partisinin AfD olduğunu hatırlatan Kesici, “Eskiden aşırı sağ partinin dışlandığı bir siyasi atmosfer vardı. Ancak ‘Artık onlarla da görüşmek, konuşmak gerekiyor.’ tarzı söylemler AfD’nin görüşlerinin toplum içinde yayılmasına neden oldu.” dedi. 

Ülkede Müslümanlar açısından olumsuzlukların geçen yıl arttığına değinen Kesici, 2020’de de bu durumu iyiye götürecek bir işaret göremediğini söyledi. İyiye gidiş noktasında hem Müslümanlara hem de Alman hükûmetine görevler düştüğüne vurgu yapan Islamrat Başkanı, devletin Müslümanlara sahip çıkarak onların toplumun bir parçası olduğunu ve onlara karşı yapılan ayrımcılığın kötü olacağını anlatması gerektiğini bildirdi. Kesici Müslümanların da toplumun çoğunluğuyla beraber bir çalışmasının olmadığını belirterek, “Topluma açılmayı daha profesyonel yapmamız gerekir.” diye konuştu.

Belçika

Belçika’da 2019 yılı ise Müslümanların hukuk mücadeleleri ile geçti. Helal kesim yasağı ile ilgili başlayan hukuki süreç son olarak aralık ayında okullarda başörtüsü yasağına yeşil ışık yakan Anvers Temyiz Mahkemesi’nin kararı ile devam etti. Belçika’da Müslümanları temsil eden ve hükûmetle toplum adına ilişkileri yürüten İslam Temsil Kurulu Başkanı Mehmet Üstün, 2019’un mayıs ayında yapılan seçimler sonrası oluşan siyasi tablonun ülkede yaşayan Müslümanların endişelerini artırdığını aktardı.

Flaman bölgesindeki koalisyonun aşırı sağ ortaklığında kurulduğunu hatırlatan Üstün, “2020’de hükûmet protokollerine yazılan antidemokratik ve Müslüman ritüellerini yasaklayan kararların uygulanamamasını bekliyoruz. İslamofobik çalışmaların sona ermesini ve Belçika’da ortak yaşamın daha huzurlu, daha barışçıl ortama getirilmesinin amaçlanmasını umuyoruz.” diye konuştu.

Geçen yıl ülkede Müslümanlar adına sevindirici gelişmeler yaşandığına da dikkat çeken Üstün, “Hükûmetten talep ettiğimiz vaizeler konusunda 18 kadro aldık. Yine bu yıl imam eğitimi ile ilgili başlattığımız proje finale yaklaştı. 2020’de imam eğitimine Belçika’da başlıyoruz.” müjdesini de paylaştı.

Fransa

Birkaç yıl önce yaşanan terör saldırıları sonrası İslamofobik eylemlerin büyük oranda arttığı Fransa’da ise 2019 yılında başörtüsü, ülke gündeminde uzun süre önemli yer teşkil etti. Kasım ayında yapılan seçimlerde Grand Alpes Bölgesi Müslümanlar Konseyi Başkanı olarak seçilen Cengiz Kalaycı, Fransa’da başörtüsü fobisi olduğuna dikkat çekti. Fransa’da geçen yıl Müslümanların, özellikle de başörtülü kadınların siyasete alet edildiğini söyleyen Kalaycı, bu yıl düzenlenecek yerel seçimleri hatırlattı. Bu durumun giderek artmasından endişe ettiğini belirten Kalaycı, “Müslümanlar Fransa’da kolay hedef. Siyasiler ülkedeki artan milliyetçiliği de dikkate alarak Müslümanları hedef tahtasına koyup oradan oy kazanmaya çalışıyor.” ifadelerini kullandı. Müslümanları ilgilendiren meselelerde medyada sürekli İslam düşmanı kişilerin yer bulduğuna da dikkat çeken Cengiz Kalaycı, ülkede Müslümanların kendilerini anlatacak yeterli alan bulamadıklarını vurguladı.

Avusturya

Avusturya Halk Partisi (ÖVP) ve aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ) arasında kurulan hükûmetin 2019’un mayıs ayında düştüğü Avusturya’da ise eylül ayında düzenlenen erken seçimler Müslümanların endişelerini gidermeye yetmedi. Avusturya İslam Cemaati (IGGÖ) Başkanı Ümit Vural, erken seçimlere ve öncesindeki seçim kampanyasına bu kinciliği körükleyen sistematik Müslüman karşıtı ve ırkçı kampanyaların damgasını vurduğunu söyledi.

Vural, “Müslümanlara yönelik politik ajitasyonun 2019 yılında da azalmadığını gözlemledik. Sadece dinî inançları sebebiyle insanlara karşı nefret, haset ve öfke hislerinin kızıştırılması artık nadir rastlanan uç bir siyasi fenomen olmaktan çıkmış, politikanın merkezi hâline gelmiştir. Yüksek siyasi işlevleri olan ve ciddi siyasi güç sahibi kişilerin Müslümanlara karşı kinci tutumların oluşturulmasında rol oynadığını gittikçe daha sık görmekteyiz.” ifadelerini kullandı.

Yeşiller Partisi ile ÖVP arasında kurulan yeni hükûmetten de bu anlamda bir iyileşme beklemediklerini söyleyen Ümit Vural, “Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz, hükûmet programını sözde ‘politik İslam’la’ mücadele üzerine kurmuştur. Bu ifade, kendisi tarafından bir kez bile açıklanmamış ve İslam’ı İslamcılıkla harmanlayan ve böylece tüm Müslümanları toptan potansiyel suçlu olarak gösteren bir ifadedir. Tarihte ilk kez resmî görevi ‘paralel toplumlarla ve politik İslam’la mücadelede istikrarlı tutumu sürdürmek’ olan münferit bir entegrasyon bakanlığı faaliyete başlayacaktır.” diye kaydetti.

Ülkedeki ırkçı atmosfer nedeniyle Müslüman kadınların gittikçe daha sık bir şekilde saldırılara uğradığını hatırlanan IGGÖ Başkanı, “Avusturya’da yaşayan birçok Müslüman için Müslüman karşıtı ırkçılık ve İslam düşmanlığı, sokakta, toplu taşıma araçlarında, internette, okullarda, resmî makamlarda, iş veya konut piyasasında karşılaşılan günlük bir durum hâline gelmiştir. İslam Düşmanlığı ve Müslüman Karşıtı Irkçılık Dokümantasyon ve Danışmanlık Merkezi, geçtiğimiz yıl Müslümanlar karşıtı vakalarda ciddi bir artış tespit etmiştir. Bu vakalara ilişkin rakam neredeyse yüzde 74 artmıştır.” dedi.