Şevval Ayında Oruç Tutmak
- HAYAT
- 2 Mayıs 2023
İslam’da ilk Ramazan Bayramı, hicretin ikinci yılında şevval ayında gerçekleşmiştir. Hac ibadetinin ilk ayı olan şevval ayı, İslam dünyasında önemli bir yere sahiptir. İslam tarihinde de şevval ayında meydana gelen bazı önemli olaylar da şunlardır:
Beni Kaynuka, Uhud, Huneyn, Taif Gazveleri ve Hz. Peygamber’in oğlu İbrâhim’in vefatı da bu ayda olmuştur. Müminler için şevval ayının bir diğer güzel yönü ise hiç şüphesiz, Ramazan ayının sona ermesinden sonra yine ramazan ruhunu yaşadıkları şevval ayında tutulan oruç ibadetidir. Bu şevval ayında tutulan oruç, ramazanda kazanılan maneviyatın sonlanmaması için büyük bir fırsattır. Ve şevval orucu bir ay boyunca oruç tutan müminlerin sağlıklı bir şekilde normal hayata adapte olmalarına da yardımcı olur.
PEYGAMBERİMİZ TARAFINDAN TAVSİYE EDİLEN ORUÇ
Şevval ayında altı gün oruç tutmak müstehaptır. Zira Sevgili Peygamberimiz bu günler de hem oruç tutmuşlar ve hem de tutulmasını tavsiye etmişlerdir. Bu oruçların bayramın hemen arkasından peş peşe tutulması daha faziletli olmakla birlikte ay içerisinde aralıklı tutmak da mümkündür. Kaza ve adak oruçlarının bugünlerde tutulmasıyla da aynı sevap elde edilir.
Sürmanşet 1 Şevval Ayı Orucunun Hükmü Nedir?
BİR YILLIK ORUÇ SEVABI
Ebû Eyyub el-Ensari’den (r.a.) naklinde; Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Kim ramazan orucunu tutup da şevval ayından da ona altı gün katarsa, bütün seneyi oruçlu geçirmiş gibi olur.”(Müslîm)
Hz. Sevban’dan (r.a.) naklinde; Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Bir ay (Ramazan) orucu, on aya bedeldir. Onlardan sonraki altı gün oruç iki aya bedeldir. İşte böylece yılın tamamı oruçlu geçirilmiş olur” (İbn Mâce).
Bu hadis, ramazan-ı şerif ayından sonraki şevval ayında altı gün oruç tutmayı teşvik etmektedir. Böylece, bir yıllık oruç tutmanın sevabı vaad edilmektedir. Bunu her sene böyle yapan da ömür boyu oruç tutmuş gibi olur. Ramazan orucundan sonra şevval ayında altı gün oruç tutmakla, bütün sene oruç tutmuş gibi mükâfat verilmesi, yapılan ibadetler ve taatler on misli katlandığı içindir. Çünkü Cenab-ı Hak:“Her kim hayırlı bir işle gelirse, kendisine, onun on misli sevabı vardır.”(En’am suresi, 160.ayet) buyurmaktadır.
Bir ay tutulan oruç on ay yerine geçer. Altı günün on misli de altmış gün yani iki ay olur, ikisinin toplamı, üç yüz altmış eder ki miladi-şemsi takvime göre sene 365 gündür. Yani Müslüman 360 gün oruç tutmuş olur beş gün seneden eksik kalır, o da beş gün bayram günleridir. Bir gün ramazan, diğer dört gün de Kurban Bayramı’dır. Çünkü bu beş günde oruç tutmak haramdır.
ALLAH KATINDA HER ŞEY BİR ÖLÇÜYE GÖREDİR
Rahmeti gazabını geçmiş olan Rabbimiz kullarını hep affetmek istemekte, kullarının az ameline çok mükafatları ihsan etmektedir. Şevval ayında tutulan orucun meşru kılınmasındaki bir sır da şudur ki: Ramazan ayının peşindeki oruç, farz namazların peşinden kılınan sünnet namazları gibidir. Nasıl ki bu sünnetler, farzlardan olması muhtemel kusurları telâfi ediyorsa, şevval ayında tutulan oruç da ramazan orucunda bulunması muhtemel kusurları telâfi eder.
Biz kullara yakışan, farz ibadetlerden sonra kendisini ahlaken olgunlaştıracak nafilelere sarılmak olmalıdır.
Nafile ibadetlerimizin kulluk bilincimize çok önemli katkıları mevcuttur. Bunların başında Rabbimizin sevgisini ve muhabbetini kazanmak gelir. Nitekim Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) Allah Teâlâ’nın şöyle buyurduğunu bizlere aktarmıştır:
“Kulum, kendisine emrettiğim farzlardan, bence daha sevimli herhangi bir şeyle bana yakınlık sağlayamaz. Kulum bana (farzlara ilâveten işlediği) nâfile ibadetlerle durmadan yaklaşır; nihâyet ben onu severim. Kulumu sevince de (âdeta) ben onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum. Benden ne isterse, onu mutlaka veririm, bana sığınırsa, onu korurum” (Buhârî).
NAFİLE İBADETLERİN FAYDALARI…
Nâfile ibâdetler, kulluk şuurunu canlı tutar, kalbi rakîkleştirir, rûhu inceltir, nâfilelere huşû, huzur ve kalp uyanıklığıyla devam edenlerin de îman-i heyecanları daha fazla, vuslat arzuları daha coşkulu olur. Allah’a yakınlaşmak ve Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)’in tavsiye ettiği nafilelerle kuşanmak, hayat sevincimizi çoğaltır. Hayatımıza ışık tutan sevinç fenerleriyle aydınlatan Efendimiz; “Oruçlunun iki sevinç anı vardır: Birisi iftar ettiği zamanki sevinci ve diğeri ise Rabbi ile buluştuğu zamanki sevincidir.” diye buyurmuştur. İbadetleri sadece ramazan ayına has kılmayıp, cennet kapılarını çalmaya devam edenlere ne mutlu …