Zorluklarla Başa Çıkmanın Yolları

Zorluklarla Başa Çıkmanın Yolları

İnsanların kabiliyetleri yönünde kendilerine ve çevrelerine faydalı işlerde bulunmaları için dengeli yaşam bir dayanak oluşturur. Deprem veya başka bir güçlük sebebiyle fazla zorlanan insanlar, güçlerini muhafaza etmek, sağlam durmak için duygularını kontrol ederek, durgun olabilirler. Veya tam aksine, bir güçlük sebebiyle zorlanan insanlar, hızlı bir iyileşmeye ulaşmak için fazla aktif, hatta öfkeli olabilirler, bundan dolayı güçlerini istenilen şekilde kullanamayabilir veya hızlı tüketebilirler.

ZOR ZAMANDA DAYANIŞMA

Dolayısıyla durgun olanlar aktifleşmek, fazla aktif olanlar da sakinleşmek için neler yapabilir?

Zor durumların peşinden çaresizlik içinde kalmak, kişinin kendisini de çevresindekileri de olumsuz etkiler. Bundan dolayı tek bilek, tek yürek olmak, birbirine sahip çıkmak, zor zamanda yanında olmak ve geleceğe dair dayanışma içinde kalmak büyük önem kazanır.

Bazı durumlarda aynı şeyin dengeleyici iki etkisi olabilir, kişi ya aktifleşiyor veya sakinleşebiliyor. Aktifleşmenin ve sakinleşmenin ne kadar zıt veya eş zamanlı tamamlayıcı şeyler olup olmadığı hakkında tartışılır. Ânı ve şimdiyi yaşamak, bu iki etkiye sahiptir, yani tekrar edecek olursak: Nefese, kalp atışına ve beden duygularına dikkat kesilmek, hayatı farkında yaşamak, ânı kıymetlendirir. Bedenin kendini nasıl taşıdığını, hangi kasların gerilmiş olduğunu, bedenin neyin üzerinde durduğunu hissetmek de öyledir. Yani ayakta durduğumuz veya oturduğumuz yeri hissetmek. Bulunduğumuz oda veya mekânda detaylara bakmak, ışığın nereden geldiğine bakmak iyi gelebilir. Suya bakmak, bir bardak suya ışığın yansımasını görmek, ışıldayan dalgalara bakmak, ateşe bakmak, yıldızlara bakmak, bulutların renk değiştirmesine, güneşin doğuşuna ve batışına bakmak da dengeleyici görüntüler arasındadır. Ateşin çıtırdayışını, dalgaları, yaprakların hışırtısını dinlemek de öyledir.

AİLE | 28 Mart 2023 Çocuk ve Gençlerde Travma Nasıl Anlaşılır? 28 Mart 2023

HİSLERİ SOMUT ÖRNEKLERLE ANLATMAK

Güç ve zor bir durumla karşılaşan insanların iki eliyle yüzlerini ovuşturduklarını görmüşüzdür. Bu hareketin sakinleştirici ve aktifleştirici etkisi vardır. Yüz kaslarını aktif bir şekilde hareket ettirmek veya ellerle ovuşturmak faydalı olabilir. İnsanların farkında olmadan yaptıkları basit başka bir şey, ellerle bele destek vererek omurganın yükünü azaltmak, omurgayı dik ve düzgün tutmaktır. Aynı şekilde esnemek, kolları yukarı, kenara ve arkaya sonuna kadar zorlayarak uzatmak da böyledir. Kendi sesini duymak, söylemesi iyi gelen parçaları söyleyerek kendi sesini işitmek de böyledir.

Duyguları ifade etmek için sevilen parçalar söylemek yerine, hissedileni somut örneklerle ifade etmek de faydalı olabilir. Yani yaşanan duygunun nasıl bir duygu olduğunu, nerede hissedildiğini, nasıl bir nesne veya ses veya renk olarak hissedildiğini anlatmak, açıklamak insanı rahatlatabilir.

İNSANIN KENDİSİNİ İŞİTMESİ

“Ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu?” sorusu da buna benzer. Çünkü bazen çok yavaş veya çok hızlı konuşan bir kimsenin, söylediklerinin farkında olmadan konuştuğunu sezeriz. Veya başkasına “Çok hızlı veya yavaş geldi bana konuşman, seni tam anlayamadım, acaba benim için tekrarlayabilir misin? Biraz daha hızlı/ yavaş bir şekilde?” diyebiliriz. Kendini işitmek, şuurlu konuşmak da insana güç katan unsurlardandır.

“ANDA YAŞAMAK”

Bir uzmanın dissosiyasyon hakkında aktardığı tecrübeyi burada belirtmek faydalı olacak: Uzman, bir tedavi sürecinde, danışanın sakinleşmesini olumlu görmüş. Fakat tedavi ilerledikçe, bu sakinleşmenin daha dengeli bir duygu durumuna değil, aksine tamamen kendi bedeninden, hâlinden, yaşadığı andan kopup mücadele ettiği güçlüğün içine takılmasına sebep olmuş. Yaşadığı zor durum adamı hangi hâle sokuyorsa, oradan çıkamıyormuş. Yani bir acı sebebiyle insanın kendisine gelmemesi, eski hâline dönememesi, kendine yabancılaşması, hafızasının kilitlenmesi, çözüm bulma gücüne mâni olur. Dolayısıyla kişinin zor durum ile baş edebilmesi, bulunduğu güç durumdan çıkabilmesi için geçmişine, hafızasına, yaşadığı güçlükleri hatırlamasına yani kendi hâline bağlı kalmaya, andan kopmamaya, ihtiyacı var.

AİLE | 19 Mart 2021 Yaşlılara Yalnız Olmadıklarını Hissettirelim 19 Mart 2021

BASİT AMA ETKİLİ YÖNTEMLER

Bir insan kendine gelsin diye, kollarından tutup silkelemeyi de mutlaka herhangi bir yerde görmüşüzdür. Bunu insan kendi koluna dokunarak da yapabilir. Hatta bir deneyin, yüzünüzü ovuşturun ve iki kolunuzu silkeleyin, iki kolunuza çırpar gibi hafifçe vurarak, hızlıca tüm kolunuza elinizle vurun. Nasıl sizi uyandırdığını veya sakinleştirdiğini fark edeceksiniz. Farklı güzel kokuları koklamak da faydalı olabilir. Temiz orman havasında yapılan bir yürüyüşün yeri de elbette ayrıdır. Çok basit gibi görünen bu tür uygulamaları denemekte fayda var, etkisi kişiden kişiye değişebilir.

YALNIZ OLMADIĞINI HİSSETMEK

İnsan güçlükle karşılaştığında bunları deneyerek zorlukla başa çıkmak için elbette güç toplayabilir. Eğer güçlük fazla zor ve ağır gelirse, zaten tekrar durgunlaşarak, zihnen başka şeylere dalarak ruhen kaçmaya başlayacaktır. Bu kopuşu fark edip tekrar kendine, geçmişine ve şimdiye dönüp bağ kurmak faydalı olur. Fakat en başta da kaydettiğimiz en önemli hususu tekrar hatırlayalım: Kul kula muhtaçtır, birlikte içilen bir çay veya kahve, bir sarılma, bir güzel söz veya sadece bir selam, “Zor günümde yanımda olan birileri var.” diyerek yalnız olmadığını hissetmek önemli. Çünkü sabır, dayanma gücü ve mutluluklar, paylaşıldıkça çoğalır.