Çocuk ve Gençlerde Travma Nasıl Anlaşılır?

Çocuk ve Gençlerde Travma Nasıl Anlaşılır?

Travma, insan yaşamının herhangi bir döneminde yaşanabilir. Anne karnından dünyaya geliş, yani doğum anı literatürde insanların ortak travması olarak da değerlendiriliyor. Travmanın farklı tezahürleri vardır. Örneğin şu sıralar Türkiye’de yaşanan deprem sonrası her birimizin içerisinde bulunduğu süreç akut travma süreci olarak nitelendiriliyor. Bu süreç akut travmatik stres belirtileriyle sınırlı kalabileceği gibi, travma sonrası stres bozukluğuna da dönüşebilir.

AİLE | 20 Eylül 2021 Çocuk Eğitimi Anne Karnında Başlar 20 Eylül 2021

Bu dönem bazı insanlar için daha zor geçebilir. Zira ilk akut travma dönemini atlattıktan sonra hayatın olağan akışına geçiş sürecinde, kişi yaşadıklarını düşünür ve bir zemine oturtmaya çalışır. Bu süreçte kişi kendini güvende hissetmiyor, sürekli başına bir şey gelecek korkusu yaşıyorsa, doğal afeti sorguluyor veya hayatı sorguluyor ise ve hayatın bu anlamda iyi bir şey olmadığını düşünüyorsa, profesyonel destek alması gerekir.

Yaşanan zor dönemlerde bireylerin profesyonel yardım alması süreci güçlenerek geçirmelerini sağlar.

Bu durum yetişkinlerde de çocuklarda da aynıdır. Olabildiğince rahat ve anlaşılır şekilde çocuklarla deprem hakkında, doğal afet hakkında konuşmak, çocuğun korkularını yenmesine ve güçlenmesine yardımcı olacaktır. Fakat çocuğun başucuna bir şişe su koymak, yatmadan önce sağı solu sürekli kontrol etmek gibi davranışlar sergileyen anne babalar, çocuklarının kaygısının yükselmesine sebep olurlar.

TRAVMAYA NE TÜR TEPKİLER VERİRİZ?

Her insan ilk etapta travmaya benzer tepkiler verir. Bunlar duygusal olarak şok hâli, korku, öfke, çaresizliktir. Bu duyguları çoğaltmak mümkün. Zihinsel olarak düşüncede dağınıklık yaşayabilir, fiziksel olarak baş ağrısı, göğüs ağrısı, mide bulantısı, panik atak belirtilerine benzer belirtileri hissedebiliriz.

Bütün travmaların sonucu iki yola çıkar. Bunlardan ilki umut ve yeniden yaşam enerjisidir, bir diğeri ise çaresizlik, yalnızlık, değersizlik hissidir. Bu duygular insanı intihara kadar götürebilir. Akut travma sürecini atlatan bir kişiye, psikolojik ilk yardım ile destek olabilirsek, özellikle çocuklara, yaşlılara yalnız olmadıkları hissini verebilirsek, umutların yeniden yeşermesine ve deyim yerindeyse yaşam enerjilerinin şarj olmasına vesile olabiliriz.

ALMANYA | 22 Nisan 2021 Almanya’daki Gençler Salgında Kendini Yalnız Hissediyor 22 Nisan 2021

TRAVMA SÜRECİNDE ÇOCUKLARLA NELER KONUŞULABİLİR?

Travmatik olaydan sonra çocukla ve ergenle konuşurken kelimelerimizi seçerek kullanmalı, doğru bilgi aktarmalıyız. En yakınlarından aktarılan bilginin doğru olmadığını farklı kaynaktan duyan çocuk veya ergen, kaygıya ve endişeye açık hâle gelebilirler. Birçok yetişkinin yaptığı hatalardan biri sorulmadığı hâlde çocuklarına depremle ilgili bilgi vermektir. Çocuk kendiliğinden gelip deprem ile alakalı soru soruyorsa, uygun bir üslupla cevap verilmelidir. Okul çağındaki çocuklar bu tarz afetlerden dolayı hem sorumluluk hem de suçluluk hissederler. Duygularını içlerinde yaşarlar. Kaygılarını dile getirebilecekleri, endişelerini paylaşabilecekleri alanlar oluşturmak faydalı olacaktır.

Yaşanan anormal durum içerisinde verilen tüm tepkiler normal olarak değerlendirilir. Çocukların verebilecekleri tüm tepkilere açık olunmalı, “Sen kocaman çocuksun. Neden korkuyorsun?” demeden, yargılamadan, çocuğun yalnız olmadığını hissettirmek gerekir.

İLAVE KORKUYA SEBEP OLMAMAK

Çocuklar ile iletişimde net, gerçekçi ve somut ifadeler kullanmak gerekir. Cevaplar çocuğun yaşına ve algılama seviyesine uygun olmalıdır. Örneğin 4-5 yaşlarındaki çocuğa bir hikâye içerisinde bilgi verilebilir. “Ormanda yaşayan güvercinin evi, şiddetli rüzgâr esince yıkılmış. Orman sakinleri itfaiyeyi çağırmış ve yangın söndürülmüş. Güvercine evlerinin kapılarını açan orman sakinleri, onun yeni bir ev yapmasına yardımcı olmuşlar.” gibi hikâyelerle soyut döneme geçmemiş çocuklar için somut örneklendirmelerle açıklama yapılabilir. Böylece olayı doğrudan anlatmamış ve ilave korkuya sebebiyet verilmemiş olur.

AİLE | 15 Mart 2023 7’den 70’e İnsanı Ayakta Tutan Beş Değer 15 Mart 2023

YAŞ GRUPLARINA GÖRE ÇOCUKLARLA NASIL KONUŞULUR?

0-3 YAŞINDAKİ ÇOCUKLARDA DAVRANIŞ İLE ORTAYA ÇIKAR

Bu dönem dil yetisinin az veya hiç olmadığı dönemdir. Bu yaştaki çocuklarda travmanın etkisi davranış olarak ortaya çıkar. Çocuk, normale göre daha fazla ağlayabilir, anne babaya aşırı düşkünlük ve saldırganlık sergileyebilir, ayrıca uyku sorunu da yaşayabilir.

Bu durumda şefkatli, merhametli temas kurmak, sarılmak gibi güven içeren duyguların aktarımı faydalıdır. 2 yaşındaki bir çocuk anne babadan ayrı yatması gerekse de bir süre birlikte yatmaya müsaade edilebilir. Hareketli oyunların tedavi edici bir etkisi vardır. Bundan dolayı koşmak, yakalamacılık gibi oyunlar ile çocuğun hareket etmesi sağlanabilir. Düzenli beslenme ve uyku da çocuğu strese karşı rahatlatır.

4-6 YAŞINDAKİ ÇOCUKLARA UYUMADAN ÖNCE İLGİ VE ŞEFKAT GÖSTERİLMELİ

Bu yaştaki çocukların dil yetisi gelişmiştir. Travmanın etkisi, yatak ıslatma, parmak emme, ani heyecanlanma, regresyon dediğimiz daha önce kazandığı becerileri kaybetme (altını ıslatma) gibi durumlar ortaya çıkabilir. Becerileri kaybetme çoğunlukla kaygı ve korkudan sonra başlar. Bu yaş grubundaki çocuklar travmanın etkisiyle hayal ve gerçeği karıştırabilirler.

Çocuklara uykudan önce mutlaka ilgi gösterilmeli, güvenle uyuyabileceklerini hissettirilmeli ki, uyuyabilsinler. Bu yaş grubuna da oyunla duygularını ifade etmelerine yardımcı olmak, konuşacak bir alan oluşturmak faydalıdır.

AİLE | 17 Kasım 2021 Çocuklarda Dijital Medya Kullanımı İletişim Ve Gelişimi Bozuyor 17 Kasım 2021

OKUL ÇAĞINDAKİ ÇOCUKLAR: 7-12 YAŞ

Okul çağındaki çocuklar, soyut döneme adım atmış, mantıksal düşünmeye başlamıştır. Buna rağmen ölüm ve kaybın kalıcılığını tam kavrayamamış olabilirler. 10-11 yaş bunu daha derin hissederken, 7-9 hissetmiyor olabilir.

TRAVMA SONRASI ANORMAL TEPKİLER NORMALDİR

Travma sonrası artan kaygı düzeyi okula gitmek istememe, evden çıkmak istememe, okul başarısında düşüş gibi, çocukların günlük hayata dair isteksizlikleriyle kendini belli eder. Tekrarlanan oyunlar, zihnen odaklanamama, aşırı konuşma başladıysa, travma sonrası stres bozukluğundan endişe edilebilir. Bu durumda profesyonel destek almak gerekir.

Her yaş grubundan çocuğa ve yetişkine böyle bir süreçte sabırlı, ilgili ve esnek davranılması gerekiyor. Çocuğumuzu kaybediyoruz telaşıyla ilave kaygı yüklememek lazım. Bu tür travmatik süreçlerden sonra karşılaşılan anormal davranışlar normal olarak kabul edilmeli ve kişiye ilave kaygı yüklemeden sabırla yaklaşılmalıdır.

(Bu yazı IGMG Eğitim Başkanlığı’nın “Deprem ve Çocuk” başlıklı seminer serisinin birinci bölümünden, Dr. Abdülaziz Yılmaz’ın anlatımından hareketle hazırlanmıştır.)