Avrupa Konseyi’nden “İslamofobi ile Mücadele Uluslararası Günü” İçin Mesaj
- GündemMANŞET
- 15 Mart 2023
Avrupa Konseyi Genel Sekreterliği bünyesinde Müslüman karşıtlığı ve her türlü nefret suçları ve dinî hoşgörüsüzlükle mücadeleden sorumlu Özel Temsilci Alexandre Guessel, Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun Yeni Zelanda’nın Christchurch kentinde 15 Mart 2019’da yaşanan terör saldırısı nedeniyle 15 Mart’ı İslamofobi ile Mücadele Uluslararası Günü ilan etmesinin yıl dönümünde “Avrupa Kardeşliği” başlıklı bir makale yayımladı.
“ayrımcılığa karşı mücadelede kararlı bir adım”
BM’nin geçen yılki kararına değinen Guessel, “Avrupa Konseyi olarak bu önemli gelişmeyi, uluslararası toplumun Müslüman karşıtı ırkçılık ve nefret ile Müslümanlara yönelik her türlü ayrımcılığa karşı mücadelede kararlı bir adımı olarak değerlendiriyoruz. Belirtmek isterim ki, burada Avrupa Konseyi’nde İslamofobi yerine ‘Müslüman karşıtı ırkçılık ve nefret’ kavramını kullanmayı seçtik çünkü İslamofobi siyasi bir terim olarak daha yaygın kullanılırken biz hukuki terimlere odaklanıyoruz.” ifadesini kullandı.
“Müslümanlar Avrupa’nın ayrılmaz bir parçasıdır”
Guessel, Avrupa’nın insan hakları, özgürlükler, farklılıklar ve eşitliklere saygı duyulduğu sürece barış içinde olacağını belirterek, “Bu değerler, dini aidiyetlerine bakılmaksızın tüm Avrupalıları ilgilendiriyor. Hiç kimse dışlanmamalı, herhangi bir ayrımcılığa maruz kalmamalı ve tercihen bu tür sorunlar daha ortaya çıkmadan önlenmelidir. “Müslümanlar Avrupa’nın ayrılmaz bir parçasıdır. Diğer geleneksel Avrupa dinleri olan Hristiyanlık ve Yahudiliğe mensup olanlar kadar Avrupalılar. Kimse buna makul bir şekilde itiraz edemez.” değerlendirmesinde bulundu.
CCIE Raporu: “islam karşıtlığı vakalar artmaya devam ediyor”
Öte yandan Son yıllarda artan Müslüman karşıtlığı (İslamofobi) ve Müslüman toplumlara karşı nefret suçu, başta Avrupa ülkeleri olmak üzere dünya genelinde terör olaylarına dönüşüyor. Yıllardır organize ya da bireysel gerçekleştirilen terör saldırılarında birçok Müslüman hayatını kaybetti veya yaralandı. Brüksel merkezli Avrupa’da İslamofobi’yle Mücadele Kolektifi’nin (CCIE) yayımladığı 2022 raporunda, Avrupa siyasetinde 2022’de aşırı sağın yükselmesinin İslam karşıtlığı vakalarının da artmasına neden olduğu tespit edildi.
“Müslüman karşıtlığı sıkça inkar ediliyor”
Avrupa’da Müslüman karşıtlığının sıkça inkar edildiğinin ve önemsizleştirildiğinin altı çizilen raporda, İslam karşıtlığıyla ilgili istatistiksel veriler ve sahadaki gerçekler arasında büyük uçurum bulunduğu ifade edildi. Rapora göre, CCIE geçen sene 787 şikayet içeren başvuru aldı ve bunlardan 527’sinin Müslüman karşıtlığı vakası olduğunu tespit etti. Bunlar içerisinde ayrımcılık, tahrik, nefret suçu, hakaret, fiziksel saldırı ve manevi taciz gibi eylemler yer aldı. 527 vakadan 427’sinde mağdur kadınlarken bu olayların 251’i kamusal alanda meydana geldi, 186 olay ise özel şirketlerde yaşandı.
Yeni Zelanda’da İslam karşıtı terör saldırısının üzerinden 4 yıl geçti
Yeni Zelanda’nın Christchurch kentindeki Nur ve Linwood camilerine 15 Mart 2019’da Brenton Tarrant adlı saldırgan tarafından cuma namazında otomatik silahlarla terör saldırısı düzenlendi. Terör saldırısını gerçekleştirmek için Yeni Zelanda’nın Dunedin kentinde kiraladığı eve yerleşen ve buradaki poligonlarda atış talimi yaptığı ortaya çıkan Avustralyalı terörist Tarrant, Christchurch şehrindeki iki camide namaz kılan Müslümanlara otomatik silahlarla saldırmıştı.
51 kişi hayatını kaybetmişti
Aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 51 kişi hayatını kaybetmiş, 2’si Türk vatandaşı 49 kişi yaralanmıştı. Saldırıyı sosyal medya hesabından canlı yayınlayan ve “beyaz ırkın üstünlüğünü” savunan aşırı sağcı terörist, saldırıdan hemen sonra polis tarafından yakalanmıştı. Tarrant, 2020’de çıktığı Christchurch Yüksek Mahkemesinde, 51 cinayet, 40 ayrı cinayete teşebbüs ve bir terör suçundan hüküm giyerek şartlı tahliye olmaksızın müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı.
“Yeni Zelanda’nın en karanlık günlerinden biri”
Terör saldırısına sert tepki veren ve teröristin ismini hiç kullanmayan eski Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern, saldırıyı “Bugün Yeni Zelanda’nın en karanlık günlerinden biri” sözleriyle tanımlamıştı. Bir sonraki cuma namazı ezanının devlet televizyonundan canlı okunmasını sağlayarak ülkedeki Müslümanlara destek veren Ardern liderliğindeki İşçi Partisi hükümeti, ülkedeki yarı otomatik askeri silahların yasaklanmasını sağlayan yasa çıkartmıştı.
Avrupa, İslamofobi’nin en aktif noktası
İİT 2020’de yayımladığı raporda, Müslüman karşıtlığının, Avrupa’da aşırı sağ grupların kampanyalarında ana unsur haline geldiği belirtildi. Müslümanlara yönelik sosyal medyada nefret söylemi ve fiziki saldırıların en çok Avrupa’da yaşandığı kaydedilirken, Avrupa’nın İslam karşıtlığının en aktif noktası olmayı sürdürdüğü tespiti yapıldı.
İsveç’te “radikal İslamcılara ateş etme” çağrısı
İsveç’te Danimarkalı aşırı sağcı siyasetçi Rasmus Paludan’ın ülkenin çeşitli yerlerinde yaptığı Kur’an yakma eylemlerine karşı bazı Müslüman grupların karşı gösterilerde bulunmasının ardından dönemin Hristiyan Demokrat Parti’nin başkanı, şimdi ise İsveç Başbakan yardımcısı Ebba Busch, polise “radikal İslamcılara ateş etme” çağrısı yaptı. Ülkede 2017-2021’de, 996 İslam karşıtı eylem kayıtlara geçerken özellikle sağlık sektörü ve eğitimde çocukların yüzde 20 ile ciddi anlamda ayrımcılığa maruz kaldıkları belirtildi.
“Avusturya’da Müslümanlara yönelik 1061 ırkçı eylem gerçekleştirildi”
Avrupa İslamofobi Raporu, 2021’de İslam karşıtı ırkçılığın eski kıtada sosyal yaşamın birçok alanında ciddi anlamda hissedildiğine işaret ederek, Avusturya ve Fransa gibi ülkelerin yürürlüğe soktuğu düzenlemelerle Müslüman karşıtlığının kurumsallaşmasına yol açtığına dikkati çekiyor. Rapora göre, Avusturya’da Müslümanlara yönelik 1061 ırkçı eylem gerçekleştirildiği aktarılırken, bu eylemlerin yüzde 68’inin dijital platformlarda yaşanıyor.
Almanya’da 732 İslam karşıtı eylem
Almanya’da 2022’de 732 İslam karşıtı ırkçı eylem kayıtlara geçti. Ülkede 54 cami ve 43 kişi fiziki saldırıların hedefi oldu. Finlandiya’da da 2021’de 852 nefret suçu işlendi, vakaların yüzde 85’ni etnik kökene dayalı ırkçılık oluştururken yaklaşık yüzde 13’ü ise din ve inanç farklılığı nedeniyle meydana geldi.
213 Müslüman karşıtı eylem rapor edildi
Fransa’da çok sayıda insan hakları savunucusu ve muhalif partilerin karşı çıktığı ayrımcılıkla mücadele yasasının uygulamaya geçmesiyle Müslümanlara yönelik baskı ve ayrımcılıklar yoğunlaştı. Yasa uyarınca “terör” ve “radikal İslam” ile mücadele adı altında hükümet, 2021 boyunca İslami sembolleri yasaklama, dini faaliyetlere izin vermeme ve bazı İslami kuruluşları keyfi olarak kapatma gibi uygulamalarda bulundu. Ülkede, 213 Müslüman karşıtı eylem rapor edilirken, bunların yarısının (109) Müslümanlara ait cami, dernek ve mezarlıkları, yüzde 22’sinin ise bireyleri hedef alan fiziksel saldırı olduğu bildirildi.
Belçika’da başörtülü hükümet komiseri, baskı sonucu istifa etti
Belçika’da başörtülü Müslüman kadınlara yönelik iş dünyası ve siyasette ayrımcılıklar arttı. Ülkede yüzde 89’la kadınlar İslam karşıtı ırkçı saldırıların en büyük mağdurları olurken, söz konusu saldırıların yüzde 46 ile en çok çevrim içi ve medyada yaşandığı ifade edildi. Kadın Erkek Eşitliği Enstitüsüne hükümet komiseri olarak atanan Fas kökenli Belçikalı aktivist ve siyasetçi İhsane Haouach, 2021’de başörtülü olması nedeniyle maruz kaldığı İslam karşıtı tepkiler nedeniyle 6 hafta sonra istifa etti.
Hollanda’da camilere ve Müslümanların evlerine tehdit mektubu
Hollanda’da ise camilere ve Müslümanların evlerine “İslam’ın Hollanda’ya ait olmadığına” dair ifadelerin yer aldığı tehdit mektupları gönderildi ve Müslümanların takibe alındığı vakalar geçen yıl sıkça görüldü. Tehdit mektuplarına açılan davalara mahkemenin kovuşturma kararı vermeyip bu eylemleri suç olarak nitelememesi de tartışma yarattı.(AA)