Hacı Bektaş Veli, Şeriat ve Müslümanca Yaşam

Hacı Bektaş Veli, Şeriat ve Müslümanca Yaşam

Anası ve atası onu Seyyid Muhammed diye bilseler de bizim bildiğimiz o er kişi Hacı Bektaş’tır. Daha geniş bir tanınmışlığı ile o ere Hacı Bektaş-ı Veli deriz. Eskiler, kimsenin deliliğine bakmaz, amma deli de olsa bazı insanları veli olarak tanımlarlarmış. Fakat veliler arasında veliliği hak edenler de vardır, hak etmeyenler de. Kimin veli kimin de deli olduğunu sadece ve yalnızca âlemlerin Rabbi olan Allah bildiğine göre, biz birisine veli desek, o kimse veli olmaz; birisine de deli desek, o kimse de deli olmaz. Hani veli “Allah dostu” diye bilinir ya, işte onun için, bizim birisine veli diyebilmemiz için o kişinin en azından zahiren Allah’ın emir ve yasaklarına hakkıyla riayet etmesi vâcibu’l şarttan olduğuna göre, bazen bir kişinin veli olduğu bilinebilir. Buna rağmen hakikatin hakikatini en iyi ve en doğru yine Allah bilir.

Hacı Bektaş Veli

Bugün kendisinden bahsedeceğim er kişi, anlaşıldığı üzere neredeyse 752 sene önce rahmet-i rahmana kavuşan Hacı Bektaş-ı Veli’dir. Kaynaklar 1270 veya 1271 yılında vefat ettiğinden bahsederler. Aslında bu tarihlerin izim için önemi de yoktur. O zamanların Sulucakarahöyük denilen amma şimdilerin ise Hacıbektaş beldesinde irşad vazifesinde bulunur.

Maalesef ve maalesef hakkında doğru olmayan, incitici veya yüceltici pek çok efsane de dolaşır. Öyle ki, kendi dergahında, kendi mescidinde, kendi camiinde 700 sene ders kitabı olarak ve hatta her gün ezberlercesine okunan bir eseri vardır ki o eserine “Makalât” denilir. Tam bir akaid, irşad, şeriat, tasavvuf, ahlak ve edeb ile felsefe kitabıdır. Bu Makalât’ın dahi uydurulduğu iddia edilebilmiştir. Fakat, Makalât’ın özellikle tarikat ile olan kısmının önemli bir bölümü, makalâtın önemli bir kısmının uyduruk olduğunu iddia edenler tarafından da kabullenilmiştir.

Makalât kelimesi, bugün mana olarak makaleler şeklinde anlaşılsa da sözler, söyleyişler, üzerinde konuşulması gerekenler gibi anlamlara gelmektedir. Makalât’ın yazılış biçimi ve muhtevası tam da Hacı Bektaş Veli ile uyumludur.

MÜSLÜMANCA YAŞAMAK VE ŞERİAT

Hacı Bektaş Veli hazretlerine göre Müslümanca yaşayabilmenin temeli şeriatın makamlarına ermektir. Ve şeriatın da 10 makamı vardır. Bu makamın ilki, yani, birincisi iman getirmektir.

İman getirmek nedir diye soracak olursanız, Hacı Bektaş Veli hazretleri bunu şöyle izah eder: “Şeriatın birinci makamı iman getirmektir ki, tanrıya, tanrının meleklerine, Allah’ın Kur’an’ına ve kitaplarına, kıyamete inanmaktır. Her ne bulursanız helalinden ve haramından yiyip donanırsanız, haksız yere nimetler yiyip sevinirsiniz. Siz inandığınızı söylersiniz de buna inanmak denilebilir mi?”

Sonra şeriatın ikinci makamı ilim öğrenme makamıdır. Şeriatın üçüncü makamına gelince. Bu üçüncü makam da: Namaz kılmak, zekât vermek, oruç tutmak, gücü yetince hacca gitmek, seferberlik olunca kaçmamak ve cenâbetten temizlenmek makamıdır.

Hacı Bektaş hazretlerinin ifadesiyle bu makam şöyle açıklanır: “Üçüncü makâm zekâtdur, orucdur, güci yiticek hacca varmakdur ve hem gazâdur ve hem cenâbetden arınmakdur.” Hacı Bektaş hazretleri buna delil olarak da Kur’an’daki namaz, zekât, oruç ve hac ile ilgili emir ayetlerini hatırlatır.

ŞERİATIN 4. MAKAMI HELAL KAZANMAKTIR

Şeriat’taki “Dördüncü makâm halâl kesb eylemekdür ve ribâyı harâm bilmekdür.” diyen Hacı Bektaş Veli, diğer makamları da sıraladıktan sonra en son 10. şeriat makamı olarak da iyiliği emretmek, kötülükten sakınmaktır açıklamasında bulunur. Hacı Bektaş’ın deyişiyle bu makam “Onuncu makâm, emr-i m a’rûfdur ve yaramaz işlerden sakınmakdur.” şeklinde açıklanır.

İnsanların ilk bölümünün dolayısıyla üstünlerinin abidlerden oluştuğunu bildiren Hacı Bektaş, bu gruba ayrıca “şeriat kavimleri” sıfatını uygun görür. Bu yüzdendir ki, Hacı Bektaş’a göre şeriat dünyadaki her şeyin ölçüsüdür: “O halde helal ve haram, temiz ve murdar hepsi şeriat ile bilinir. Zîrâ şeriat kapısı yüce kapıdır. Nitekim Allah (c.c) bütün nesnelerin varlığını Kur’an’da zikretmiştir.”

Nihayetinde Hacı Bektaş hazretleri, şeriat ehline şu tavsiyeyi yapmaktadır:

“Öyle ise ey azizim! Yüce Allah’ın buyurduklarını bilgisizlik edip bırakmamalı ve bunlardan çok sakınmak gerekir. O’nun ‘sakının’ dediğinden sakınmak gerekir.”

ŞERİAT EHLİ OLMANIN ÖZELLİKLERİ

Şeriat ehli olmanın ilkesi buradan başlamaktadır ve şöyle devam eder:

“O halde ey azizim! Çok sakınmak lazımdır ki, insanın pis olmasının sebebi içinde şeytan fiili bulundurmasıdır. Eğer inanmazsan bir kaba içki koy, ağzını sıkıca kapat ve denizin içine bırak. O kabın dış kısmını günde on kez yıkasan kabın içindeki yine içkidir, pistir. Yine bir kuyuya bir damla içki damlasa, o kuyunun suyunu bir defa çıkarıp başka yere dökseler, o suyun döküldüğü yerde ot bitse ve o otu koyun yese takva ehlinin sözüne göre o koyunun eti haramdır. Bunun haram olmasının sebebi nedir? İçinde şeytan fiili olmasındandır.”

Demek ki, 750 sene önce vefat etse bile bir kimsenin hâlâ binlerce kişiye yol gösterebilmesinin sırrı buradadır.

Kaynak: Makâlât; Hünkâr Hacı Bektaş-i Veli. Hazırlayanlar: Prof. Dr. Ali Yılmaz, Prof. Dr. Mehmet Akkuş, Dr. Ali Öztürk, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, Ankara, 2007.