Atriyal Fibrilasyon Felç Riskini Artırıyor
- SAĞLIK
- 12 Aralık 2022
Kalp atışını belirleyen sinyallerdeki bozulmaya atriyal fibrilasyon denir. Avrupa’da atriyal fibrilasyon en sık görülen kalp aritmisi türüdür. Hemen ölüm tehlikesi oluşturmaz. Fakat inmeye ve uzun vadede kalbin zayıflamasına neden olur. Kalp hastalarında ve zaman zaman da sağlıklı kişilerde ortaya çıkan aritmilerde kalp, farklı şekilde çalışır. Atriyal fibrilasyon genellikle fark edilmeyebilir. Belirtileri arasında belirgin şekilde hissedilen kalp atışları vardır. Buna halk arasında çarpıntı da denir. Kalp düzensiz bir şekilde çok hızlı atar ve başlangıçta çarpıntı, baş dönmesi, göğüs ağrısı ve nadiren bayılmaya neden olabilir. Çünkü kalp vücuda öncesinde olduğu kadar kan pompalayamıyordur.
FELÇ VAKALARININ YÜZDE 20’Sİ ATRİYAL FİBRİLASYON KAYNAKLI
Almanya’da yaklaşık 2 milyon kişi atriyal fibrilasyondan etkileniyor. Semptomsuz hastalarda bildirilmeyen vaka sayısı ise yüksek olarak sınıflandırılabilir. Avrupa’daki felç vakalarının yüzde 20’si atriyal fibrilasyon kaynaklıdır. Hastaların yaklaşık yüzde 8’i her yıl felç geçirir.
HASTALIĞIN TETİKLEYİCİLERİ
Nadir durumlarda, genç insanlar da atriyal fibrilasyondan etkileniyor. Rahatsızlığın en yaygın tetikleyicileri arasında yüksek tansiyon, koroner kalp hastalığı, kalp krizi, kalp yetmezliği, kalp kapakçığı hastalığı ve aşırı aktif tiroid bezi gibi hastalıklar yer alıyor. İlerleyen yaş ile birlikte atriyal fibrilasyon riski de artıyor. Buna göre 80 yaşındakilerin yaklaşık yüzde 20’si risk altında.
Atriyal fibrilasyon kalp hastalığı riskini artırırken, mevcut kalp sorunları aritmiler için de bir risk faktörüdür. Kalp yetmezliği, aritmilerin gelişiminde önemli bir faktördür.
Birçok hasta ayrıca koroner kalp hastalığı, hipertansiyon, kalp yetmezliği veya kalp kapakçık kusurlarından mustariptir. Kalp ameliyatı sonucu atriyal fibrilasyon gelişebilir ve uyku apnesinin, yani uyku esnasında yaşanan birkaç saniyelik geçici boğulmaların, son yıllarda yapılan çalışmalarda önemli bir risk göstergesi olduğu kanıtlanmıştır.ÇOUĞU ZAMAN KESİN NEDENİ NETLEŞTİRİLEMİYOR
Atriyal fibrilasyonun kesin nedeni her zaman netleştirilemez, ancak kalbin iletimindeki bir bozukluk, aritmiye yol açan hasarlara neden olur.
Tanı, bir kalp damar hastalıklarının tanısı için kullanılan EKG’nin uzun vadeli analizi yoluyla yapılır. Ayrıca ekokardiyografi ve çevresel tanı yapılmalıdır. Olası risk faktörleri belirlenmeli ve tedavi edilmelidir.
Farkedilir derecede büyük kalpkulak kepçeleri, elektrolit bozuklukları ve tiroid disfonksiyonu tanınmalı ve tedavi edilmelidir. Atriyal fibrilasyonun en önemli komplikasyonu ciddi sonuçları olan embolik inmedir.
GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN SONUÇLAR OLABİLİR
Kalp kulakçığında (atrium) yavaş kan akışı, pıhtıların oluşmasına neden olur ve bunlar daha sonra kalpten atardamarlara akar. Bu pıhtılar beyindeki damarlarda akut tıkanmalara yol açar. Sonuç olarak etkilenen bölgenin büyüklüğüne bağlı olarak hafif bilişsel bozukluklar veya önemli geri dönüşü olmayan sonuçlar meydana gelebilir.
Hemipleji olarak bilinen, diğer adıyla felç, vücudun bir tarafının güçsüzleşmesi veya işlevini kaybetmesi, konuşma bozuklukları, yutma bozuklukları, yürüme bozuklukları ve ölümcül sonuçları olan beyin kanaması da atriyal fibrilasyon kaynaklı ciddi komplikasyonlardır.
HIZLI TANI VE TEDAVİ HAYAT KURTARIR!
Bu nedenle bu hastalığa doğru ve hızlı bir şekilde tanı koymak ve tedavi etmek önemlidir. Yeni ortaya çıkan aritmiler durumunda, ilaç veya elektrofizyolojik prosedürler yoluyla kalp hızının stabilizasyonu ve normalleştirilmesi tavsiye edilir.
Kalıcı atriyal fibrilasyon durumunda, özel ilaçlar kullanılarak kalp frekansını kontrol altında tutan bir tedavi uygulanmalıdır.
KOLAY İLAÇ KULLANIMI İLE ETKİLİ KORUMA
İlaç tedavisi yeterli değil ise, atriyal ablasyon girişimi yapılabilir. Bu yöntem ile kalpteki belirli elektrik hatlar özel bir uygulama ile tedavi edilir. Atriyal fibrilasyon 48 saatten uzun sürerse akciğer embolisini önlemek için kanın pıhtılaşmasını önleyen ilaç tedavisine başlanmalıdır. Kan testleri gerektirmeyen bu tür kolay ilaç kullanımı tedavileri ile hem pıhtılaşmanın önüne geçilir hem de yayılması azaltır. Bunun gibi hızlı ve uygun tedavi yöntemleri özellikle atriyal fibrilasyonda etkili koruma sağlar.
SAĞLIKLI YAŞAM TARZI VE DENGELİ BESLENME
İlaç tedavisine ek olarak hastalar yaşam tarzlarını değiştirmeli, risklere karşı korumalı yaşamaya gayret etmeliler. Sağlıklı ve dengeli beslenme, sigara içmeme, yeterli uyku ve fiziksel aktivite, sağlıklı bir yaşam tarzına yol açar. Kan basıncı monitörü ve kalp atış hızı monitörü gibi teknik yardımlar, özellikle etkilenenlerin evde basit kontrolleri bile yapmasına yardımcı olabilir.
Bedenimiz Allah’ın bir armağanıdır. Hepimiz bu sorumluluğu üstlenmeli, ruh ve beden sağlığımız için elimizden gelenin en iyisini yapmak zorundayız.