Değişiklerle Karakterize Edilmiş Bir Dönem: Ergenlik
- AİLE
- 12 Aralık 2022
Çatışmaların belki de en alevli olduğu dönem tahmin edileceği üzere ergenlik dönemidir. Ergenlerin anlık zevk hedefleri ve bu hedefleri en yüksek düzeye çıkarma olasılıkları yetişkinlere göre daha fazladır. Özellikle son yıllarda yapılan[1] ergenlik dönemi bilişsel çalışmalarda katı düşünceler ve riskli olan sağlıksız davranışları zihinlerinde rasyonelliğe büründürebildikleri gözlemlenmektedir.
ERGENLERİN KARAR VERME YETİSİ
Rasyonellik kılıfına büründürülmüş çarpık düşüncelerin sonucu ne yazık ki istenmeyen sonuçlara mahal verebilir. Gelişimsel süreç de devam ettiği için de bu noktada anahtar soru; ergenlerin özellikle karar vermede yetkin olup olmadığını sorgulamak üzere olmalıdır. Çünkü ergenlik döneminde beyin olgunlaşması birçok çalışmaya göre de tamamlanmamıştır.
Nitekim Erikson’un kuramına göre de her bir dönem aşamalarıyla bir olgunlaşma seviyesine ulaşılır ve ulaşılamayan her nokta bir çatışma biçimi olarak kişinin psikolojisini tehdit eder.
AİLE Ergenlik Dönemindeki Çocuğa Yaklaşım Nasıl Olmalı?ERGENLİKTE GENÇ ERİŞKİN GELİŞİMİ
Ergenlik dönemi sadece psikolojik değil, biyolojik ve sosyal-gelişimsel değişikliklerle de karakterize bir dönemdir. Özellikle biyolojik gelişim iskelet sisteminde hızlı büyüme ve cinsel gelişim ile psikolojik gelişim ise bilişsel gelişim ve kimlik gelişimi özellikleriyle belirlenir. Sosyal olarak da ergenlik, genç erişkin rolüne hazırlığın olduğu bir dönemdir. Bu hazırlık dönemi sırasında neye nasıl yön verildiği ve bunların hangi araçlarla olgunlaştırıldığı oldukça mühimdir. Bu bilişsel olgunlaşma içinde herhangi bir kimlik bunalımı yaşanıyor olması ergenin karar verme süreçlerinin doğrudan etkilenebileceği bir nokta diyebiliriz.
Kişinin içine doğduğu evde ve o evdeki ilişkileri, arkadaşlık ilişkileri ait olduğu kültür ve kişinin kendi karakter oluşum sürecini ya daha zorlu fakat işlevli ya da kolay fakat niteliksiz bir akıbete hazırlayabilir.
AİLE VE ÇEVRE KÖPRÜDÜR
Toplum normlarından sapma yaşayan ergen için aile ve çevre bir köprüdür. Hemen hepsi kendine ait düşüncelerin gerçekliğini sorgulayabilmesine imkân tanır. Bu olağan ve sistemle uyumlu süreci baltalayan ise ergene özgürlük adı altıda cinsiyet değişimi ya da tercihin veriliyor olmasıdır!
“TERCİH DEĞİL KEŞİF YAPAR”
Bir ergen; içinde yaşadığı kimlik bunalımını keşif için kullanır, bir tercih yapmak için değil! Buna en güzel örneği de Piaget üzerinden verebiliriz. Piaget, ergenlikteki bilişsel uyumun sosyal ilişkiler ve ergenin arkadaşları ile kurduğu diyalogdan önemli ölçüde etkilendiğine inanır ve sosyal bilişi ergenlikteki bilişsel gelişimin bir parçası olarak tanımlar. Piaget’nin çocuklarda zekâ ve düşüncenin gelişimini açıklayan önemli araştırmalarında, 12 yaşlarından başlayarak çocuklarda soyut düşünme yeteneğinin hızlı bir gelişme göstermesi durumu tespit edilmiştir ve bu soyut düşünme ile çocuk somutu soyutla açıklamaya ve simgelerle düşünmeye başlar. Yani; bir ergen bir evrede kazandığı gelişimsel bir yeteneği bir öncekinden beslenerek, kıyaslayarak ve keşfederek öğrenir. Bu öğrenme süreçleri de birbirine eklemlenerek sonunda ergenin gerçekçi, olumlu bir öz görünüm ve güçlü bir kimlik geliştirmesini de zorunlu kılar fakat bu sürece değin gerekli olan malzeme, bir karar veya bir yargı değil, yapıcı bir dönüşüm ve ruhsal olgunlaşma içinde ergenin psikososyal bir yön kazanabilmesini sağlamak olmalıdır.
Aksi takdirde erken verilen bu kararların yetişkinlik çağında ruhsal etkileri ağır olabilir.
[1] Reyna ve Farley, 2006.