“Dedikodu Yapmıyorum, Olanı Söylüyorum”

“Dedikodu Yapmıyorum, Olanı Söylüyorum”

Bizim diğer insanların, sevgisine, ilgisine, onayına ihtiyaç hissettiğimiz gibi diğer insanlar da bizim sevgimize, ilgimize ve onayımıza ihtiyaç duyarlar. Bu durum çekirdek aileden başlayarak, çalışma ortamına kadar hatta yaşam alanımızın bütün noktalarına varana kadar böyledir. Birlikte yaşamak, en insani ihtiyaçtır.

SADECE SÖZLER DEĞİLDİR PAYLAŞILAN…

Bir araya gelmek sadece yardımlaşmak, sevgi ve ilgi açlığımızı gidermek için gerekli değil elbette. Bir araya geldiğimizde birlikte olduğumuz insanlarla konuşuruz. Sevincimizi, üzüntümüzü, derdimizi, coşkumuzu, heyecanımızı paylaşırız onlarla. Karşılıklı bir hâl aldığında muhataplarımız da bizimle sevincini ve kederini paylaştığında bu eylemin adı sohbet olur. Sadece sözlerimizi ve dertlerimizi değil; yüreğimizi de paylaşmış oluruz. Hem kalbimizi öyle herkesle paylaşamayız değil mi?

HAYAT | 2 Kasım 2022 Yaşamı Anlamlı Kılan Seçimlerimizdir 2 Kasım 2022

Büyük guruplarda yapılan sohbetleri şöyle bir kenara bırakacak olursak; iki üç kişi bir araya geldiğimizde ne konuşuruz? Hadi bir oyun oynayalım. Var mısınız? En çok görüştüğümüz insanlarla bir araya geliyoruz ya. En sık bir araya geldiğimiz insanlar…Her şeyimizi demesek bile birçok şeyimizi en ince detayına kadar paylaştığımız insanlardan söz ediyorum. Sahi bu insanlarla bir araya geldiğimizde ne konuşuyoruz? Şimdi lütfen arkanıza yaslanın, gözlerinizi kapatın ve iki dakikalığına bu dost ortamında ne konuştuğumuzu hatırlayalım.

DOĞRU İSE MÜKÂFATA YANLIŞ İSE CEZASINI VEREN ALLAH’TIR

Şimdi gözlerinizi açabilirsiniz. İşten, aileden, cemiyetten konuşuyoruz elbette. Ailelerimizden konuşurken çocuklarımızdan da söz ediyor muyuz? Oğlan işe girdi mi? Kız ne zaman evleniyor? Daha uygun birisi çıkmadı mı? Hem kendi çocuklarımızın hem de diğer insanların çocuklarının dedikodusunu yapıyor muyuz mesela? Peki, işten söz açıldığında ne yapıyoruz. Yöneticimizin aksi tutumlarını hiç konuşmuyoruz değil mi? Bize gelince hak hukuktan bahsedip kendi özel işine gelince kesenin ağzını açtığından, oğluna kızına yaptığı görkemli düğünden hiç söz etmiyoruz değil mi? Ya cemiyet hayatından, yöneticilerden ve yönetilenlerden konuşuyor muyuz? Bize ne canım, el âlemin işinden gücünden. Doğru yapıyorsa mükâfatını yanlış yapıyorsa hesabını Allah’a verecek elbette. Aman biz dedikodusunu yapmayalım. Aman günaha girmeyelim diyebiliyor muyuz?

HAYAT | 8 Aralık 2022 “Hz. Yûsuf’un Hayatı Avrupalı Müslümanlara Örnektir” 8 Aralık 2022

ONLARIN YAPTIKLARINI SÖYLÜYORUZ

“Ya canım konuşurken onlara iftira atmıyoruz ki, biz sadece onların yaptıklarını konuşuyoruz. Biz gıybet edenlerden değiliz yani.” Bu sözler size de tanıdık geliyor mu? Maalesef birçoğumuz aynı hataları yapıyoruz. İşin daha acı yönünü sizlerle paylaşmak istiyorum. Bilmeden yaptığımız hatalar için kullardan helallik aldıktan sonra Rabbimizden özür dileriz, bir daha aynı hatayı işlemeyeceğimize dair söz veririz. Rabbimizin bağışlamasını ümit ederiz. Hatayı biliyoruz, hata olduğunu biliyoruz. Yapmamamız gerektiğini biliyoruz. Ama nefsimize söz geçiremediğimizden dolayı bile bile hata yapıyoruz. Asıl acı yanı bu işte dostlar.

Hani “biz iftira atmıyoruz, biz olanı söylüyoruz” ya. Gerçekten doğru biliyor muyuz? Ümmeti olmaktan şeref duyduğumuz Peygamberimiz (s.a.v.) ne buyuruyor bu konuda? Müslim’de rivayet edildiği üzere Peygamberimiz (s.a.v.): “Bir kimse için söylenen kusur onda varsa, bu söz gıybet olur. Yoksa iftira olur.” Yani bizim olanı söylüyoruz dediğimiz, aleni gıybettir. Olmayanı üretip söylüyorsak, bunun tanımı iftiradır.

Bilişim teknolojileri ve sosyal medyanın hayatımıza girmesiyle bu konuda bizler de level atladık. “Ya internette gördüm, gerçekten doğruymuş.” derken gerçekten doğruları mı paylaşıyoruz? Doğru olsa bile bunları paylaşmamıza, ilgili kişinin rızası var mı? Kim nerede, ne yapmış? Kim kimle berabermiş? Hayatı magazine çevirdik yahu! Başka bir tutar dalımız, “kardeşim kendisi paylaşmış”, kendi sayfasında gözlerimle gördüm. Dostlar, işin doğrusunu öğrenmek, sözlerimizin doğru olması, bahsi geçen olayın gerçekten yaşanmış olması elbette önemlidir. İşi dedektiflik boyutuna götürmeden, gerçeğin peşinde olmak, doğru bir yaklaşım olabilir. Lakin pas geçmememiz gereken asıl nokta; konuştuğumuz sözlerin, hadiselerin bize ne faydası var? Konuştuğumuz mecliste bulunan insanlara ne faydası var? Daha açık ifade ile sadece doğru olmasını ölçü aldığımız hadiseleri, söylemeye hakkımız var mı? Her doğru her yerde söylenir mi?

 

*yusufyesilkaya@gmail.com