Takvimde Birlik Hayırlı Olsun

İbadetlerin belli vakitlere göre tanzim edilmiş bir şekilde ifa eden Müslümanlar için şüphesiz namaz, imsak gibi vakitlerin belirlenmesi elzem bir konudur. Avrupa’da dinî cemaatlerin takvim yapmada, namaz, imsak vakitlerini belirlemede esas aldığı prensipler arasındaki farklılıklar nedeniyle yıllardır takvimler arasında ihtilaflar zuhur etmişti. Bu ihtilaflardan dolayı da Müslüman cemaatler arasında aynı vakitte namaz kılamama ve aynı vakitlerde imsak vaktini belirleyip oruca başlayamama gibi uygulamalar mevcuttu. Takvimde birlik çoğunluğun uzun yıllardır arzu ettiği bir çalışma idi.

Takvimlerdeki vakitlerin farklılıkları, konuya dair geniş bilgisi olmayan Müslümanların da aklının karışmasına neden oluyordu. Dönem dönem yatsı ve imsak/sabah namazı vakitleri arasındaki farklılıklar bir ya da birkaç saate kadar çıkabiliyordu. Bilhassa ramazan ayı geldiğinde Müslümanlar arasında yatsı ve imsak vakti tartışmaları her sene yeniden gündeme gelmekteydi. Bu durum da hâliyle rahatsızlık meydana getiriyordu. Bu bağlamda takvimlerdeki namaz vakitlerindeki farklılıkların ortadan kaldırılması uzunca bir süredir Müslümanlar arasında sıklıkla gündeme getirilen ve düzeltilmesi talep edilen konuların başında geliyordu.

HAYAT | 21 Eylül 2021 Namaz Müslümanlığın İzharıdır 21 Eylül 2021

Avrupa’daki İslami cemaatler olarak bizler de bu hoşnutsuzluğun sona erdirilmesi amacıyla,  İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) ve Diyanet İşleri Türk İslam Birliği (DİTİB) gibi İslami cemaatlerin de dahil olduğu Türkiye, Arap ve Balkan kökenli cemaatlerden kardeşlerimizin katılımıyla bir komisyon oluşturduk. Din ve ilim adamlarından oluşan bu komisyon, 7 yıl süren uzun ve hassas bir çalışmanın sonunda ortak namaz takvimi konusunda görüş birliğine vardı ve nihayetinde 2023 yılı takvimleri ittifak edilen ilkelere göre ortak bir şekilde yayımlandı.  Böylelikle 2023 yılı itibarıyla, Müslüman cemaatler arasında aynı vakitte namaz kılamama ve aynı vakitlerde imsak vaktini belirleyip oruca başlayamama sorunları da ortadan kaldırılmış oldu. Müslümanlar için azami derecede önem arz eden bu çalışmada emeği geçen herkese teşekkür ederim.

Çifte Vatandaşlık

Almanya’da hükûmetin gündeminde olan hususlardan biri biz Türkiye kökenlileri de yakından ilgilendiren çifte vatandaşlık meselesi. “Burada sürekli olarak yaşayan ve çalışan bir kişi aynı zamanda seçme ve seçilme hakkına da sahip olmalı, kökeni, ten rengi veya dinî inançları ne olursa olsun tüm hak ve yükümlülükleriyle ülkemizin bir parçası olmalıdır.” diyen Başbakan Scholz, duygularımıza âdeta tercüman olmuştur. Almanya Türkiye arasında imzalanan İş Göçü 60.yılı geride bırakmışken, ilk nesil ömrünün büyük bir kısmını burada geçirmiş bu ülkeye çok hizmet etmişken, diğer nesillerse burada doğmuş büyümüşken bu konuda bilhassa azınlıklar üzerinden yapılan ön yargılı tartışmaları endişeyle izliyoruz. Hükûmeti ise bu konudaki tutarlı ve net tavrından dolayı kutluyoruz. Geç de olsa çifte vatandaşlık hakkının sunulması önemli bir adımdır.