Hz. Peygamber’in Sesinin Üstüne Sesi Yükseltmek

Hz. Peygamber’in Sesinin Üstüne Sesi Yükseltmek

“Ey inananlar! Allah’ın ve Resulü’nün huzurunda öne atılmayın, Allah’tan sakının. Şüphesiz Allah, işitir, bilir. Ey inananlar! Seslerinizi Peygamber’in sesinin üstüne yükseltmeyin. Birbirinize bağırdığınız gibi yüksek sesle ona bağırmayın! Yoksa farkına varmadan amelleriniz boşa gidiverir.” (Hucurât suresi, 49:1-2).

Kur’ân-ı Kerîm, süreklilik ve evrensel özelliği taşıyan Allah’ın insanlığa son mesajıdır. Bu özellikleri onun zaman ve mekân ile sınırlı olmadığını gösterir. Bu ayetler de her zaman ve her yerde geçerli esasları içermektedir. Dolayısıyla Hucurat suresinin ilk iki ayeti hem Allah ve Resulü’ne karşı edebi koruma hem de Hz. Peygamber’in şahsına saygı ve sünnetinin önemine işaret hususunda çok önemli konuları ihtiva etmektedir.

Bu iki ayetin bize söyledikleri iki noktada toplanabilir: Birincisi, dinin kurallarını koyan Allah (c.c.) ve uygulayıcısı Hz. Peygamberdir. Kuralların bulunduğu Kur’ân-ı Kerîm korunmuştur ve elimizdedir. Hz. Peygamberin sünneti de en ince ayrıntısına kadar tespit edilip kitaplara kaydedilmiş ve günümüze kadar gelmiştir.

Hz. Peygamber’e Hürmette Kusur Etmemek

İkincisi sağlığında Hz. Peygamber’in sesi üzerine sesini yükselterek onu incitmek yasaklanmış, Allah’ın sevmediği ve mümine yakışmayan bir davranıştır. Onun manevi şahsiyetini incitici tutum ve davranışlarda bulunmak can yakıcı bir azabı gerektirir.[1] Dolayısıyla onun adı anıldığında ya da bir hadisi okunduğunda duyarlılık göstermek ve hürmette kusur etmemek gerekir. Allah onun şanını yüceltmiş, onun adını kendi isminin yanına koymuştur.[2] Kelime-i şehadette, günde beş vakit okunan ezanda, yapılan duaların girişinde, namaz içinde ve birçok yerde Allah’ın adı yanında onun ismi anılmaktadır. Çünkü Hz. Peygamber, müminlere canlarından çok daha sevimlidir.[3]

Adı Anıldığında Salavat Getirmek

Adı anıldığında Hz. Peygambere salavat getirmek saygının gereğidir. Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allah ve melekleri peygambere salât ediyorlar. Ey inananlar! Siz de ona salât edin ve onu tam bir teslimiyetle selâmlayın” buyurulur.[4] Bu ayette Allah’ın peygambere salâtı, ona rahmet etmesi ve övmesi; meleklerin salâtı, Hz. peygamber için istiğfarda bulunmaları; müminlerin salâtı da salavat getirmeleri yani onun makamını yüceltmesi için Allah’a niyazda bulunmalarıdır. Bir mecliste adı ilk anıldığında veya bir yazıda adı ilk yazıldığında “salâtüselâm”da bulunmak ayetin emrini yerine getirmek için yeterlidir.

Doğrusunu en iyi bilen Allah’tır.

 

[1] Tevbe suresi, 9:61-62.

[2] İnşirah suresi, 94:4.

[3] Ahzâb suresi, 33:6.

[4] Ahzâb suresi, 33:56.