İngiltere’de Göçmenlik Merkezine Terörist Saldırı Yapıldı

İngiltere’nin Güneydoğu Terörle Mücadele Polisi (CTPSE), 30 Ekim’de Dover kentinde mültecilerin işlemleri tamamlanana kadar kaldıkları merkeze yönelik molotof kokteylli saldırıya ilişkin açıklama yaptı. Güney Doğu Terörle Mücadele Polisi (CTPSE) incelemede ortaya çıkan kanıtların, saldırgan Andrew Leak’ın bu saldırıyı “aşırı sağ terörist ideolojiyle yaptığını” gösterdiğini açıkladı.

CTPSE’den Tim Jacques, “Şu ana kadar topladığımız kanıtlara baktığımızda, saldırganın akıl sağlığının önemli bir faktör olduğunu görsek de şüphelinin asıl motivasyonunun radikal bir ideolojiyle bağlantılı olduğunu söyleyebiliriz. Bu da saldırının terörizmle bağlantılı olduğunu söylemek için yeterli.” dedi.

SALDIRGAN İNTİHAR ETİ

İngiltere’nin güneydoğusunda bulunan Dover kentindeki yeni göçmenlik sınır kuvvetleri merkezine 30 Ekim’de molotof kokteyli atan saldırgan, daha sonra intihar etmişti. Bölgeye gönderilen İtfaiye ve Kurtarma Servisi’nin müdahalesiyle havai fişek ve molotof kokteyli nedeniyle çıkan yangın söndürülmüştü.

Şu an silinmiş olan ve saldırgan Andrew Leak’in adına kayıtlı olan bir Facebook hesabında, Müslümanlara yönelik düşmanca ifadeler içeren paylaşımlar vardı.

66 yaşındaki saldırgan Andrew Leak’in, göçmen merkezine alev alan ve yangın çıkmasına yol açan patlayıcılar fırlatması sonucu göçmen merkezinde kalan iki kişi hafif şekilde yaralandı. Yerel saatle 11.22’de polisin çağrıldığı olayın ardından Dover’da kalan yaklaşık 700 göçmen, Manston’a sevk edildi.

Hükûmetin denetçileri Manston’da belirlenen sınırın çok üzerinde göçmenin kötü koşullarda kaldığı konusunda uzun zamandır uyarılarda bulunuyordu. Bu merkeze şimdi 700 göçmen daha yerleştirildi.

Göç, Britanya’da hararetli siyasi meselelerden birisi. Başbakan Rishi Sunak, İngiltere’nin sığınmacılar için şefkatli ve misafirperver bir yer olduğunu, ancak bunun ülkenin sınırlarını etkili bir şekilde kontrol edebilmesine bağlı olduğunu söyledi. Sunak’ın İçişleri Bakanı Suella Braverman, sığınmacıların gelişini bir “işgal” olarak nitelendirdiği için ağır eleştirilerle karşı karşıya kalıyor.