Sahi, Sizin Vatanınız Hangisi?
- HAYATSürmanşet 1
- 15 Eylül 2022
Vatan âdemoğlu için dünya sürgününde ikâmet ettiği, kendisini ait hissettiği yer, mekân veya coğrafyanın adıdır. Anne rahminde geçici bir sükûnet bulan insan dünyaya gelişi ile birlikte vatan, gurbet ikilemi içinde bulur kendini. Vatan arayışı farklı tezahürlerle çıkar insanoğlunun karşısına.
Peki, nedir bu vatan? Ne anlama gelir?
Sözlüklerde “yerleşmek, bir yeri yurt edinmek, kendini bir şeye alıştırmak” anlamındaki “vatn” kökünden türeyen vatan kelimesi klasik sözlüklerde ve edebî metinlerde “kişinin doğduğu, yerleştiği, barındığı ve yaşadığı yer” manasına gelir. Aynı veya yakın anlamda mevtın da (çoğulu mevâtın) kullanılır. İnsanın bir amaçla yerleştiği yer onun mevtınıdır. Îtân ve tavattun “bir yeri vatan edinmek” demektir. Arapçada beled ve dâr, Türkçede yurt, ülke ile il, ev kelimeleri de “vatan” manasında kullanılır.[1]
Vatan kelimesi kadim bir kelime olsa da günümüz dünyasındaki manası nispeten yenidir. Ulus devletlerin oluşumu ile ilintili olarak “aynı dilin konuşulduğu, kendini aynı ırka mensup hisseden, ortak ülkü ve kültüre mensup insanların paylaştığı coğrafi sınırları belli toprak parçası” vatan olarak isimlendirilmiştir. Ülkelerin coğrafi sınırlarının yeniden şekillendirildiği birinci ve ikinci dünya savaşları dünyamıza birçok vatan parçası hediye etmiştir. 20. yüzyıl Türkiye’sinde veya Avrupa’sında yaşayan insanların vatanı ile 19,18 veya 17. yüzyıllarda yaşamış dedelerinin vatanı ve vatan anlayışı birbirinden farklıdır. İmparatorluk fikriyatı ve ümmet düşüncesi sınırları geniş hatta sınırları olmayan bir satıh sunarken modern dünyanın ulus devletleri daha dar ve sınırlı bir sathı vatan olarak tanımlamaktadırlar. Bu durumun en çarpıcı örnekleri şehid mezarlıklarıdır. Çanakkale’de yan yana yatan mehmetçikler, savaştıkları ve şehit olduklarında aynı vatanın emzirdiği kardeşler iken bugün birbirine yabancı olmuş durumdadırlar.
Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde muarızlara karşı belirlenen savunmada bir hat oluşturulmamış, “vatan”ın tamamı bir savunma sathı kabul edilmiştir. Lakin vatanın neresi olduğu netameli bir husustur. Kala kala elde Anadolu kalmıştır. Misak-ı Millî olarak adlandırılan Türk Kurtuluş Savaşı’nın altı maddelik siyasi manifestosu ile belirlenen sınırlar bile korunamamıştır. Yine de elde kalan topraklar üzerinde bir millî kimlik inşa edilmiş ve topraklar “vatan” addedilmiştir.
ALMANYA “Bizler İçin Almanya, Artık İkinci Bir Vatan Hükmündedir”VATAN VE BAYRAK
Vatan kavramı “bayrak” ve “marş”larla kutsiyet kazanmıştır. Millî egemenliklerin sembolü olan bayraklar ve marşlar ülke içerisinde yaşayan insanlarda millî bir kimlik inşa etmek ve vatan duygusunu kökleştirmede kullanılmıştır. Gidip gelmediğimiz uzak köyler bile gönderinde bayrağımız dalgalandığı sürece bizim köylerimiz ve bizim vatanımızdır. Vatan coğrafyası, dağıyla ovasıyla, karış karış uğrunda ölenlerin kanlarıyla sulanarak sade bir toprak parçası olmaktan vatan olmaya evrilmiştir.
Birçok kimseye göre vatan o kadar kıymetlidir ki, bülbülü bile altın kafese koymuşlar ama “ah vatan, vah vatan” diyerek feryat etmesini engellenememiştir. Bazıları ise vatanı doğulan yer değil, doyulan yer olarak daha pragmatik bir şekilde tanımlamışlardır.
Vatan topraklarının kutsallığı Kur’an ve hadis metinleri ile de desteklenmiş böylece bir dinî altyapı da oluşturulmuştur. Özellikle ilk zamanlarda, “Vatan sevgisi imandandır” hadisinin -zayıf veya mevzû olduğu kabul edilmesine rağmen Müslüman toplumlarında vatandaşlık duygusu ve milliyetçilik ideolojisinin güçlendirilmesi için kullanıldığı görülmektedir.
VATAN SEVGİSİ KÖKLÜ BİR DUYGUDUR
“Vatan sevgisi”nin insanların yaratılışlarında olduğu düşüncesinde olanlar bu yönündeki fikrini desteklemek amacıyla bazı Kur’an ayetlerinden örnekler verirler. Mesela, “Eğer onlara, ‘Kendinizi öldürün’ yahut, ‘Yurtlarınızdan çıkın’ diye emretmiş olsaydık içlerinden ancak çok az kısmı bunu yapardı” mealindeki ayette[2] can sevgisiyle vatan sevgisinin eşit tutulduğu iddia edilmiştir. Hatta Müslümanların, yurtlarından sürülüp çocuklarından koparılmasını savaş sebebi saydıklarına dair ayeti[3] de vatan sevgisinin insanlarda köklü bir duygu olduğuna kanıt olarak ileri sürmüşlerdir. Hz. İbrâhim eşi Hâcer ile oğlu İsmâil’i Mekke topraklarında bırakırken, “Rabbimiz! Neslimin bir parçasını senin Beytülharâm’ının yanında verimsiz bir vadiye yerleştirdim” demiş, Allah da onların Mekke’yi vatan edinmesine rıza göstermiştir.[4] Yine bu görüşte olanlara göre vatan sevgisini ortaya koyan en güçlü delil, Hz. Yûsuf’un, cenazesinin ataları Yakūb, İshak ve İbrâhim’in ülkesine taşınmasını vasiyet etmesidir.
HAYAT Gurbet Nedir ki, Sıla Sıla Olsun?ÜLKELERİ VATAN SEVGİSİ MAMUR EDER
Ülkelerin mamur hâle gelmesini sağlayan vatan sevgisidir. Nitekim Hz. Ömer’in, “Allah ülkeleri vatan sevgisi sayesinde mamur etti” dediği rivayet edilir. Bütün fâtihler vatanlarını özler, hiçbir yeri doğdukları topraklara tercih etmezler. Örneğin Arap fatihler de kendi ülkelerinde darlık ve yoksulluk içinde yaşamalarına rağmen yine de topraklarından ayrıldıklarında vatan hasreti çekmişlerdir. Gurbette vefat edenlerin vasiyetlerinden biri “köyünün yağmurlarında yıkanıp, köyünün topraklarına gömülmektir”. Günümüzde Avrupa coğrafyasında mukim çok sayıda göçmen için de durum farklı değildir. Onlar da vefat edince binlerce kilometre uzaklıktaki vatan topraklarına gömülmeyi vasiyet etmektedirler.
İster anavatan, ister babavatan isterse yavru vatan olarak nitelensin bir vatan sahibi olmak aidiyet duygusu vermekte ve insanı güçlü kılmaktadır. Vatansızlık[5] ise kişiyi kökünden sökülmüş ot yığını hâline getirmekte ve her tür dış müdahaleye açık ve korunaksız kılmaktadır.
Tasavvufi bakış açısına göre ise dünya sürgünün yeri olduğundan sıla “Allah”a dönüştür. Dünyanın hangi coğrafyasında ve ne şartlarda yaşarsa yaşasın insan gurbettedir. O nedenle de huzursuz ve sürekli arayış içerisindedir. Vatan ahiret yurdudur. Sükûnet orada mümkündür.
Ne diyelim; bir kavram birçok anlam. Sahi sizin vatanınız hangisi?
[1] bkz. TDV İslam Ansiklopedisi, vatan maddesi.
[2] Nisâ suresi, 4:66.
[3] Bakara suresi, 2:246.
[4] İbrâhîm suresi, 14:37.
[5] Alm.: Heimatlos, İngl.: homeless.