Allah’a Tevekkül

Allah’a Tevekkül

“Kim Allah’a güvenip itimat ederse Allah ona yeter. Şüphesiz Allah, işini sonuca ulaştırır.”[1]

Yukarıdaki ifade, şu ayetin bir parçasıdır: “Kim Al­lah’a saygısızlıktan sakınırsa O, bir darlığa düştüğünde kendisine bir çıkış yolu gösterir ve onu hiç beklemediği yerden nasiplendirir. Kim Allah’a güvenip itimat ederse O, ona yeter. Şüphesiz Allah, işini sonuca ulaştırır. Allah, her şey için bir ölçü koymuştur.”[2]

Tevekkül, Kur’ân-ı Kerîm’de müminlerin sahip olması gereken hasletlerden birisi olarak sayılır ve tevekkül sahibi müminler müjdelenir: “Tevekkül edene Allah yeter.” Tevekkül ise gerekeni yapıp sonucu Allah’a havale etmek, O’na teslimiyet göstermek, işlerinde O’nu kefil bilmek demektir. Nitekim istişareyi emreden ayette kararın kesinleşmesinden sonra Allah’a tevekkül yani sonucun Allah’a bırakılması istenmekte ve bu şekilde davrananların Allah’ın sevgisini kazanacağı ifade edilmektedir.[3]

Mümin, yaptığı işlerde sebeplerini işler ama sebebe itimat yerine Allah’a güvenir. Hz. Peygamber’in “Deveni bağla ondan sonra tevekkül et.”[4] Hadisi bunu ifade eder. Tedbirin tevekkülden önce olduğunu “Tedbirinizi alın.” ayeti de gösterir.[5]

Tevekkülün özü, elde edilmek istenen sonuç için gereken kurallara uygun davranıp her şeyin sahibi, maliki, yaratıcısı olan Allah’a bağlanarak bütün sonuçlara rıza ve O’na teslimiyet göstermektir. “Mümin iseniz Allah’a tevekkül ediniz.”[6] ayeti bunu gösterir.

Tevekkül ile ilgili önemli bir husus da şudur: Şayet bir mümin sebepleri işledikten sonra beklediği sonuç doğmuş ve başarı gelmişse bunu da Allah’tan bilip O’na şükretmesi gerekir. Başarıyı kendinden bilir ve sebepleri ilahlaştırırsa sonu hüsran ile sonuçlanacak bir yola girmiş demektir.

Hz. Peygamber hadislerinde tevekkülün değerini anlatır ve buyurur ki: “Eğer siz hakkıyla Allah’a tevekkül etseydiniz, O, sabahleyin aç gidip akşamleyin tok olarak yuvalarına dönen kuşları rızıklandırdığı gibi sizi de kesinlikle rızıklandırırdı.”[7]

Hz. Peygamber’in tavsiyesi de sabah evden çıkarken içinde tevekkülün bulunduğu şu duanın okunmasıdır:

بِسْمِ اللهِ، آمَنْتُ بِاللَّهِ، اِعْتَصَمْتُ بِاللَّهِ، تَوَكَّلْتُ عَلَى اللهِ، لاَ حَوْلَ وَلا قُوَّةَ إِلاَّ بِاللَّهِ.

“Allah’ın adıyla çıkıyorum, O’na inandım, O’na dayandım, O’na tevekkül ettim; güç kuvvet yalnız O’nundur.”

Evden bu duayı okuyarak çıkanı Allah en hayırlı şekilde rızıklandıracak ve kötülüklerden koruyacaktır.[8]

Doğrusunu en iyi Allah bilir.

 

[1] Talâk suresi, 65:3.

[2] Talâk suresi, 65:2-3.

[3] Ali İmrân suresi, 3:159.

[4] Tirmizî, “Kıyâmet”, 60.

[5] Nisâ suresi, 4:71, 102.

[6] Mâide suresi, 5:23.

[7] Tirmizî, “Zühd”, 33; İbn Mâce, “Zühd”, 14.

[8] Ahmed b. Hanbel, I, 66.