Dünya Sisteminin Sistemsizliği

Dünya Sisteminin Sistemsizliği

Benim bu söylediklerim sizere komplo teoristlerini hatırlatmasın lütfen. Ben o tür teorilere, içinde sadece bir hakikati barındıran ama, gerçek hakikati örten zırvalar olarak bakıyorum. Onun içindir ki, benim için dünyayı yöneten gizi el ile, o komplo teorisyenlerinin gizli eli aynı değil.

Gelelim benim gizli el hikâyeme.

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırması üzerine evlerini, yurtlarını ve diğer kıymetlilerini bırakan milyonlarca Ukraynalı, Avrupa ülkelerine gelmek zorunda kaldı. Avrupa’nın bu mütecileri kabul şekli ve süreci gerçekten de takdire şayandır.

Artık hepimiz Ukraynalı mültecilerin durumunu düşünüyor, geride bıraktıkları ülkelerindeki yıkıma üzülüyor, dayanışmamızı gösteriyoruz.

İstisnasız bütün dünyada medyasıyla, hükûmetleri ile herkes onları düşünüyor. Elbette ki, insanlık var olduğu müddetçe bu böyle olmalı.

Gelin görün ki, Ukrayna ile aynı akıbeti yaşayan ülkeleri unutur olduk. Suriye’yi unuttuk. 77 Yıllık Filistin dramını ve hiç bir zaman ükelerine dönemeyecek Filistinlileri unuttuk. 8 yıldır tarumar edilen Yemen’i unuttuk, Somali’yi unutuk. Myanmar’ı hepten unuttuk. Öyle ki, Myanmar’da darbeciler kendilerini onaylamayan köyleri tamamıyla ateşe verecek cezalandırıyor. Tıpkı Arakanlı Rohingiya Müslümanlarının köylerini yaktıktıkları gibi. Kentlerde insanları kurşuna dizen askeri cuntanın artık hiç bir şeyden korkusu yok.

Çünkü, dünya hep birden Ukrayna’ya çevirdi gözünü. Hem de nasıl bir çevirmedir bu? Ukrayna’nın Donesk ve Luhansk illerini barındıran Donbas bölgesi zaten 12 yıldır saldırı altındaydı. Kırım, yine 12 yıldan beri Rusya’nın işgaliyle eziliyordu ve özellikle Rus işgalini kabul etmeyen Kırım Tatarları hapishanelerde süründürülüyordu. 12 yıldır sesimizi çıkarmadık, gözümüzü o tarafa çevirmedik. Şimdi bile Kırım’ı gündemimize alamıyoruz.

Böylesi bir durumda Doğu Türkistanlılar başta olmak üzere Asya’da Afrika’da ve Latin Amerika’da olup bitenlerin gündemimizden düşmesi, sizde de bir gizli el şüphesi uyandırmıyor mu? Kim bu gizli el, diye haykırası geliyor insanın. Ama burada asıl soru, bu gizli elin kim olduğu değil, bu gizli elin nasıl bizi toptan esareti altına aldığı sorusudur. Sistemsiz sistem bu olsa gerek.