Vefanın En Güzeli, Eşler Arası Bağlılık

Eşler arası bağlılığın olması doğal nitelendirilse de elbette aksinin yaşandığı, çiftlerin evliliklerinin ilk yıllarında zorluklar yaşadığı örnekler de mevcut. Bu durum için bir parantez açıp, eşlerin önce kendilerini, yani evlilikteki davranışlarını anlamaya ve tanımaya daha sonra da eşinin davranışlarını tanımaya ve anlamaya gayret etmelerini tavsiye edelim. Hiçbir insanın kusursuz olmadığı gibi hiçbir ev, hiçbir evlilik, hiçbir aile de kusursuz değildir. Bu bilinçte karşılıklı hoşgörü ve iyi niyet bağlılık yönünde ilk adımlar olacaktır.

Eşler arası meseleler ele alındığında sıkça dile getirilen; güven, sevgi, muhabbet ve saygı bir evliliğin kuşkusuz sağlam bir temeli olması için elzemdir. Fakat göz ardı etmemek gerekir ki hayat her zaman arzu ettiğimiz gibi seyretmez. Maddi ve manevi zorluklar, hastalıklar, krizler her insanı sarsar. İnsanız ve imtihan dünyasında yaşıyoruz. Hayatımızın belli aşamalarında bazı zorlukları göğüslemek zorunda kalıyoruz. İşte tam da bu anlar çiftler için bir dönüm noktasıdır.

EŞ VEFASI İLE İMTİHAN OLUYOR

Gelin buna bir örnek verelim: Eşlerden birinin ruhsal veya fiziksel bir hastalığa yakalandığını ve bu nedenle günlük rutinin değiştiğini hatta zorlaştığını düşünelim. Bu kişi rahatsızlığı ile imtihan oluyor fakat unutulmaması gerekir ki, sağlıklı olan eş de vefası ile imtihan oluyor. Verdiğimiz örnekte hasta olan eş kendini değersiz ve yetersiz hissetmeye başlayabilir. Bunu önlemek, ona bunu hissettirecek tavır ve sözlerden itina ile kaçınmak, eşi olduğu gibi kabullenmek ve sevmek, kısaca bir vefa örneği sergileyebilmek eşimize, evliliğimize yapacak olduğumuz güzel bir katkıdır.

İYİ GÜNDE KÖTÜ GÜNDE BİRLİKTELİK

Bir diğer örneği de şöyle canlandıralım gözümüzde. Eşin kısa süreli çalışmaya geçmesi, işten çıkarılması sonucu yaşanan maddi sıkıntılar neticesinde burada da diğer örnekteki gibi değersizlik ve yetersizlik hissi meydana gelecektir. Her iki durumda da hasta olan veya işten çıkarılan eş, kendine olan özgüvenini kaybedebilir. Eğer çiftler birbirlerine değerli hissettirmek, destek olmak ve moral vermek, yani olumlu telkinlerde /sözlerde bulunmak yerine, kırıcı olmayı, eleştirmeyi tercih ederlerse bu artık çiftin birbirine olan güvenini ve bağlılığa olan inancını da zedeleyecektir. Bu aşamadan sonra sevgi, saygı, muhabbet ve benzeri duygular yerini kırgınlık, alınganlık ve güvensizliğe bırakacaktır.

Oysa çiftler birbirine;

  • Değerli olma duygusunu hissettirirse
  • Olumlu telkinlerde bulunursa
  • Her daim desteğini gösterirse yaşanan krizler bağlılığın daha da güçlenmesine yardımcı olurken, bundan sonra gelecek zorluklara karşı bağışıklık kazanılmış olmasına vesile olacaktır.

Böyle baktığımızda ayrılmış çiftlerin dahi birbirlerine vefakâr olmak adına saygı çerçevesinde hareket etmeleri birbirlerinin onurlarını kıracak eylemlerden uzak durmaları gerektiğini hatırlıyoruz.