Avrupa’nın Uyduruk “Müslüman” Politikaları

Avrupa’nın Uyduruk “Müslüman” Politikaları

Şu Avrupa’nın işlerine akıl sır ermez oldu. İşlerinin içine bir de “Müslüman” ya da “İslam’ girince akılları da vicdanları da, kuralları da ilkeleri de, özgürlükleri de altüst oluyor.

İstisnasız hangi ülkeye bakarsanız bakın, Avrupa’da “Müslüman” ve “İslam” politikaları hep yasaklar üzerine kurulmuş. Bunun en son örneğini Fransa’da yaşadık yaşıyoruz. Ülkeden sessiz sedasız kaçmak zorunda kalan “Müslüman”ların göçü uluslararası basının dahi gündemine girdi. Avusturya bir başka âlem. Belçika, Hollanda, Danimarka ve İsveç’in İslam ve Müslüman politikaları zaten malum. Almanya “yasama” açısından daha çekingen olsa da “yasasız yasaklama”da sessizden ve derinden öncülüğe oynuyor.

Önceki hafta Danimarka’da ceza yazasına 2016 yılında eklenen bir maddenin anlamsızlığı hükûmetin de dikkatini çekti. Çeşitli sosyal kuruluşlardan yardım istedi, bu yasayı değiştireyim diye. Ama, kendilerine görüş sorulan kuruluşlar dahi, insan hakları kuruluşu olsa da “Böyle saçmalık olamaz.” diyemedi.

Danimarka “İmamların, cami kürsüsünde Danimarka yasalarına isyanı teşvik etmesi, veya yasa dışı eylemleri desteklemeleri suçtur.” diye bir ceza kanunu çıkarmıştı.

Polis veya savcılar, eğer imam cami kürsüsünde değilse “Danimarka yasalarına isyana teşvik etmesi.” suç sayılmaz mı diye şaşıp kalmış. Hatta, aynı şeyi başka birisi yaparsa suç değil mi yani? diye de sorgulamaya, işin içinden çıkmayınca da hiçbir işlem yapmamaya başlamışlar. Tabii bir de imamları takip etmek için bir komisyon kurmaları gerekiyor. Bu durumda “Acaba, bu durumda Müslümanlara karşı ayrımcılık olmaz mı?” diye ilave etmişler.

Tabii, Danimarka hükûmeti buna bir cevap vermek durumunda kalmış ve “Dert edinmeyin, imamlar ne konuşacağını size bildirmek zorunda.” demez mi? Şimdi, Danimarka’da polis, savcı olsan ne yazar.

Diğer Avrupa ülkelerine nispetle daha fazla İslam ve Müslüman tecrübesi bulunan İngiltere’de de komediler bitmiyor. Bu ülkede bir “Prevent” yani terörle mücadele yasası var. Bu yasaya dayanarak Birmingham kentinde bir yalan ve uyduruk mektuba dayanarak pek çok Müslüman öğretmen ve Müslüman çalışan işinden kovuldu, öğrenciler baskı altına alındı. Mektubun uyduruk olduğunun ortaya çıkması sonrasında şimdi hûkümet ne yapacağını bilmiyor.

Böyle devam ederse, Avrupa bu “uydurma” İslam ve Müslüman politikalarını bırakıp gerçeklere dönmediği müddetçe, Müslümanlar Avrupalı yöneticileri, elbette, inandırıcı bulmayacaktır.