Anne Babanın Çocuğuna Vereceği En Güzel Hediye: Güzel Ahlak
- AİLE
- 31 Aralık 2021
Her anne baba çocuğunun geleceğini teminat altına almak için gayret sarf eder. Hatta kendi ölümünden sonra çocuklarının hayat standartlarını garanti altına almak ister. Aynı hassasiyeti çocuklarımızın ahlaki sermayeleri için gösteriyor muyuz? Bu soruyu her ebeveynin kendisine sorması gerekiyor. Hz. Peygamber (s.a.v.) bir hadîs-i şerifte şöyle buyuruyor: “Hiçbir anne-baba, çocuğuna güzel terbiyeden daha kıymetli bir bağışta bulunmamıştır.” (Tirmizî, Birr, 33) Peki, yüce Rabbimizin bize yüklediği bu sorumluluğu nasıl hakkıyla yerine getireceğiz?
ÇOCUK EĞİTİMİ EŞ SEÇİMİYLE BAŞLAR
Allah Teâlâ Kur’ân-ı Kerîm’de insanlara ailelerini cehenneme götürecek her türlü hasletten korumalarına dair uyarılarda bulunuyor.[1] Ebeveynlerin, bu sorumluluğu yüklenmeye, evlatlarının dünyaya gelişinde değil, çok daha öncesinde, yani eş seçiminde başlamaları gerekmektedir. Çünkü hem annenin hem babanın ebeveyn olmak istemesindeki hedefi, Allah’a layık bir kul, Peygamber (s.a.v.)’e layık bir ümmet yetiştirmek olmalıdır. Kişi eşini seçerken aynı zamanda evladının annesini ya da babasını seçtiğinin de farkında olmalıdır. Eş seçimindeki hedef birliği hayırlı nesillerin inşasında en önemli adımdır.
HER DEĞER ÖNCE BİZDE HAYAT BULMALI
Çocuk dünyaya geldikten sonra anne ve baba bu hedefi akıllarından çıkarmamalı, her hâlleriyle evlatlarına örnek olmak için çaba göstermelidir. Ünlü bir düşünür “Çocuklarınızı kulaklarıyla değil, gözleriyle eğitin” der. Çocuklarımıza ahlak eğitimi verirken anlattığımız her değer bizde hayat bulmalı. Doğruluğun, adaletin, iyiliğin, hoşgörünün ete kemiğe bürünmüş hâli olmalı ebeveynler. Sadece söylemlerde kalan, hayata geçirilmeyen hiçbir öğreti kalıcı olmaz. Hele de söylenenlerin davranışlarla çeliştiği durumlar, bizi istemediğimiz krizlerle karşılaştırabilir.
HER AN EĞİTİM İÇİN DEĞERLENDİRİLMELİ
Anne, baba ve diğer yakın akrabalar çocuğun kişiliğinin, karakterinin oluşumunda en etkili bireylerdir. Dolayısıyla çocuğun yediği yemekten, oynadığı oyuna kadar her an eğitim için bir fırsata dönüştürülmelidir. Çocuğumuza okuduğumuz hikâyeler onun ahlaki eğitimini tamamlayıcı nitelikte olmalıdır. Ona örnek gösterdiğimiz kahramanlar da dikkatle seçilmelidir. Günümüzde dijital ortamın, çocukların eğitimi üzerinde ne kadar etkili olduğu tartışılmaz. Bu yüzden seyredeceği filmler özenle seçilmeli, bu filmler millî ve manevi değerlerimizle örtüşmelidir.
HUZURLU TOPLUMUN İNŞASI
Çocuk aile içerisinde değerlilik duygusunu kazanabilirse, önce kendine sonra ailesine ve topluma değer verir. Çocuk aile içerisinde güven duygusunu kazanabilirse önce kendine, sonra anne babasına güvenmeyi öğrenir. Bu sayede topluma da güven aşılama becerisi kazanır. Yine çocuk, aile içerisinde sevmeyi ve sevilmeyi öğrenirse önce kendini sonra anne babasını ve dolayısıyla tüm yaratılanı sevmeyi öğrenir. Bununla ilgili örnekler çoğaltılabilir. Burada anlatmak istediğimiz bir birey kendisinin ihtiyacı olan her ahlaki kazanımı önce ailede kazanır, toplum hayatına bu şekilde adım atarsa sağlıklı bireylerin oluşturduğu bu toplumda sağlıklı ve huzurlu bir toplum hâline gelir.
Şu unutulmamalıdır ki, çocuk eğitiminde de en önemli kılavuzumuz Kur’ân-ı Kerîm’dir. Yukarıda bahsi geçen Tahrîm suresinin 6’ıncı ayetinin yanı sıra Rûm suresinin 21’inci ayetinde de Rabbimiz ailenin önemine işaret etmektedir:
“Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.”
Bu ayet-i kerîmede ailenin kişiye huzur veren bir kurum olduğundan ve bu huzurun sağlanması için elzem olan sevgi ve merhamet kavramından bahsedilmektedir. Yine Kur’an’da bahsi geçen peygamberlerden Hz. Nûh da bizim için önemli bir şahsiyettir. Evladı ciddi bir yanlışa düşse bile ona “yavrucuğum” diye hitap etmesi her asırda yaşamış ve yaşayacak olan babalara akıldan çıkarılmayacak bir nasihattir. Yine Hz. Lokman’ın evladına ahlakî hususlardaki nasihatleri hepimiz için hazine değerindedir:
- Konuşurken üslubuna dikkat et!
- Allah’a ortak koşma!
- Anne ve babana iyi davran!
- Ne yaptıklarını, ne de Allah’ın kudretini küçük görme!
- Namazı dosdoğru kıl, iyiliği emret, kötülükten alıkoy ve sabırlı ol!
- İnsanlardan yüz çevirme, böbürlenme, kibirlenme ve övünme!
- Tabii ol ve sesini de alçalt!
Bunlar Hz. Lokman’ın özelde kendi evladına genelde tüm insanlığa öğütleridir. En önemlisi tüm anne babalara, evlatlarına hangi hususlarda nasıl yol göstereceklerine dair bıraktığı önemli bir kaynaktır.
FITRATI MUHAFAZA ETMEK
Sevgili Peygamberimiz bir hadîs-i şeriflerinde “Her insan fıtrat üzere yaratılmıştır. Daha sonra ailesi onu Yahudi, Hristiyan veya Mecusi yapar.”[2] buyurmuştur. Rabbimizin insana armağan ettiği o tertemiz fıtratı muhafaza etmek öncelikle ailenin sorumluluğundadır. Evladının imanlı, ibadet ehli ve güzel ahlaklı bir insan olması ebeveynlerin en önemli görevidir. Bu kutsal görevi hakkıyla yerine getirebilmeyi, Rabbim her anne babaya nasip etsin.
[1] Tahrîm suresi, 66:6.
[2] Buhârî, Tefsir (Rûm).