Çocuklarda Dijital Medya Kullanımı İletişim Ve Gelişimi Bozuyor

Çocuklarda Dijital Medya Kullanımı İletişim Ve Gelişimi Bozuyor

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Emrah Can, çocukların dijital medyanın zararlarından korunması gerektiğini belirterek,  “Dijital medya, çocukları hem uygunsuz içeriklere maruz bırakabiliyor hem de olumsuz fiziksel ve psikolojik sonuçlara yol açabiliyor. Özellikle dil gelişiminin en belirgin olduğu ilk 2 yaş için dijital medya kullanımı önerilmiyor.”  dedi.

Cep telefonu, tablet, bilgisayar ve televizyon gibi dijital medya kullanımının çocuklar üzerindeki fiziksel ve psikolojik olumsuz etkileri konusuna dikkati çeken Can, çocukların, dünyayı etki-tepki zinciriyle yorumlayarak deneyim geliştirdiğini anlattı.

Çocuklar Bağımlılık Tehlikesiyle Karşı Karşıya

Dijital medyanın artık sadece okul çağı ve ergenlik çağında değil, okul öncesi, hatta süt çocukluğu döneminden itibaren hayatın içine girdiğini belirten Can, bilindik isimleriyle cep telefonu, bilgisayar-tablet ve televizyonun yetişkinler kadar çocukları da  “bağımlılık”  tehlikesiyle karşı karşıya bıraktığını aktardı.

Bazı annelerin küçük çocuklarına yemek yedirmek ya da ilgiyi dağıtmak amacıyla dijital medyayı kullanabildiğine işaret eden Can, bunun çocuk sağlığı için doğru olmadığını vurguladı. Can, “Dijital medya, hem içerdiği uygunsuz içeriklere çocukları maruz bırakabiliyor hem de olumsuz fiziksel ve psikolojik sonuçlara yol açabiliyor. Özellikle dil gelişiminin en belirgin olduğu ilk 2 yaş için dijital medya kullanımı önerilmiyor.” uyarısında bulundu.

İLK 2 YAŞTA ÇOCUKLAR DİJİTAL MEDYA İLE TANIŞMAMALI

Bu yaş grubunda kullanılan medya araçlarının, bebeklerin konuşma sürecine zarar verdiğinin altını çizen Can, şunları söyledi: “Çocuklar, dünyayı duyularıyla tanıyor, etki-tepki zinciriyle yorumlayarak deneyim geliştiriyor. Oysa medya kullanımı, çocuğun duygu ve davranışlarına cevap veremediğinden çocuğu ikili ilişki yerine tek taraflı etkileşime alıyor. Kendi tepkisine yanıt alamayan çocuk için iletişim ve gelişim giderek bozuluyor. İdeal olan ilk 2 yaşta çocukların dijital medya ile tanışmamasıdır. Devam eden süreçteki 2-3 yaş arasında ise dijital medya ile geçirilen süre 30 dakikayı geçmemelidir.”

ANNE-BABA KONTROLÜ ŞART!

Çocukların 3 yaştan sonraki dönemde anne-baba kontrolünde sınırlı zamanlarda yaşına uygun programları izleyebileceklerini ifade eden Doç. Dr. Can, şöyle konuştu: “Ancak bu sürenin günlük 1 saati geçmemesi gerekiyor. Devam eden 4-6 yaş dönem olan okul öncesinde dijital medya kullanıcılığının ilerideki okul yaşamında faydalı olup olmayacağı konusu belirsizdir. Ancak eğitim sisteminde bazı okullarda tabletlerle ödevlerini yapan öğrenciler olduğundan kullanımdaki aşinalığın kısmi de olsa faydalı olabileceği düşünülebilir. Böyle dahi olsa bu dönemde oyunlar, eğitici uygulamalar ve videolar için de sürenin maksimum günlük 2 saati geçmemesi gerekiyor. Ergenlik döneminde özellikle cep telefonu, bilgisayar ve tabletler televizyonun yerini alıyor. Sosyal medya kullanımının bu yaş grubunda yaygın kullanımı, cep telefonundan internet erişimiyle izlenebilen video ve sosyal medya paylaşımları kullanım süresini çok artırıyor. Bu durum aile içi ve arkadaşlar arası iletişimi olumsuz etkileyebiliyor. Gençler yaygın sosyal medya uygulamalarıyla iletişim kuruyor, video kanallarından video izliyor ve aniden uygunsuz reklamlara maruz kalabiliyor. Bu durum sosyal ve psikolojik etkilerinin yanında fiziksel olarak da hareketsizliğe neden olarak ve obeziteyi artan bir sorun hâline getiriyor.”

Doç. Dr. Can, çocukların dijital medya bağımlısı olmaması için erken dönemde önlem alınması gerektiğini vurgulayarak bu gerekçelerle anne ve babaların özellikle ilk 2 yaşta çocuklarını dijital medya kullanımından uzak tutmaları, sonraki dönemlerde süre ve içerik kısmına dikkat etmeleri gerektiğini kaydetti.

0-5 YAŞ ARALIĞINDA GELİŞİMSEL SORUNLARA NEDEN OLABİLİR

Öte yandan ekrana uzun süre maruz kalmanın çocuklarda yaş gruplarına göre yarattığı problemler hakkında bilgi veren Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Özlem Sürücü, şunları kaydetti:

“Okul öncesi çocukları için 0-5 yaş aralığı, beynin çok hızlı geliştiği, hızlı değişikliğe uğradığı, uyarana çok ihtiyaç duyulduğu kritik bir dönem. Bu dönemde beyin gelişimi için en önemli gereksinim olan ebeveynle karşılıklı sosyal etkileşim, göz göze bire bir iletişim gibi uyaranların yeterince sağlanamaması gelişimsel sorunlara neden olabilir. Okul öncesi dönem çocuklarının ekran karşısında çok uzun zaman geçirmeleri, ebeveynle bire bir etkileşimlerinin az olması, konuşma gecikmesi, sosyal iletişime açık olmama, seslenince bakmama, içe kapanma, göz kontağı kurmama gibi belirtileri ortaya çıkarabilir.”

Özlem Sürücü, çocukların beyninin gelişmeye en açık olduğu dönemde ekran sürelerinin artması sebebiyle; “Çocuğum konuşmaya başlamıştı ama artık daha az konuşur oldu„ ,“İsmiyle seslendiğimizde bize dönüp bakmıyor, bizimle oyun oynamak için o kadar da istekli değil„ , “Ekranı kapattığımızda çok şiddetli öfke nöbetleri geçiriyor, elinden telefonu-tableti alamıyoruz„  gibi şikâyetleri daha çok görmeye başladıklarını belirtti.

ANNE, BABALAR KENDİLERİNE KARŞI DA ANLAYIŞLI VE ŞEFKATLİ OLMALI

Salgın sebebiyle yaşanan olağanüstü koşulların yolunda gitmeyen şeylerin onarılması, çocuklara önceden kazandırılamayan alışkanlıkların kazandırılması açısından uygun günler olmadığına da işaret eden Sürücü, şunları kaydetti:

“Şu an bir fırtınadayız, fırtınada gemilerde tamirat, tadilat yapılamaz, rotadan sapmamak ve alabora olmamak yeterlidir. Aileler, salgın döneminde çocukların psikolojisini korumaya yönelik ebeveynlik önerilerinin, onları sıkıntıya sokacak nitelikte olmamasına özen göstermeli. Anne, babalar sadece çocuklarına değil kendilerine karşı da anlayışlı ve şefkatli olmalı.”   değerlendirmesini yaptı.

Psikolojik dayanıklılığı arttırmak için ailelere günde 5-10 dakikalığına bile olsa kendilerine iyi gelen herhangi bir şey için zaman ayırma ve bu rutine bağlı kalma önerisinde bulunan Sürücü, insanların uzaktan bile olsa sevdikleriyle temas ve destek hâlinde olmasının koruyucu gücünün altını çizdi.