“Almanya’da Türkiye Kökenli Koruyucu Ailelerin Oranı Çok Düşük”
- ALMANYAMANŞETTOPLUM
- 3 Ekim 2021
Fudul derneği düzenlediği koruyucu aile bilgilendirme toplantısı 13 ailenin katılımıyla çevrimiçi düzenlendi.
Programda Fudul derneği adına konuşan Emel Başer, kurum olarak koruyucu aile konusuna önem verdiklerini ve himaye altına alınan Türkiye kökenli Müslüman çocukların güvenilir ailelere teslim edilmesi gerektiğini vurguladı. Başer, “Çocuklarımızın dilimizi, dinimizi, kültürümüzü verebilecek, güvenilir yuvalara teslim edilmelerini ümit ediyoruz. Bu minvalde 2021 yılında koruyucu aile seminer serisini başlattık ve başarıyla devam ediyoruz. ” dedi.
T.C. Düsseldorf Aile ve Sosyal Politikalar Ataşesi Raci Mazı da konuk olarak yaptığı konuşmada şunları ifade etti: “Almanya’da Türkiye kökenli koruyucu ailelerin oranının çok düşük olduğu istatistiklerle sabittir. Biz de bugüne kadar yaptığımız toplantılarda 500’ün üzerinde bir koruyucu aile adayı kitlesine ulaştık. Her sivil toplum kuruluşu kendi üzerine düşen görevleri yerine getirirse daha çok insanın koruyucu aile olmasına vesile oluruz. Bugünkü toplantımızda mevcut koruyucu ailelerimiz de tecrübelerini aktaracaklar. Onlar bu konunun asıl kahramanlarıdır. Bu örnekler bizim koruyucu ailelerimizin içinde yaşadığımız topluma olumlu katkılarının olduğunu göstermektedir.”
AİLE “Özellikle Göçmenlerin Koruyucu Aile Olması Çok Önemli”TOPLUMDAKİ ÖNYARGILARA KARŞI BİR EYLEM
Koruyucu aile olmanın önemine vurgu yapılan toplantı pedagog Emine Arslan-Bilgin‘in sunumuyla devam etti. Arslan-Bilgin koruyucu aile olmanın şartlarını, modellerini, başvuru yapılabilecek kurumları ve Ataşeliğin destekleri hakkında geniş bir bilgilendirme yaptı. Koruyucu aile olmanın zor bir süreç olmadığını, aranan en önemli üç şartın, bağımsız bir maddi gelirin olması, evin yeteri derecede büyük olması ve ebeveynlerden birisinin Almanca bilmesi olduğunu belirtti.
Arslan-Bilgin, koruyucu aile olmak için evli olma şartının olmadığını, tek ebeveynli ailelerin de hatta bekârların da koruyucu aile olabileceklerini ifade etti. Ayrıca her koruyucu aileye Alman devletinin aylık olarak yaklaşık 1000 Euro’ya yakın bir maddi yardım yaptığını, dolayısıyla çocukların maddi bir yük olarak algılanmaması gerektiğini kaydetti.
Farklı ırklardan bakımı üstlenilen çocuklara da toplumsal birlik beraberlik tohumu atıldığına dikkat çeken Arslan-Bilgin, himaye altına alınan çocuğa huzur dolu bir yuva sunarak, toplumda yabancılara ve Müslümanlara karşı önyargıları yıkmak adına bir eylem olacağına işaret etti. (c)