Çocuk Eğitimi Anne Karnında Başlar
- AİLE
- 20 Eylül 2021
And olsun, biz insanı çamurdan (süzülmüş) bir özden yarattık. Sonra onu bir nutfe (sperm) olarak sağlam bir karar yerine koyduk. Sonra o nutfeyi alakaya (embriyo) çevirdik, alakayı bir çiğnemlik ete çevirdik, bir çiğnemlik eti kemiklere çevirdik, arkasından kemiklere et giydirdik, sonra da onu bambaşka bir yaratık yaptık…(Mü`minûn suresi, 23:12-14). Çocuk eğitimi deyince aklımıza çocuğun doğumundan sonraki dönem hatta yürümeye, konuşmaya başladığı dönem gelir. Oysa çocuğun eğitimi anne karnında hatta ve hatta daha eş seçiminde başlar. Bunun yanında anne karnındaki eğitim süreci çocuğun hayat yolculuğu için belirleyici bir faktördür ki öncelikle dinimiz ve sonra da bilimsel bulgular bizi bu noktada doğrulamaktadır. Efendimiz (s.a.v.) bir hadîs-i şeriflerinde şöyle buyuruyor:
“Çocuk anne karnında ilk kırk günden sonra, bir kan pıhtısı, sonra bir et parçası durumuna gelir. Daha sonra Allah, bir melek gönderir de ona ruh üfler.” (Câmiu`s-Sağir, I, 88)
Anne karnındaki bebeğe ruh üflenmesi 120’nci günde olmaktadır. Bu da 4’üncü aya tekabül eder. Zaten anne de bebeğin hareketlerini bu aydan sonra net bir şekilde hissetmeye başlar. Dolayısıyla bebek de 4’üncü aydan itibaren dış dünyaya ile ilgili her şeyi hisseder.
Anne karnında çocuğun eğitimini üç farklı boyutta ele almak gerekir:
- Fıtrat,
- Kişilik Gelişimi
- Zekâ Gelişimi
HER ÇOCUK İSLAM FITRATI ÜZERİNE DOĞAR
Fıtrat, kısaca yaradılış, tabiat demektir. Kişi dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın, rengi, ırkı ne olursa olsun İslam fıtratı üzerine yani Allah’ın varlığını ve birliğini kabul eder hâlde doğar. Lâkin büyüdüğü ortam, anne ve babasının dinine göre eğitilir ve fıtri değişimler başlar.
Peygamberimiz (s.a.v.) bu durumu şu güzel hadisiyle açıklamaktadır:
“Her çocuk İslam fıtratı üzerine doğar. Sonra onu terbiye eden ana baba Yahudi ise Yahudi ahlakıyla, Hristiyan ise Hristiyanlıkla, ateşperest ise Mecusilikle ahlaklandırır.” (Buhari, Feyzu’l-Kadir)
Burada dikkat edilmesi gereken en önemli husus; çocuk terbiyesine başlarken ailelerin, yaratılışa ters düşen hareketlerde bulunmamalıdır. Çünkü fıtrat tamamen temizdir. Fakat her ailenin kültürü, yaşam biçimi, dinî, gelenek ve görenekleri birbirinden tamamen farklı olduğu için kimi ailelerde fıtri değişimler görülmektedir.
ANNENİN RUH HÂLİ VE DAVRANIŞLARI BEBEĞE YANSIR
Gebelik döneminde annenin sürekli stresli bir ortamda olması, kötü alışkanlıklarının bulunması bebeğin fıtratına olumsuz etkide bulunacaktır. Bilimsel bulgular işaret ediyor ki, sigara veya alkol alışkanlığı olan annelerin bu alışkanlıkları gebelik süresinde de devam ettiği takdirde bebeğin ileriki yaşlarında bu kötü alışkanlıklara sahip olma riski oldukça yüksek orandadır. Annenin yalnız ruhsal durumu değil yaşadıkları ve sergilediği davranışlar da bebeğini doğrudan etkiler. Bu sebeple attığı her adımı, yaptığı her davranışı bir gün bebeğinde de görebileceğini düşünerek atmalıdır.
Doğum sonrası dönemde de anne babanın yanlış davranış, tutum ve alışkanlıkları, yine bebeğin doğuştan getirdiği tertemiz fıtratı bozacaktır. Unutulmamalıdır ki, çocuklar çoğu zaman ebeveynlerinin aynalarıdır ve onları yansıtırlar.
ANNE RAHMİNDE Çocuk EĞİTİMi
Anne ve babanın çocuğun daha anne rahmindeyken özellikle dikkat etmeleri gereken bazı hususlar vardır. Anneler hamilelik döneminde ibadetle meşgul olmalı, maneviyatlarının gelişimi için gayret etmeli, çocuklarına Kur’an dinletmeli ve güzel nasihatlarda bulunmalıdırlar. Babalar da yine bu dönemde eşine karşı her zamankinden daha çok sevgisini ve merhametini hissettirmeli, anlayışlı olmalı ve helal rızık noktasında azami hassasiyet göstermelidir.
Kişilik gelişimi de yine hamilelik döneminde önemle üzerinde durulması gereken bir husustur. Çünkü kişilik, kişiyi diğer insanlardan ayıran fiziksel, düşünsel ve ruhsal özelliklerdir. Çocuğun kişilik gelişimi anne karnında başlar ve kimilerine göre üç, kimilerine göre de beş yaşına kadar devam eder.
Hamilelik döneminde anne babanın kavgaları, gerginlikleri arasında gelişen çocuğun ruhsal sıkıntılarla dünyaya gelme riski yüksektir ve bu çocukta maalesef kişilik bozuklukları görülebilir. Burada önemli bir hususu da belirtmek isterim ki, anne baba için planlanmayan çocuklar, istenmediklerini açıkça dile getirdiklerinde ya da bu hamileliği mutsuzlukla karşıladıklarında, bebek kesinlikle hisseder ve bu durum kişiliğine olumsuz yönde yansır.
HAMİLELİKTE BEBEĞE SEVGİ HİSSETTİRMEK
Çocuklar Rabbimize en büyük şükür vesilemizdir. Bu hiçbir zaman unutulmamalı ve Rabbimizin verdiği bu nimete her daim şükür edilmelidir. Bebeğin kişilik gelişiminin olumlu olmasını isteyen anneler daha hamileyken onu ne kadar istediklerini hissettirmeli, mutluluklarını yansıtmalıdırlar. Yine babalar da anne ile olumlu ilişki içinde olmalı ve bebeği mutlulukla beklediğini sık sık dile getirmelidir.
Son olarak zekâ gelişimini de ele alacak olursak, bebeğin zekâ gelişimi de yine anne karnındaki süreçten çok ciddi şekilde etkilenmektedir. Bebeğin zekâ gelişimini hem fiziksel etkenler hem de çevre faktörü etkiler. Hamileyken annenin sağlıklı beslenmesi, çevrenin olumsuz etkilerinden kendini koruması elzemdir. Doğum sonrası da ebeveynlerin bu iki faktöre çok dikkat etmeleri gerekir.
Eğitim anne karnında başlar dedik. Bebeğin dünya yolculuğuna başladığı anne rahminde alacağı eğitim, çocuğun hayat yolunda nasıl bir yolcu olacağının işaretidir aslında. En önemlisi de onun bu yolculuğun sonundaki menzilini belirleyen süreçtir.