Anne-Babaya İhsan Mı, İtaat Mı?

Anne-Babaya İhsan Mı, İtaat Mı?

Kur’an’da en üst düzeyde bir vurguyla belirtilen anne-babaya  ihsan ile muamelede bulunma emrini (İsrâ suresi, 17:23) anlam(landırm)a, onun hangi somut tutum ve davranışlarla hayata yansıtılacağını belirleme oldukça zor bir mesele olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu ifadeyi herkes, kültürel birikimi, entelektüel gelişmişliği, içinde bulunduğu toplumsal şart ve imkânlar vb. çerçevesinde anlayabilir.

Anne-Babaya İhsan Mı, İtaat Mı?

İhsan kavramını içeriklendirme  bağlamda, sözgelimi şu sorulabilir: Anne-babaya ihsanla muamele etme, itaat etmeyi kapsar mı? Kültürümüz, büyüklere saygıyı daha çok itaat etmek şeklinde anladığı için, “anne-babaya ihsanla muamele etme”yi de, “itaat etmek” şeklinde anlayabiliyoruz.  Hatta kimileri, ihsan kavramını hiç kullanmaksızın doğrudan anne-babaya  itaat etmeyi Allah’ın emrettiğini söyleyebiliyor. Oysa, Kur’an’da anne-babaya ihsanla muamelede bulunmak, çok çarpıcı bir uslupla emredildiği hâlde (İsrâ suresi,17: 36.; Nisâ suresi, 4: 36),  itaat etme emredilmemiştir. Hadislerde de yoktur.

Neden anne-babaya itaat etmek emredilmiyor? Çünkü onlar beşer, onlar da şaşar; her zaman hata yapmaları muhtemel varlıklardır. Çok iyi niyetlerle, çok kötü işler yapabilir, yanlış emirler verebilirler. Allah’a isyan sayılacak şeyleri evlatlarından isteyebilir, bu yönde emirler verebilirler. Sözgelimi, kimi anne-babaların, eşine kötü davranmasını, şiddet uygulamasını evladına tavsiye edebildikleri ve salt onların gönlü olsun diye bu tür haramları işleyen evlatların olduğu görülmektedir. Nitekim, araştırmalar boşanmaların nedenlerinin başında, büyüklerin müdahalelerinin bulunduğunu ortaya koymaktadır.

Anne-babanın doğru veya sakıncasız emrine elbette uyulur; ama yanlış talebi olduğunda evladın yapacağı iş, onları Allah’ın önüne geçirmemek, yanlış emre uymamaktır. Çünkü, “Allah’a  isyan olan hususta hiçbir  mahluka itaat yoktur.” (Müslim, İmare, 38) Kur’an’da, şirk gibi Allah’ın hoşlanmadığı tutum ve davranışları emrederlerse anne-babaya asla itaat edilmemesi açıkça emredilmektedir (Lokman suresi, 31: 15.; Tevbe suresi, 9:23).

Ancak evlat, anne-babanın yanlış emrine uymadığında bile ihsanla muameleyi sürdürmekle yükümlüdür. Nitekim, itaat etmemesi emredildikten hemen sonra, “Yine de dünya hayatında onlara iyi davran, kol kanat ger.” buyuruluyor (Lokman suresi, 31:15).  Anne-baba yanlış emir verdiğinde, edebini asla bozmadan o emrin yanlışlığını, ondan Allah’ın hoşlanmayacağını ve bu yüzden  emri yerine getiremeyeceğini anne-babasına güzellikle açıklayarak affını ister. Egosunu değil, Allah’ı hoşnut etmeyi düşünen anne-baba, buna itiraz edemez. Böylece, sadece kendini değil, anne-babasını da günahtan korumuş, hayırlı evlatlık yapmış olur. Aksini yaparsa hem kendini, hem de anne-babasını dünya ve ahirette kötü duruma düşürmüş olur.